Bilmemenin cazibesi

Yeni yıl ne getirecek, bilmiyoruz.

Bütün iyi niyetler, dilekler, dualar bu yönde; ama gizli kapaklı geliyor, eteğinde hangi taşları sakladığından kimsenin haberi yok.

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
4 Ocak 2012 Çarşamba

Yeni yıl ne getirecek bilmiyoruz

Bütün iyi niyetler, dilekler, dualar bu yönde; ama gizli kapaklı geliyor, eteğinde hangi taşları sakladığından kimsenin haberi yok.

Kimileri sokaklarda girdi yeni yıla, kimileri farklı programlara katıldı, kimileri evinde parti verdi, sevdiklerini topladı; kimileri de hiç tanımadığı insanla dolu partileri dolaştı.

Hepsi, hepimiz aynı şey diledik:

Sağlık, mutluluk, huzur, para, hayatın en güzel ayrıntılarıyla dolu yepyeni bir yıl...

Hiç tanışmasak da, birbirimizden tamamen habersiz olsak da, yeni yılın hepimizi aynı duygu ve dilek etrafında birleştirmesi kadar güzel bir şey var mı?

Galiba insan denen varlığın en çok ihtiyaç duyduğu şey umut…

Bilinmezliğin peşinden sürüklenmek, en büyük umudun o bilinmezliğin içinde saklı olduğunu düşünmek kadar güzel bir şey var mı?

Bu sürüklenme hissi, bu kendini bu işe gönüllü kaptırış bizi bir süre idare ediyor ve arkasından yeni gelen yılın rutinine kendimizi kaptırıp yaşamaya devam ediyoruz. Yine erken kalkıp işimize gidiyoruz, yine kızdığımız şeyler bizi sinirlendiriyor, sevindiğimiz, mutlu olduğumuz şeyler yine hep aynı oluyor.

Ama olsun…

Bilinmezliğin sır dolu büyüsünde kaybolmak, tuhaf bir zevk, tatlı bir gizem, sıcak bir samimiyet yaşatıyor bize.

Kendi sokaklarımızda kaybolmayı, sonra yeniden kalabalık caddelere çıkmayı, sonra yine adını bilmediğimiz sokakların sonu nereye çıktığını merak etmeyi seviyoruz.

Hayatın içinde ne sakladığını bilmeden ona doğru yürümek, yarınların içinde hep daha iyisinin, bizim için daha güzelinin olduğunu hayal etmek değil mi adına yaşama sevinci dediğimiz şey?

İnsanı ayakta tutan, yaşamın bütün zorluklarına, bütün sıkıntılarına rağmen onu sevmekten asla vazgeçmemesini sağlayan en güzel duygu bu.

İyi ki hayattayım, diyebilmek…

Sağ’lık olsun, ifadesi bunu anlatan en güzel cümle…

Sağ’lık varsa, devamlılık var.

Sağ isek her şey bizim için… Umut da umutsuzluk da, sevinç de acı da, başarı da başarısızlık da… Bu,  elektro- kardiyografi gibi bir yukarı bir aşağı gidip gelen kendi, içinde tatlı bir ahenk tutturmuş düzendir adına hayat dediğimiz.

İyi ki düz bir çizgi değil, diye fark edip sevindiğimiz…

Yepyeni bir yılda, yepyeni umutlar, yepyeni inişler ama ardından illa ki çıkışlarla yaşanacak, mutluluk dolu farklı bir süreç bizi bekliyor.

İçinde ne sakladığını bilmiyor olmanın cazibesini düşünmek müthiş!

Yaşayın gitsin!