Yazmasam olmazdı... (2)

Köşe Yazısı
22 Temmuz 2009 Çarşamba

Vladi BENBANASTE


Yazımın ilk bölümünde puslu bir sonbahar sabahı adadan inişimizle başlayan ve Onursal Başkan Bensiyon Pinto’nun “Anlatmasam Olmazdı” kitabının  imza gününe katılmak üzere Nişantaşı gelişimizi anlatmıştım. Kaldığımız yerden devam ediyorum…

Yazmasam olmazdı…  

Arabayı parka  “garson kılıklı park vale”sine (fiyat no-vale) verdikten sonra binaya girdik. Söz konusu olan Bensiyon Abi olunca, doğal olarak içerisi oldukça kalabalık. Olay üst katta, ya tabana kuvvet tırmanacaksın ya da 5–6 asansör yan yana kuyruğa gireceksin... Herkes kurnazca asansörün ne istikamette gittiğini ve o anda kaçıncı katta olduğunu gösterir kırmızı ışıklı göstergelere bakıyor. Kısa bir hesaplama “en kurnaz“ plan ile en kısa zamanda geleceği tahmin edilen asansörün kuyruğuna giriyor.  Bu arada görmek istediği, istemediği  bir dünya insanla hoş-beş sohbet. Birilerinin  beklediği asansör , “kurnaz planlarının tersine “ başka türlü davranır ise, yani ilk gelen asansör sizin beklediğiniz sıraya hitap etmiyor ise,  “kreatif toplumumuza ait” bir başka taktik devreye giriyor... Asansörü gelmekte olan hattı temsil eden kuyruktaki tanıdığınız birine, “aaaa Rapunzel,  naaaber yaw? Çoktandır görüşemedik... Gretel’den haberlerim var, biliyor musun? Hans ile araları bozukmuş, galiba ayrılacaklarmış... Ay dur, sana anlatacaklarım var...” masallarıyla arkadakilerin şaşkın bakışları arasında gelmekte olan asansör kuyruğuna ve çoktandır göremediğin arkadaşının da önüne geçerek “çok önemli bilgileri anında aktarmak adına” bir samimiyet kuruveriyorsunuz. İşler bu kadar basit... Falanca sizi gördüğüne memnun, taze dedikodularına kavuştu, tabiî ki bir şeyler anlatırken ona; siz asansörün içinde “o” dışında ne olduğunu kimsecikler anlamadan kapanan asansör kapısının arasından “ Görüşelim... Özledik valla... Sana pamuk prensesin başına gelenleri anlatmış mıydım ?” deyiveriyorsunuz... Bir daha aynı koşullar altında karşılaştığınızda olaya “ pamuk prenses’ten” den girmeyi unutmayın...

Bu taktik de tutmaz ise öncekiler kadar dâhiyane olmasa da üç nolu taktik sırada yardımınıza hazır... Öncelikle “ben yürüyeceğim “ sportif eda ile kalabalıktan uzaklaşın, bir kat  alta veya üste yürüyün ve asansörü oralardan çağırın her halükârda bekleyen standart insanlardan önce asansöre binebilirsiniz... Unutmayın hiçbir kitap yazmaz bunları...

 Yukarı ulaştık. Yaşasın benim de artık imzalı bir kitabım olacak...??!!   Yok yaw o kadar kolaydı!. “imzalatmak için bir kitap gerekir” Bensiyon Abiye avucumuzu imzalatacak halimiz yok ya! Bu küçük ayrıntıyı müteakip iki adet kitap alıyoruz. Şunu bir imzalattık mı,  Bensiyon Abimize bir gözüktük mü iş tamam...Tamam olmasına tamam da, bir kuyruk... “fin al Kuzguncuk”  dünyalar tatlısı karıma “ Sevgilim, sevgili ağabeyimiz, bizim evin arkasında oturuyor bir gün gider imzalatırız “ diyorum...    “ Sen git otur tatlım, ben imzalatırım “ diyor. Taktı mı? Yooo hiç imzalı kitabı olmamış küçükken herhalde...   O bakımdan... Kuyrukta bekliyoruz...

