Mutlu Evliliğin Sirri

Gençler evlilikten korkmaya başladılar giderek. Sadece buralarda değil, modern hayatın çarklarına kendilerini kaptıran tüm toplumlarda da öyle. New York Times`da son ayların en çok okunan yazısı ise mutlu bir evlilik için eşlerin evlenmeden önce birbirlerine sormayı unuttukları soruları içeren bir makale. İşte liste!

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Galiba bu yıl ‘Sevgililer Günü’ çok daha geniş kitlelerle kutlandı. İstanbul trafiği mahvoldu. Lokantalar yılın en büyük işini yaptılar. Üstelik iyi bir haber de, evlilerin de bu ‘ayini’ kutlamaya başlamaları oldu. Neden ‘iyi haber’?
“Evlilik aşkı öldürüyor” klişe teorisinin bilinçaltına yerleşmesinden mi? Yok hayır..
Restoranlar aslında biraz maskeli de olsalar insanların evlilik noktasında sosyal davranışlarının iyi bir laboratuvarı sayılır. Karşı cinsten iki kişiyi yemek yerken iki dakika gözlemlerseniz durumlarını hemen anlarsınız. Belki aşırı bir genelleme olacak ama herkesle iddiaya girerim, aşık iki insan yemeklerini bile birbirlerine bakarak yerken bu tabak- yüz ilişkisi, çiftlerin hayat beraberliklerinin süresi arttıkça hep tabağa ağırlır veriyor! Bir yemeğin karşındakinden daha önemli olması ne acı, anlık da olsa! Lakin evlilik sadece insanların birbirlerine olan tutkularının azalması veya tükenmesi ile değerlendirilecek bir olgu değil. Evlilik, hayata karşı direncin sonsuz ve güvenli ortaklığı mıdır yoksa? Bence öyle.
Mark Twain, “hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz” derken gerçek aşk’tan neyi kastetmiştir acaba?
Post modern tüketim toplumu, evlilik gibi sosyal yaşamın en muhafazakar kurumunu başarılı kılmak için pek uğraşmıyor; zira bu toplum, yetişme ikliminin doğası gereği zor ve tavizlerle dolu bir süreci baştacı etmek istemiyor. Her şeyi olduğu gibi, insan ilişkilerini de tüketme uğraşısı içinde. Aydınlanmayı yaşamış batı toplumlarında evlilik kurumunun giderek erozyona uğraması aslında belki de bu toplumun en büyük tarihi trajedisi olmaya aday.
Gençler evlilikten korkmaya başlıyorlar. Özgürlüklerine indirilmiş en büyük darbe olarak görüyorlar. Zira yaşam formatı onları hep ‘ben’e ve ‘şimdi’ye odaklıyor.
Evliliğin insanı mutlu yapabileceğine inanmıyorlar!
İlginçtir, ünlü New York Times Gazetesi’nin internet sayfasında son ayların en çok okuınan makalesi evlenmeyi düşünenlere yönelik bir yazı. Dünyada o kadar sosyal, siyasi sorunlar varken, milyonlarca kişi neden kendiyle ilgili bir makaleye bu kadar önem veriyor?
Makale evlenmeden önce çiftlerin birbirlerine sormayı unuttukları soruları sıralıyor. “Mutlu bir evlilik için imza atmadan önce bunları sordunuz mu?” diye soruyor. Ve işte bir kaçı:
- Çocuk yapıp yapmamayı
- Parasal hedeflerini ve nerelere öncelikle harcama yapacağını
- Fiziki ve akli hastalıklarının geçmişini
- Tüm samimiyetiyle cinsel hayatının nasıl olmasını istediğini
- Yatak odasında televizyon olup olmayacağını
- Dinsel inançlarının ve ihtiyaçlarının neler olduğunu. Çocuklarınızı bu anlamda
  nasıl yetiştirmek istediğini
- Birbirinizin arkadaşlarına saygı göstermeyi
- Ailelerinizi olduğu gibi kabul edeceğini ve onların sizin ilişkinize karışıp
  karışmayacağını
- Kendi ailenizin eşinizi sıkan özelliklerini
- Evlilik süresince vazgeçemeyeceklerinin listesini
- Her türlü zorluklara rağmen evliliği sürdürmeye hazır olup olmadığını...
Evlenmeye karar verenlerin, bu soruları tartışıp yanıtlarını alması mutlu bir evliliğin sırrına kavuşacakları anlamına gelmeyecek pek tabii ki. Zira ne hayat ne de evlilik o kadar basit temeller üzerine kurulmuyor. Lakin bu soruların sorulması hayat arkadaşlığı sürecinin başını çok daha sağlam kurabilir. ‘Mutlu evlilik’ bu temeller üzerinde belki de doğru yola girebilir.
Sigmund Freud, mutlu bir evliliğin ancak ve ancak kadının eşine annesi gibi davranması ile gerçekleşebileceğini söyler. Friedrich Nietzsche ise tamamen ayrıksı kalır ve “evli çiftler birlikte yaşamasaydı mutlu evlilikler daha çok olurdu” der!....
Ama sanki sizin bütün bunları müstehzi bir gülümsemeyle okuduğunuzu hissediyorum!
Zira pekâla da mutlu evliliğin sırrı “eşinizin sizin pin kodunu bilmesindedir” diyebilirsiniz!
Tartışmaya bir hayli açık bir mevzu vesselâm!