H1N1, H1N2, H3N1, H3N2…

***

H1N1 influenza virüsü domuz gribine yol açan ciddi bir virüs.  Ülkemizde geçen hafta itibariyle yirmi bir kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi hastalandı. 

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
11 Kasım 2009 Çarşamba

Cumartesi sabahı nezle ile uyandım.  Ardından hapşırma, sıcak bir kahve, tekrar hapşırma…  Köpeğimi parka götürüyorum, parkın normalde de yorucu olan uzun merdivenlerini biraz zorlanarak çıkıyorum, evime geri dönüyorum.  Biraz üşür gibi oluyorum, dışarıdaki havanın uzun zamandır geçirdiğim en güneşli günlerden biri olduğunu farkına varamıyorum.  Öğleden sonra ise bir arkadaşım beni alıyor ve başka bir arkadaşımızın düğün hediyesini almak için Metrocity’e doğru yola koyuluyoruz.  Arabada ben uzun kollu bir t-shirt, kazak ve montla oturuyorum, arkadaşım ise t-shirt giyiyor.   O anda hafif ateşim olduğunu algılıyorum, hediye olayını hallediyorum ve eve gidip yatıyorum.

Bu hafta sonu maalesef böyle sevimsiz geçti.  Cumartesi yarım gün, Pazar ise bütün gün uyudum, kalktım, gazete okudum, yattım, internete girdim, yattım…  Bunun basit bir açıklaması var; soğuk algınlığı… Kuş gribi değil, domuz gribi hiç değil. 

***

H1N1 influenza virüsü domuz gribine yol açan ciddi bir virüs.  Ülkemizde geçen hafta itibariyle yirmi bir kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi hastalandı.  Çoğumuz gazeteler, dergiler ve internetten H1N1 virüsü hakkında bilgi edinmemize rağmen,  domuz gribi semptomlarından mevsimsel gribi, hatta basit bir soğuk algınlığını ayıramayacak bir panik derecesine ulaştık.  Eczanelerde anti-bakteriyel el temizleme jelleri tükendi,  anti-bakteriyel sıvı sabun üreticileri yıllık cirolarını birkaç haftada yapmaya başladılar.  En büyük risk gruplarının içinde yer alan çocukların, gittiği bazı okullarda influenza virüsü kapan sınıf arkadaşlarının olduğunun bildirilmesinin ardından ebeveynler haklı olarak korkmaya başladı. 

Medya tarafından dozajı arttırılan bu paniğin önlenmesi için ne yapılabilir?  Bilgilenmek, semptomları ve tedavi yöntemlerini öğrenmek, “H1N1 virüsü mutasyona uğrayabilir mi?” veya “Domuz gribi bir komplo mu” gibi makalelerin etkisinde kalmamak, panik oranını azaltmak açısından önemli.  Doğru kanallardan bilgi almak, panik ebeveynler yerine bilgiyi doktordan almak ise en önemlisi.

***

Hafta sonu evde dinlenirken sıkıntıdan bolca internete girme fırsatım oldu.  Sevdiğim sitelerde dolanırken, Reuters’ın ‘Tuhaf haberler’  (Oddly enough news) köşesine de bir göz atmaktan kendimi alamadım. 

Ekonomik krizi fırsata dönüştürme hikâyeleri her zaman ilgimi çekmiştir, fakat sadece üzerine giydiği t-shirt’e reklam alarak yılda 85,000 dolar kazanan Jason Sandler’ın hikâyesi kadar yaratıcısına az rastladım.  Sandler şirketlerin logosu olan t-shirtleri giyip yollarda dolaşıyor ve sosyal paylaşım sitelerine bunun hakkında yazılar yazıyor.  Reuters’ın haberinde en ilginç bulduğum nokta ise Sandler’ın fiyatlandırma sistemi.  Günlük ücret, yılın kaçıncı gününde olduğunuza bağlı.  1 Ocak gününün ücreti 1 dolar iken, 31 Aralık’ın ücreti 365 dolar.  Nasıl para kazanır demeyin, geçtiğimiz sene 83,000 dolar kazanan Sandler, işi genişletip yanında t-shirt giyip dolaşan eleman da tutacakmış bu sene.

Krizi fırsata dönüştürmek diye buna diyorum, yeter ki H1N1 virüsünü fırsata çevirmesinler…