Duyarlılık her zaman için

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
2 Şubat 2011 Çarşamba

Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Töreni 27 Ocak Perşembe günü Neve Şalom Sinagogu’nda gerçekleşti. Toplum bireylerinin yanı sıra protokole ayrılan sıralarda diplomatlar, akademisyenler, devlet temsilcileri, dini temsilciler yer almıştı. Sinagog hınca hınç doluydu. Cemaatimizde Soykırım konusunda ‘uzman’ denecek kadar bilgiye sahip olan Süzet Sidi, ‘Holokost Öğretisi’nin Gerekliliği’ başlıklı açılış konuşmasını yaptı. Tören sonrası, konuşma metnini bir kez daha okudum. Böylesine iyi hazırlanılmış konuşmaların bir kez okunup yok olmasına üzülüyorum.  Keşke  daha fazla yararlanılabilse. Nitekim, Hakkı Devrim, Radikal Gazetesi’nin 1 Şubat sayısında “66 yıl sonra Holokost’u anma gününde buluştuk” başlıklı olağanüstü yazısında Sidi’nin konuşmasından alıntılar yaptı.

Anma gününde beni en çok etkileyen protokolün yanı sıra sinagogda görmeye pek alışık olmadığımız, cemaatimizin farklı kesimlerinden simaların gösterdiği duyarlılıktı. Bunu içlerinden gelerek mi yaptılar, yoksa tufan gibi gelen mail/mesajların mı etkisi oldu bilemiyorum. Dilerim aynı duyarlılık Yom Ha Şoa günü de yaşanır ve uzun zamandır yarı boş olan mekan bu günkü gibi kalabalık olur.

***

Yoğun çalışma hayatında kendinize yapabileceğiniz en büyük hediye bir gece kalmalı iki günlük gezilerdir. Son gittiğim Eskişehir gezisini gazeteye aktardığımda öylesine ses getirdi ki, zaten gitmeye niyetli olanlara bir dürtü oldu. Bu kez aklım Beypazarı’nda. Hele şu soğukları bir atlatalım, ‘bir gece iki gün’ü programa alacağım. Beypazarı, Ankara’nın tarihi bir ilçesi. Safranbolu evlerini andıran Beypazarı evleri genelde üç katlı. Görülecek, gezilecek çok yeri var. Bu arada havuçlu lokumu ile seksen katlı baklavası dillere destan. Birden fazla müzesi olan Beypazarı’nda en çok ilgiyi çeken mekanlardan biri, ‘Yaşayan müze’ (Abbaszade Konağı). Her hafta sonu farklı bir konu seçiliyor. Ziyaretçilerin de katılımıyla etkinlikler düzenlendiği için ‘yaşayan müze’ deniliyor. Müzenin sitesinden hangi hafta hangi etkinliğin düzenleneceğini görebilirsiniz. Bu arada Gümüşçüler Çarşısı da çok ilginçmiş.

***

Başlığın uzun oluşuna bakmayın. Kitabı ancak yarıladıktan sonra adını bir nefeste söyleyebileceksiniz; bu da önemli değil. Ama biyografi okumayı seviyorsanız, ‘Beyaz Köpek Balığı Derili Takım Elbiseli Adam’ isimli kitaptan hemen bir tane edinin. Bu konuda daha fazla bir yorum getirmek istemiyorum. Zira İzel Rozental, bu hafta köşesinde kitabın ön eleştirisini çok keyifli bir şekilde kaleme aldı. Önerim, önce İzel’in yazısını okuyun, sonra da Beyaz köpek balığı derili…