Yunus Emre

Köşe Yazısı
18 Şubat 2009 Çarşamba

Yakup ALMELEK

 

Yunus Emre bir halk şairidir.

Halk nedir? Kesin bir tanıma bağlamak için sözlükleri karıştırdım.

Değişik betimlemeler var.

Aynı ülkede yaşayan, değişik soylardan gelen insan topluluklarının her biri. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların tümü.           Ülkedeki yurttaşların hepsi

Tanımlar uzayıp gidiyorlar ancak hepsinde müşterek olan bazı özellikler de mevcut. Örneğin: duygularda ve düşüncelerde beraberlik. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeylerden korkmak veya acı çekmek.

Yunus Emre 800 yıldır halkın içinde yaşıyor. Nerede doğduğu veya öldüğü kesin olarak belli değil.  Anadolu’da on bir yerde mezarı olduğu söyleniyor. Bu da ne kadar çok sevildiğinin bir kanıtıdır.

1240 yılında Eskişehir’de doğduğu savlardan biri. Konya’da Mevlana ile görüştüğü ve etkilendiği de olası.

Yunus Emre Tanrı ve insan sevgisini, aşkı, varlık ile yokluk,  yaşam ile ölüm temlerini şiirlerinde inci gibi işlemiş. Her gittiği yerde halka eşitlik ve barışı anlatmış. Bunu yaparken özentisiz ve duru bir dil kullanmıştır.

Halk Türkçesinin en güzel ve akıcı örneklerini verdi hepimize.

Örnekler o kadar çok ki rast gele birkaç tane sunayım. Parantez içindekiler benim yorumlarım.

Ne varlığa sevinirim, Ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni

(bugünlerde hangi yürek sevdiğine bu kadar bağlı?)

Gönlüm düştü bu sevdaya, Gel gör beni aşk n’eyledi

Başımı verdim kavgaya gel gör beni aşk n’eyledi 

(Sevdalanmamak da gerekiyor, neme lazım,aşk korkutucu)

 

İlim ilim bilmektir,ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır

(Sekiz yüz yıl önce bu mısraları söylemek!)

Yunus Emre dünya var oldukça var olacak ozanlardan biridir. Aklın ve inanmanın çeşitlerini anlatır. Ona göre toprak, su, ateş ve rüzgar insanın canı ile birleşiktir. Toprak ve su cenneti resmeder. Ateş ve rüzgar ise cehennemin öğeleridir.

Yunus Emre’ye göre dört bilgi düzeyi vardır. Bunlar: 1- Dinin kuralları, 2-tarikat kuralları, 3-sezgi ve okuma yoluyla ulaşılan bilgi ve en sonda 4- Tanrının sırrıdır. Bu sırrı tek bir mısra ile şöyle anlatır:

Yücelerden yücesin, kimse bilmez nicesin

Yunus Emre Tasavvuf felsefesini benimsemiş ve yorumlamıştır da.  Ona göre kişi Tanrının bir parçasıdır.  Bu gözlem gide gide Vahdet-i vücut- varlık birliğine götürür yaratılanları veya yaratıkları.

Eğer beni öldüreler, külüm göğe savuralar

Toprağım orda çağıra, bana seni gerek seni

Dünyanın haline bir baksak! Her tarafta kaos.Yalan yalan üstüne.

Hakikati tahrif ( değiştirmek) ufacık politik ve ekonomik çıkarlar uğruna….

8 tane yüzyıl önce insanlara seslenen o kişi şimdileri görse kim bilir ne kadar üzülür.