Sukot Bayramı öncesi gergin dönem

Erol Güney Köşe Yazısı
15 Ekim 2008 Çarşamba

Yazımı kaleme aldığım Sukot Bayramı arifesinde İsrail’in politik ve ekonomik durumunu şöyle özetleyebiliriz.  Uzun ve zor geçen görüşmeler sonrasında Kadima ve İşçi Partileri anlaşmak üzere oldukları sinyallerini veriyorlar, şimdi dikkatler Şas Partisi ile yapılacak konuşmalara çekiliyor. Zira Şas’ın lideri Eli Yişay  şahsi nedenlerden ötürü yeni bir koalisyon yerine genel seçimlere gitmeyi tercih edebilir.  Her şey, partinin ruhani lideri Rav Ovadya Yosef’e bağlı.

Ekonomik duruma bakıldığında, İsrail birçok ülkeye oranla daha iyi sayılabilir.  İsrail Borsası dini bayramlardan ötürü birkaç gün kapalı kaldı ve böylece ülke hisselerde büyük kayıpların yaşandığı günleri atlattı.  Ayrıca ülke genelinde hiçbir banka tehlikeye girmedi.

Doğal olarak henüz kriz atlatılmış değilse de, ekonomi çevreleri gerekli önlemleri aldılar.

Halkın büyük bir çoğunluğu bu bunalımın İsrail ekonomisi üzerindeki en büyük etkisinin işsizliği arttıracak olduğuna inanıyor.  Bir zamanlar %10’a yükselen işsizlik oranı %6’lara çekilmişti.

Peres yatıştırdı

İsrail basını şimdi  birkaç gün önce Akko’da  başlayan Yahudi-Arap çatışmaları üzerinde duruyor. 5 gün süren çatışmalar sonrasında iki tarafın gençleri de sakinleşmiş gibiler. Devlet Başkanı Şimon Peres’in Akko’ya giderek her iki tarafla da görüşmesi durumun normale dönmesinde etkin rol oynadı.

Ayrıca Akko belediyesi evleri zarar gören Filistinlilere geçici konutlar sağlıyor.  Olay sırasında Yahudilerin ikamet ettiği bazı evler de yaşanamaz hale geldi.

Geçtiğimiz pazartesi günü Şimon Peres ile bölgeye gelen İsrail’in iki dini lideri, çatışmalara katılan özellikle dini bütün Yahudilerle görüştüler ve taşkınlık olaylarının dine aykırı olduğunu ifade ettiler.

Akko’daki görüşmeleri özetleyen Peres: “ Bir şeyden memnun olmayız. Gördük ki ister Yahudi olsun ister Filistinli hepimiz barış içinde yaşamak istiyoruz. Bu da umut verici” yorumunda bulundu.

Cemal Tevfik özür diledi

Aynı zamanda Yom Kipur arifesinde Akko’da bir Yahudi mahallesine arabayla girerek isyana neden olan Arap Cemal Tevfik, Knesset’teki toplantıda olanlardan dolayı özür diledi. “Akko’da barışın ve sukunetin yeniden sağlanması için yaşamımı feda ederdim”  diyen Tevfik, kendisinin Akko’nun varoluşunu destekleyen bir komitenin kurucularından olduğunu da ifade ederken “ Bir hata yaptım ama ben yöneltilen suçlamalarda söylendiği gibi ne bir cani, ne de faşistim” dedi.

Akko belediye başkanını ikna etmek, her sene bu tarihlerde yapılan tiyatro festivalinin bu sene de yapılmasını sağlamak için büyük çabalar sarfedildi. Ancak belediye başkanı böyle ciddi olaylar yaşandıktan sonra geleneksel etkinliğin düzenlenmesinin mümkün olmayacağını açıkladı.  Ama festivalin ilerki tarihlerde yapılabileceğini de söyledi.

İsrail basınında, radyo ve televizyonlarında Akko’da yaşananlarla ilgili birçok tartışma yapıldı. Tartışmalar çatışmaların kolayca önü alınabilecek bir olay sonucu başladığı, ancak asıl sebebin İsrail’de Araplar ile Yahudiler arasındaki  eşitsizlik  olduğu yönündeydi. Sunulan birçok raporda bu eşitsizliğin azaltılması için yapılması gerekenler anlatılıyorsa da, çoğu sadece kağıtta kalıyor.

Akko üçte ikisi Yahudi, üçte biri Arap olmak üzere 46bin  kişilik nüfusa sahip. İşsizlik oranı çok yüksek. Nufusun %18’i işsizlikten etkilendiği için, bölgede özellikle işsiz gençler arasında gerilim çok yüksek.

Barak’ın kazanımları

Barak, parti lideri  ve özellikle geçmiş dönem başbakanlarından olması dolayısı ile kendisinin Kadima’nın en büyük destekçisi ve müttefiki olarak nitelendirilmesi konusunda ısrarcı davranarak bazı haklar  elde etti.  Barak’ın onayı olmadan, hiçbir önemli karar alınamayacak. Kadima Partisi’nden  üç milletvekilinin İşçi Partisi’ne katıldığının da altını çizmek gerekiyor. Böylece Kadima’nın 29 milletvekiline karşı,  İşçi Partisi  22 milletvekiline sahip oldu. Şimdi İşçi Partisi politik olarak ağırlığını koyuyor. Netanyahu da koalisyona girmesi için davet edildi, ancak o kazanma şansını yüksek gördüğünden genel seçimlerin bir an önce yeniden yapılmasını tercih ediyor. Oysa Barak ile Tzipi Livni, Netanyahu’ya şans vermemek için  seçimlerin şimdi yapılmasını  istemiyorlar.