Lizbon’da bir kedi…

Denis OJALVO Köşe Yazısı
24 Kasım 2010 Çarşamba

19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Lizbon’da gerçekleşen NATO zirvesinde bir araya gelen 28 üye ülke yetkilileri Avrupa sathını ve Avrupa’daki toplulukları, Türkiye’nin İran’ın isminin zikredilmemesi konusundaki ısrarını müteakip, menşei gayri sahih bir füze tehdidine karşı koruyacak bir düzeneğin kurulmasını incelemeye karar verdiler. Şaka gibi…

Buna mukabil, eşyayı ismiyle çağırmaktan gocunmayan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yaptığı açıklamada “NATO’nun resmi belgelerinde herhangi bir isim zikredilmiyor, ancak, Fransa kediye kedi diyor: Füze tehdidi İran kaynaklıdır!” dedi ve İran’ın balistik programının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kınandığının altını çizdi.

Kendisine yöneltilen bir soru üzerine Sarkozy, algılanan tehdidin Rusya’dan kaynaklanmadığını “İlave edeyim, Soğuk Savaş bitti, Varşova Paktı bitti, SSCB bitti… Rusya ile yeni bir stratejik konsept bina etmemiz gerekiyor” sözleriyle ifade etti.

Kurulması tasarlanan erken uyarı sistemlerinin ve anti-balistik füzelerin hangi ülkelerde konuşlanacakları, bunların komutalarının kimde olacağı gibi temel konular ise masaya yatırılmadı. Erken uyarı sistemiyle elde edilecek istihbaratın İsrail ile paylaşılıp paylaşılmayacağı veya İsrail’in söz konusu anti-balistik füze sisteminin koruma kapsamının dışında tutulup tutulmayacağı NATO’nun Yeni Stratejik Konsept belgesinde zikredilmemekle beraber, İsrail’in mevcut füze kalkan sistemleri ABD’nin İsrail’e yerleştirdiği 2000 km. menzilli (Tel Aviv – Tahran mesafesi 1598 km.) X-Band radar sistemiyle iki senedir ABD ile yüksek derecede entegre durumda. Söz konusu sistemin etkinliği değişik menzilli beş farklı anti-balistik füze düzeneği temel alınarak 2009 Kasımında ABD ve İsrail’in 2000 askeri personelinin katılımıyla ortaklaşa düzenledikleri Juniper Cobra tatbikatıyla sınandı. Konu her ne kadar NATO ise de, tüm sistemlerin ABD menşeli olduğu cihetiyle İsrail’in istihbarattan dışlanması pratikte mümkün değil. Görünen o ki, NATO, ABD ile İsrail arasındaki mevcut işbirliğine eklemlenmek durumunda.

Lübnan’daki Hizbullah cephaneliklerini Suriye üzerinden kısa menzilli füzelerle donatan İran’ın kendi füze arsenalinin bir bölümünü Suriye’de konuşlandırmasının önünde herhangi bir engel bulunmuyor.  Bu durumda Türkiye’de konuşlanabilecek erken uyarı ve füze kalkanı tesislerinin İsrail’e faydası oldukça sınırlı olacaktır.

NATO’nun Füze Kalkanı konusu ete kemiğe büründükçe İran’ı gücendirmemek için isminin zikredilmemesinin zevahiri kurtarmaya yetip yetmediğini izleyeceğiz.