 Kuyruktayız... Normalde kuyruklar ilerler... Bize akşam trafiği denk gelmiş , “Rush hour.”  Bir de zincirleme kaza, ilerlemiyor ve hatta mümkünse biraz geri geri yürümemiz bile gerekecek... Murat Kazanasmaz’a mi bağlansak mı ne?  Bensiyon Abi, hakikatten canını dişine takmış, sıcak imza atıyor... Herkese yetişmeye çalışıyor, ama ne çare. Hanımından fason imza istedim, oğullarından da, maalesef olmuyormuş.  Peki,  bekleyeceğiz.  Bu arada kuyruğun  ön tarafında  bir karmaşa asansördekine benzer bir kaynama çalışması hafif hafif var, amma görmemezliğe geliyorum.

 Sağ tarafta  açık büfe, malum rejimdeyim, onun için az az yiyorum... Kuyrukta karım bir başkası ile “hoş-beş” yaparken kaçıverip yiyiveriyorum, yanaklarım dolu dolu geri geliyorum stokçu pelikan misali.  Eşim 12 cm kadar ilerlemiş. Bravo.  Birden Sevgili İvo’nun sesi duyuluyor. - Tabii ki benim söylediğim işin özeti. O ‘muy muy kibariko’ şekilde söyledi- “Ey kuyrukta bekleyenler; boşuna beklemeyin, Bensiyon Pinto kitabının tanıtım konuşmasını yapacak. Sonra resmi açılış olacak, sonra o, bu,  şu konuşacak sonra “kaldığı yer” den imza devam edecek.” Sıra numarası mı verecekler acaba?  

 Ümitlendim, “ zevceciğim gidelim mi? Bak sonra imzalatacağım sana söz “  kuyrukta beklemeye karar verdi(k) “Kuyruk tamamen felç, aradan çıkan 3–5 kişi sayesinde 24 santim daha ilerledik.  Ben  ve büfe, giderek daha samimi olmaya başladık. Yere oturdum, kalktım... Hoş-beş yaptım... Onu bunu gördüm. Gözüm Bensiyon Abi’ de. Eşim  kuyrukta “ ölmek var dönmek yok”, sancağı devir teslim etmeden bu kuyruktan çıkmak yok. Neyse konuşmalar ve tanıtımlar bitti.  Bensiyon Abi geri geldi. Kuyruk genişliği yan yana iki kişiden beşe hatta iyice ön taraflarda 7 – 8’e çıktı... Hafif hafif kaynama çalışmaları resmi bir hal almış ve abartılarak devam ediyor...

Yaaa sabır, biz burada bir saattir boşuna mı bekliyoruz. N’apmak gerek? Bensiyon Abi elinden geleni yapıyor, sevgili filan falan yazma  isini fasona vermiş, o “imza” atıyor. Beklemiyordu bu kalabalığı, kuyrukta beklerken kitabın çok az bir kısmını okuyabildim şimdilik, bence mütevazilik etmiş, beklemeliydi bu kalabalığı. “Hop arkadaş kaynak yapmayalım filan desem”, Bensiyon Abi’nin günü rezil olacak. Göz yumsam, bana ayıp olacak ,   “gidelim” dedim. Elinde sancak var olmaz... Gidilmeeez...   Ben sükûnetimi koruyamama ihtimaline karşı kuyruktan çıktım. Sağda solda dolanmaya ve sevdiklerimle görüşmeye gittim.  Toplam 1,5 saat oldu, imzalı kitap ve sancak meselesinde bir ilerleme! Yok.  Bekliyoruz...  NATO kuyruktakilere su ve yiyecek yardımı yapmaya başlamış... Kızılay yolda...

 Bensiyon Abi,  yanındakiler ve İvo’dan oluşan temsili kolluk kuvvetleri kuyrukta düzeni sağlamaya çalışıyorlar. Bazıları en önden girip hiçbir şeyden haberi olmayan beyefendiye kitabı uzatıveriyorlar... Ne yapsın imzalamasın mı?   Bir de bir kesim daha var, Bensiyon Pinto  ile sohbet  açmaya çalışıyorlar”  Hani “ben buradaydım, aklında kalsın, sonra beni gelmedi zannetme”,  gibilerinden, “Kitabınız çok güzel, tebrik ederim” “dur bir opiiim seni” gibilerinden.

Sonuçta imzalı kitabımızı aldık... Çok mutluyuz. Gururluyuz.   Bensiyon Abi, hakikatten “Anlatmasan olmazmış” dedirten kitabını okudum.  Bana düşmez amma haddim olmayarak,

“Tebrikler.”