İş’te kahkaha

Köşe Yazısı
31 Ocak 2008 Perşembe

Yakup ALMELEK


Bültenin adı: İş’te Kahkaha. Arkalı önlü dört sayfa. Her üç ayda bir çıkıyor.Konusu: mizah . Ne tür bir mizah. Ne tür bir gülmece yazını bu?

Önce olmayanları sıralayayım. Bu mizahta ırk yok, din yok, seks yok, küfür yok, açık saçık sözcükler yok. Hakaret yok. Peki, ne var!

İş hayatı ile ilgili anekdot, fıkra ve komik sözler var. Karikatürleri de unutmayalım.

Bir özelliği daha: Ücretsiz. Şirket bunu yılda dört kez müşterilerine ve isteyen dostlara posta ile gönderiyor. E mail ile de ulaştırılabilir ancak kâğıt üstünde ve posta damgası ile daha şık değil mi?

46 ıncı sayıya varıldı. Bunun en büyük kıvancı Alper Almelek’in hakkıdır, çünkü o hazırlıyor her bir sayfayı.

Neden yapılıyor bu? Reklâm amacı ile mi? Denebilir ancak ciddi bir hizmet de veriliyor bu arada. Amaç ne? Şöyle açıklanabilir…

Gerginliği birkaç dakikacık için bile olsa azaltabilirsek ne mutlu bizlere.

İş hayatı stresden uzak değil. Dr. Stres’in ( Nedim Saban)kulakları çınlıyordur mutlaka. Günlük kaygılar ve tatsızlıklar kişide bir sıkıntı yaratır. Bu bültene şöyle bir göz atan oradaki espriler, hoş sözler ve fıkralardan zevk duyacak veya tat alacaktır.

Bülten, okuyanın gönlünde bir iz de bırakıyor. Geçen yıl yaşadığım bir deneyimi sizlerle paylaşayım:

Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin satın alma müdürü ile randevum var. Tam zamanında oradayım. O kişinin odasına alındım. Beni görür görmez ‘’ben sizi tanıyorum’’ dedi. Ben de dikkatle baktım yüzüne. ‘’eyvah’’ hatırlayamadım. Bu çok kötü bir şey. O beni tanıdı ve ben onu aklıma getiremiyorum. Tekrar baktım yüzüne. Hafızamın tellerini olabildiğince zorladım. Yok. Yok., Ezile büzüle. “özür dilerim, belleğim ne kadar da zayıflamış” derken sözümü kesti. “Ben Sizleri  İş’te Kahkaha bülteninden tanıyorum” bunu söyledikten sonra da anlattı.

Meğer bizim her bültenimizi okurmuş. Okuduktan sonra da genelde bültenlere yapıldığı gibi çöp sepetine fırlatmaz, sekreterine verirmiş. Sekreter de bir klasörde biriktiriyormuş.

Gelin şimdi biraz da hayalcilik oynayalım: İş yaşamımızda olabilecek bir iki tatsızlığı gözden geçirelim.

Önemli bir müşteriniz vadesi gelen çeki ödeyemeyeceğini bildirdi.

İyice bir sipariş aldınız ve ertesi gün iptal edildi.  

Sattığınız bir mal meğer defolu imiş, geri gönderecekler.

Nakliyeci şirketin hatası. Acil ihtiyacınız olan ham madde İstanbul yerine Atina’da tırdan boşaltıldı.

İşler fena değil, makineler da çalışıyor ancak işçileriniz greve gidecekleri ültimatomunu verdiler.

Bunlara benzeyen bir sürü olumsuzluklar ve yarattıkları stres.

Ve bu havayı yumuşatabilecek tatlı bir fıkra, zeka dolu bir anektod, kısacık bir kahkaha veya bir gülümseme.

Öylesine büyük bir değer taşır ki!

Bir yaraya merhem bile olabilir.