Sağlikli yaşam

`Sağlıklı yaşam` birkaç yıl öncesine dek önemsenmeyen, üstünde fazla durulmayan bir konu idi. Güncel basında bu yönde alınması gereken önlemlere, cinsellik, beslenme, tamamlayıcı tıp gibi bilgilere sıkça yer verilmesi okurdaki duyarlılığı arttırdı.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
14 Şubat 2007 Çarşamba

Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda  uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük yaşamı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız yaşamı kolaylaştırır.
Çoğunlukla günlük çabalarda hedefin mutluluk olduğu varsayılır. Oysa altta yatan asıl neden güven duygusudur. Çünkü hayatta kalmayı sağlayan en ilkel dürtü korkudur ve güven duygusu korkunun yatıştırılmasıyla ortaya çıkar. Kendimizi güvende hissedebilmemizin ilk koşulu ise bilgilenmek.
Peki bilmemiz gereken nedir? Veya konuya farklı bir görüş açısından yaklaştığımızda herkesin yazgısı Tanrı tarafından önceden belirlendiğine göre tüm bu çabalar boşuna değil midir? Öyle ise sigara serbest, kolesterollü her türlü yemek serbest, egzersiz ve fiziksel aktiviteler boşuna mı?..
Dindar bir kişi önemli bir rahatsızlık geçirdiğinde bir rava gider ve sorar; “İki tane hekim var biri dindar ama konusunda uzman değil, diğeri ise son derece bilgili ama dindar değil.Ben kime gideyim?” Rav duraksamadan işin ehline gitmesini önerir.
İki aylık bebek ilk kez el ve ayaklarının ayırdına vardığında onları ilgiyle inceler.Olgun kişi ise organlarını istediği gibi yönetebileceğinin bilincindedir. Ancak Yahudi dinine göre bedenimizi istediğimiz gibi kullanmamalıyız. O Tanrı’ya aittir ve bize ‘neşama’mızı (ruhumuzu) barındırmamız için sunulmuştur. Bedenimize gereği gibi bakmak, beslemek ve sağlıklı tutmakla yükümlüyüz.
Sigaranın neden olduğu hastalıkları bile bile onu içmeye devam etmek insan bünyesine verilen en büyük zarardır. Bunu en yakınlarıma, en sevdiklerime bile anlatamamış olmanın üzüntüsünü hep taşırım.
Sağlıklı bir kişi sadece 36.6 derece ateşi olan ve herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan kişi değildir. Zihinsel bir gerginlik veya stres hali pek çok bedensel sorunlara neden olabilir.Tıp bilmi son yıllarda bu ilişkinin önemini kavradı.
Atatürk’ün; “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” özdeyişinin ne denli ileriye yönelik bir anlam taşıdığını görmekteyiz..
Bir de önerim var; “Günlük Yaşamda Alexander Tekniği” adlı kitabı bulabilirseniz okuyun  -çünkü 2001 baskısı pek çok kitapçıda tükendi- ve bir bilenin denetiminde uygulamaya çalışın. Bu teknik, mistisizmden uzak, bilimsel yöntemlerle günlük yaşamın gereksiz stresinden ve yorguluklarından uzak kalmayı, zihin/beden koordinasyonunu sağlamayı amaçlamaktadır. F. Matthias Alexander’ın bulgusu, Tinbergen’in 1973 yılı Tıp/Fizyoloji dalında Nobel Ödülü kazanması üzerine önem kazandı.
F.M.Alexander’e göre; “Aynı kalarak değişemezsiniz, ancak çoğu kimsenin istediği budur. Değişim, yaşam alışkanlığına karşı bir faaliyeti sürdürmeyi içerir”.
Keza, Yahudi dinine göre ‘inanç’ sağlıklıklı olmanın temel taşlarından biridir. İnançlı kişi hastalıkları daha kolaylıkla yenebilir. Bu nedenle hasta ziyaretleri sadece insancıl bir yükümlülük değil, hastaya umut aşılanması açısından da Tanrı nezdinde olumlu bir davranıştır.
İki yıllık kısa bir süre içinde, eşimin anne ve babası ile ağabeyimi yitirmiş olmam benim bu yazıyı kaleme almama neden oldu. Başsağlığında bulunan tüm dostlarıma ben ve eşim Nelly Barokas adına teşekkür eder, herkese ruh ve beden sağlığı dilerim.