Ahtapot Paul’un bilmedikleri…

Köşe Yazısı
14 Temmuz 2010 Çarşamba

Galatasaray’ın derbi maçları haricinde çok nadir maç seyretmeme rağmen, futboldan da fazla anlamayan bir kadın olarak şunu söyleyebilirim; dün belki de hayatımızın en sıkıcı Dünya Kupası finaline şahit olduk… 116. dakikaya kadar golsüz geçen maçın sonunda İniesta’nın golüyle gelen şampiyonluk İspanya taraftarı birçok kişiye gurur ve mutluluk getirse de, maç şimdilik seyrettiğimiz en sıkıcı final maçı olarak zihinlerimize kazınmaya başladı bile…

Ahtapot Paul sekiz maçı üst üste bildikten sonra İspanya’nın şampiyonluğunu da bilerek, vuvuzeladan sonra Dünya Kupası’nın maç harici en çok konuşulan konusu oldu. İnsanların içinde yatan gizli kumar merakından mıdır bilinmez fakat ‘Kâhin Ahtapot’ son iki haftadır bizi çok eğlendirdi. Hakkını vermek lazım. İspanya’nın yanında bir tebrik de Paul’e gitmeli bence… Birkaç gün geçip, tüm zamanların favori ahtapotunu unutmadan önce ona da “Viva Paul!” diyorum.

***

Maalesef Johannesbug’deki ve İspanya sokaklarındaki sevinç, başka bir kıtada yerini kupanın çirkin yüzüne bıraktı. Pazar akşamı Uganda’nın başkenti Kampala’da biri spor temalı bar, biri de Etiyopya temalı olan iki mekanda Dünya Kupası’nı seyretmek için toplanan 64 spor sever, teröristlerin eşit zamanlı bombalı saldırısına uğrayarak hayatını kaybetti.

Spora politika, politikaya terör karıştırılması… Günün sonunda spor severlerin futbol seyrederken hain bir saldırıyla yaşamını yitirmesi… Somalili aşırı dinci Şebab militanlarının rastgele harcadığı yaşamlar, maçın bitimine üç dakika kala yapılan saldırıda kurtulabilen birkaç seyircinin yaşadığı travma… 18 yaşında maç seyretmek için gelen, gözünden ve bacaklarından yaralanan genç. Bunlar mı olmalıydı Güney Afrika Kupası’ndan hatırlananlar?

***

Ahtapot Paul’un 3,5 senelik ömründen geriye kalan tek senesi sanırım sorularımızı cevaplamaya yetmeyecek. Sporun kana bulanmadığı bir futbol karşılaşmasına da Paul maalesef yetişemeyecek. Keşke bugün konuşabileceğimiz konular sadece final golünü atan Andrés İniesta, golü, kitabı, İspanyol tenis Şampiyonu Rafael Nadal’ın şampiyonluğu bir sene kutlama önerisi, Hollanda’nın final maçlarındaki kadersizliği olsaydı.

Boğaları “Viva España” diye kutlayıp, bu yazıyı neşe ile kapatabilseydik …