Winograd’a rağmen Olmert devam dedi

Geçtiğimiz hafta İsrail için son derece olağanüstü bir hafta oldu. Winograd Raporu’nun tüm metni yayınlandı. İsrail, bir sene aradan sonra ilk kez Dimona’ya yapılan intihar saldırısına tanık oldu. Aynı zamanda ilk kez Knesset’te, savaşta öldürülen askerlerin sorumlusu olarak Olmert’i gören ailelerinin de katıldığı şiddetli ve dramatik tartışmalar yaşandı.

Erol Güney Köşe Yazısı
6 Şubat 2008 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta İsrail için son derece olağanüstü bir hafta oldu. Winograd Raporu’nun tüm metni yayınlandı. İsrail, bir sene aradan sonra  ilk kez Dimona’ya yapılan intihar saldırısına tanık oldu. Aynı zamanda ilk kez Knesset’te, savaşta öldürülen askerlerin sorumlusu olarak Olmert’i gören ailelerinin de katıldığı şiddetli ve dramatik tartışmalar yaşandı.

Yine geçtiğimiz hafta Savunma Bakanı ve İşçi Partisi Lideri Ehud Barak, geçen nisan ayında başbakanın istifasını isteyeceği yolunda sarfettiği sözlerine rağmen, hükümette kalma kararı aldı.

Olmert’in Barak ile ilişkileri, başbakanın Knesset’te alaycı tavırlarla yaptığı konuşmadan ötürü dibe vurmuş durumda. Ayrıca koalisyonun yedi üyesi tartışma sonucunda hükümet aleyhinde oy kullandılar. Ancak hükümet 59’a karşı 53 aleyhte oyla kazanırken bunun tek nedeninin sağ kanat ve Netanyahu’yu desteklemeyen Arap asıllı milletvekillerinin hükümet aleyhinde oy kullanmaması oldu. Olmert, uzun süre bu oylara güvenemez. Koalisyon, muhalefetle birlik olan yedi üyesinin desteğini kaybetti. Başbakan Olmert onların tutumlarını yumuşatamazsa, hükümetin yaşaması çok zor gibi görünüyor.

Ama şu anda hükümetin ilk ve en acil görevi; uzunca bir sessizlik döneminden sonra tırmanan intihar saldırıları ve diğer tehditlere karşı çözüm bulmak olacak.

İsrail polisi geçtiğimiz pazartesi Dimona’ya yapılan intihar saldırısının ardından, ülkenin güneyinde Negev’de olası yeni saldırılara karşı acil alarmda. Dimona saldırısı 73 yaşında göçmen bir Rus kadının ölümüne, eşinin de ağır yaralanmasına neden oldu. Ayrıca 10 kişi yaralanırken 20’den fazla insan da şok yaşadı. 22 ve 24 yaşlarında Gazzeli iki üyesini bu iş için yollayan Hamas, çok daha ciddi kayıplar yaşanmasını bekliyordu. Plan ilk saldırganın bombayı patlatmasının ardından halkın oraya toplanmasını sağlamak ve ikinci bombayı patlatmaktı. Az kayıp verilmesinin nedeni: ikinci saldırganın ilk patlamada yaralanması oldu. Saldırı kurbanlarını tedavi eden doktor, ikinci saldırganı da kurban sanarak tedavi etmek isterken belinde patlayıcı bir kuşak olduğunu fark etti. Doktor herkesi uyarırken bir polis memuru teröristi bombayı patlatmak üzere harekete geçerken öldürdü. Böylece daha ciddi kayıpların önüne geçilmiş oldu.Şimdi herhangi bir engel konulmayan Negev ve Mısır sınırlarından içeri sızmaları önlemek ve kontrol etmek için elden gelen tüm çabalar yapılmakta. Uzun süre kaçakçılar tarafından kullanılan bu sınırın güvenlikli hale getirilmesi için en az 2 yıl ve 2-3 milyar dolar gerekiyor. Şimdiye kadar böyle projelerin gerçekleşmemesinin nedeni belki de bu denli yüksek maliyet. Ancak şimdi projenin yürütülmesi kaçınılmaz. Ama bundan önce daha başka önlemler de alınmalı. Mısırlılar, imzalanmış barış antlaşması doğrultusunda sınırda ancak belli sayıda Mısır askerinin geçişine izin verildiğinden ellerinden çok fazla birşey gelmeyeceğini  ifade ediyorlar. Mısır’ın uzun süredir sınırda asker sayısını çoğaltılması talebini İsrail reddetmişti. Şimdi, bu tutumunu değiştirmesi gerekecek.

