Insomnia rehberleri

Köşe Yazısı
9 Şubat 2011 Çarşamba

İlkokul yıllarında başlayan Pazartesi Sendromu'nu, otuzlu yaşların ortasına geldiğinde hâlâ atlamamış insanlar vardır. Onlar okul, yazılı, sözlü olmadığının bilincinde olsalar bile artık iş vardır; okulunu seven nadir azınlığın dışında kâbus gibi başlayan okul haftalarının yerini iş haftası almıştır artık. Yine erken kalmak, yine sorumluluklar, akranlarla olan psikolojik sorunlar yerine meslektaşlarla olan çatışmalar… Belki lise birinci sınıftakiler gibi habis bir tümör olarak görmezler Pazartesi günlerini, ama kişiler otuzlu yaşların ortasında bile olsalar Pazartesi sabahları en azından iyi huylu bir lipom gibidir yine de…

***

Dün gece (Pazar gecesi) yine uykum kaçtı. Hafta içi her gün hafta sonlarına göre erken bir saatte kalkmayı gerektirse de, Pazartesi sabahları her zaman problemli olmuştur benim için. Belki Pazar gününün dinlendirdiği ruh ve bedenin daha iş yerine varmadan tem trafiğiyle bozulacağını bildiğimden, belki de yeni haftanın iş ve sosyal sorumluluklarıyla bilinçaltında yüzleşmek istemediğimden. Daha geç bir saatte güne başladığım Pazar gününün ardından mantıklı bir saatte uyumakta zorlanmışımdır her zaman.

Dün gece uyku tutmayınca internette ‘Insomnia’ (uyku bozukluğu) üzerine tavsiyeler veren birkaç web sitesi okudum. Bilgisayar ve televizyon gibi uyarıcı teknolojik cihazlarla uykuyu yakalamaya çalışmak en yanlış davranış, ancak laptopu açmış bulundum bir kere. Hayatında hiç rejim yapmak zorunda kalmamış birinin tiroid ya da insülin direnci gibi sağlık problemleri olan bir kişinin kilo vermesinin düzenli diyet ve egzersizle ne kadar kolay olduğunu yazması gibi, hayatında uyku bozukluğu çekmemiş kişilerin geceleri çalar saatinden kalan dakikaları sayarak geçirerek yaşanlara verdikleri tavsiyeler beni eğlendirdi.

İnternette uyku bozukluğu eksperlerinin uykuya dalma tavsiyelerinden favorim günümüzün kafamızda değerlendirmesini yapmak; yani o günkü iş yerinde yaşananları, özel hayatımızda yaşananları, sosyal aktivitelerimizi düşünmek. Bu nerden bakarsanız bakın uykuyu bir saat geciktirmeye aday bir aktivite; eğer iş yerinde bir stres, özel hayatınızdan bir problem, sağlığınızda bir terslik varsa yandınız. Uyumak yerine meslektaşınıza ne kadar kızdığınızı, yine spor yapamadığınızı veya sevdiğiniz bir insanın vurdumduymaz bir davranışını düşünüp uyanma saatinize altmış dakika daha yaklaşabilirsiniz.

Ya da ikinci favori tavsiye; hedeflerinizi gözünüzde canlandırın! Insomnia’ya sebep olan çoğu zaman kafamızda bizi uyanık tutan bir düşüncenin olması değil midir zaten? Bu düşünce de genelde hayatımızda ters giden bir olay ya da olmasını istediğimiz ama gerçekleşmeyen bir hedef değil midir çoğu zaman? Amerikan filmlerinden özenip koyun saymayı bile tavsiye eden uzmanlar var internette; faydası olan var mıdır bilmem ama benim uykumu tam açacak bir aktivite olduğu kesin. Çok da yaratıcı değil doğrusu.

Doktor olmayan hiç kimsenin uykusuzluk gibi önemli bir sorun üzerine yazdığı yazıları okumamak gerekiyor, nitekim saçma yazılar okumak da uykuyu kaçırabiliyor…