25 ve sonrası…

Köşe Yazısı
14 Aralık 2011 Çarşamba

“Hayat boyu yaşayacakmış gibi hayal kur, bugün ölecekmiş gibi yaşa” demişti ünlü Amerikalı aktör James Dean.  Henüz 25’ini bile görmeden bir araba kazasında yaşamını yitirmesi ironi sözcüğünün anlamını hatırlatır bana…  Yaklaşık altmış yıl önce söylenmiş bir cümleyi de bir o kadar da anlamlı kılar.  

***

“Gençlik yıllarınızın kıymetini bilin” derler ya, 20’li yaşların başında gülüp geçeriz buna. ‘Büyümek’ için can atarız.  Etrafımızdaki herkesin bir hedefi vardır 20’li yaşların son yılları için; üniversiteyi bitirmek, yüksek lisans yapmak, iyi bir işe kapak atmak, evlenmek, ilk çocuğunu doğurmak, kendi işini açabilmek… diye bu liste uzar gider. 

Ancak kağıt kalem üzerindeki yirmili yaşların sonu ile etten kemikten yirmili yaşlar çoğu kişi için senkronize olamıyor; iş hayatına genç yaşta adım atanlar mutlaka yapacağım dediği yüksek lisansı gözden çıkarabiliyor, mutlu bir evlilik yapanlar boşanabiliyor,  “Çocuk da yaparım, kariyer de” lafının reklamlardaki kadar kolayca yapılmadığını idrak eden yirmili yaşlardaki genç anneler bir süre işe ara verebiliyor veya tamamen farklı bir mesleğe adım atabiliyorlar… Bu liste de uzayıp gidiyor.

***

Beni en çok hayretler için de bırakan ise, 25 yaşından sonra yılların nasıl hızlıca geçtiği 25. yaş günümü dün gibi hatırlıyorum.  Yabancı bir ülkede, sevdiğim küçük bir arkadaş grubuyla dünyanın en kozmopolit şehirlerinden birinde kutlamıştım. O yıldan sonra da yıllar sanki ikişer ikişer geçmeye başladı. Gözümü açıp kapayıncaya kadar kendimi otuzlu yaşların ortasında buldum.

Belki de önemli olan kaç yaşında olduğumuz değil, hayatı “yarın ölecekmiş gibi yaşamak”da değil, sadece hayatımızın şu anki durumdan memnun olup olmadığımız. Eckhart Tolle’un yıllar evvel uzun süre en iyi satanlar listesinde olan Power of Now (Şimdinin Gücü) kitabında bahsettiği gibi ileriki endişelere kapılmadan şimdiyi mutlu yaşamayı becerebilmemiz. Tabii tüm kişisel gelişim kitapları gibi, okuması kolay, uygulaması zor. ‘Şimdi’ki mutluluğumuzu nasıl arttırabiliriz?

***

Sevgili Karel’in geçen haftaki “Teşekkür ederim” adlı yazısı, bana Şalom’daki yıllarımızın da ne kadar çabuk geçtiğini anımsattı ve yüzümde bir gülümseme oluştu.  Bir çırpıda geçen sekiz sene zarfında, Şalom’un en acemi gençlerinden biriyken, şimdi gençlerin –yaşlıları dememek için- tecrübelileri arasındaki yerimi aldım. 

Hep birlikte nice sekiz senelere…