Sina-Negev sınırı önem kazandı

Gazze’den Sderot üzerine fırlatılan Kassam füzelerinden rahatsız olan Savunma Bakanı Barak, Gazze’ye yakıt ve erzak teminini kesince, Hamas bölgeyi Mısır’dan ayıran sınırı yer yer yıkarak Filistinlilerin toplu olarak Mısır tarafına geçmesini sağladı. Yaşanan özgürlük hareketinin ardından radikal örgütler bölgeye gelişmiş silah, patlayıcılar ve İran tarafından eğitilmiş teröristleri taşıdılar. Aynı zamanda Sina’dan Negev’e de birçok terorist girdi. Bunlardan ikisi, İsrail nükleer reaktörüne yakınlığı ve oldukça ses getireceği düşüncesiyle Dimona’yı seçerek terör eylemlerini gerçekleştirdiler. Şimdi İsrail Güvenlik Güçleri başka saldırıların da olmasını engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Her ne kadar Hamas, bu saldırıdan daha büyük bir başarı beklediyse de yine de yadsınamaz bir başarıya ulaştı.

Winograd Raporu

600 sayfalık muazzam eser 34 günlük 2.Lübnan Savaşı süresince tüm politik ve askeri yönetimin icraatlarını inceliyor. Nelerde başarılı olup nerelerde yanlışlık yapıldığını irdeliyor.

Ancak raporun politik açıdan en önemli bölümü savaşın son günleri ile ilgili olanı.Zira bu bölüm sayesinde Olmert’in politik yaşamı korundu. Olmert’in istifasını isteyen karşıtları, şehit askerlerin aileleri ve ihtiyat askerleri, başbakanın ,dönemin Savunma Bakanı Peretz ve Genelkurmay Başkanı Halutz’un kara harekatına karar vermelerinin tek nedeninin askeri bir başarı elde edip imajlarını düzeltmek isteği olduğunu düşündüler.

Winograd raporu bu düşünceyi reddederek kararın alınmasında geçerli nedenlerin bulunduğunu açıkladı. 33 askerin yaşamına mal olmasına rağmen bu kararın, alınmasının kaçınılmaz olduğu belirtildi. Kara harekatı,iddia edildiği gibi Olmert’in kişisel başarı sağlaması için yapılmadı. Aksine askerlerin yaşamını riske atmaktan son günlere kadar tereddüt eden kişi bizzat Olmert’ti.

İnsanlar Olmert’i tenkit etmek için bir çok neden bulabilirler. Politik yaşamını sona erdirebilecek olan tek sebeple yani  askerlerin yaşamını tehlikeye atmakla suçlanamaz.

Knesset’teki tartışmalarda Olmert, iki İsrail askerinin Hizbullah tarafından kaçırılmasından sonra tüm partilerin savaş kararını desteklediğini vurguladı. Muhalefet Lideri Netanyahu’nun da savaşla ilgili gelişmelerde ilgisinin bulunduğunun altını çizdi. Netanyahu ise: “Biz savaşa gitme kararını reddetmedik. Bizim karşısında olduğumuz nokta savaşın beceriksizce idare edilmesi, hükümetin hava hücumları ve kara harekatı arasında kararsız kalmasıdır. Çok geç alınan karar gereksiz birçok ölüme sebebiyet vermiştir ” şeklinde bir cevap verdi.

Ancak asıl tartışma şöyledir: Olmert, bakanları ile yaraları daha mükemmel şekilde sarabileceğini iddia ediyor. Winograd Raporu da aynı noktaya dikkat çekiyor. Ancak Netanyahu ve tüm muhalefet üyeleri Olmert’ten sorumlu olduğu eylemlerinin bedelini ödemesi ve başbakanlıktan istifa etmesini istiyorlar.

Kim haklı, kim haksız?

Bunu yanıtlamak çok zor. Bazı durumlarda hatasının bilincine varan politikacının, hatalarını en iyi düzeltecek kişi yine kendisidir. Başka durumlarda yeni biri farklı bir yaklaşımla çok daha etkili sonuçlar alabilir. Ancak bu günün koşullarında emin olduğum tek nokta, yeni seçimlerin çözüm getirmeyeceği. Seçimler, yeni bir hükümetin oluşturulması, şartlara uyum sağlama dönemi, kaybedilmiş zaman demek olacak. Oysa acil onarılması gerekenleri eski takımın yapması daha doğru. İsrail Ordusu’nda şimdiden yeni Genelkurmay Başkanı bir çok olumlu gelişmeler gerçekleştirdi.