Tiyatro ölmez

Köşe Yazısı
17 Haziran 2009 Çarşamba

Yakup ALMELEK


Yüksek tirajlı günlük bir gazetede köşesini ilgiyle ve zevkle takip ettiğim bir köşe yazarımız tiyatro için “ Ölmüş sanattır” sözünü kullandı.

Oldukça abartılı bir tarif değil mi bu?

Madem ki ölmüştür demek ki yok olmuştur veya tarihe intikal etmek üzeredir.

Tiyatro yaşamayan bir sanat ise yaşayan sanatlar hangileridir?

Yaşamayan Tiyatro sanatı derken başka ülkelerdekiler de mi kastediliyor yoksa  konu salt Türk Tiyatrosu mu?    

Ayrıntılarıyla irdelenecek olursa görülecek şu ki tiyatrolar yurt içinde de yurt dışında da yaşıyorlar ve genel durumları da fena değil. Özel tiyatroların içinde şüphesiz mali sıkıntıda olanlar var ancak onlar bile şu veya bu şekilde devam etme çabası içindeler ve başarıyorlar da…

Sonra ekonomik açıdan problem yaşayan yalnız tiyatrolarımız mı? Günümüzde hemen hemen sınaî veya ticari her müessese benzer güçlüklerle karşı karşıya, bizde de bizim dışımızda da…

İki ay önce tanıdığım New York’ta Broadway’de bir tiyatronun sahibi, krizden sonra izleyici sayısında yarı yarıya bir düşüş olduğundan yakınmıştı.

Tiyatro canlı bir sanattır: Birinci kanıt:

İnsana ve insanların oluşturduğu topluma en yakın sanattır. Bireylerle bütünleşmiştir. Çünkü ana ham maddesi insandır. Psikolojik ( ruhsal)  ve sosyolojik ( toplumsal) açıdan insanı didik didik mikroskobik inceleyen bir güzel sanatlar dalıdır, tiyatro…

Tiyatronun tek öğesi yazılı metin veya edebiyat değildir. Oyunculuk, taklit yapma, dans, müzik, dekor, kostüm sahne düzeni, ışık tiyatro mevhumunun önemli unsurlarındandır.

Tiyatro canlı bir sanattır:  İkinci kanıt: 

Dünyanın kuruluşu ile eşit yaştadır. Âdem babamız ve Havva anamızın dünyamıza getirilişlerinden hemen sonra oluştuğu rivayet olunur. Kökeninde eski dinler vardır ancak sonra bağımsızlaşarak sanat haline gelmiştir.        

Milattan on bin kadar yıl önce çizildikleri tahmin edilen pek çok  mağara duvarındaki maskeli yüzler insanların o çağlarda bile  tiyatroya özendiklerini kanıtlıyor.

Tiyatro uygarlıkla eş anlam taşır. Ölmez. Yaşamını yitirmesi demek topluma can veren damarların tıkanması demektir.

Bir söz vardır. Tiyatroda perdeler kapanmamalı. Kapanırsa kayıp edilenlerin ardından o ülke için ” başınız sağ olsun”  demek gerekecektir.