"Kara Kare" bir ilk olarak son derece önemli bir girişim. Söz konusu sinema etkinliğinin sonrasında Bryan Mark Rigg`in oldukça ses getiren "Hitlerin Yahudi Askerleri" adlı araştırmasına dayanarak NBC televizyonu için gerçekleştirilen çarpıcı bir belgeselden söz etmek istiyorum.
Holokostu anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Kara Kare" film haftası bir ilkti. Amaç, BM Genel Kurulunun 1 Kasım 2005te aldığı karar doğrultusunda, bildiride imzası bulunan ve 107 ülke arasında yer alan Türkiyede de Holokost hakkında halkın eğitilmesi yönünde bir adımın atılmasıydı.
25 Nisanda gerçekleşen açılış galasına hiçbir yerel veya idari yetkilinin katılmamış, Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin, Güneri Cıvaoğlu gibi basının etkin kalemleri dışında medyanın pek ilgisini çekmemiş, filmleri genelde Yahudi cemaati mensuplarının izlemiş olmasına karşın girişim yine de büyük önem taşımaktadır.
Özellikle Hürriyet Gazetesinin 22 Nisan tarihli "Keyf" ekinde "Kara Kare" Holokost filmleri haftasının kapaktan verilmesi ve söyleşide yer alan Hahambaşılık Müşavirlerinden Lina Filiba ve Moris Levinin içerik yönünden aydınlatıcı açıklamaları en azından gösterileri izlememiş olan kamuoyunun bir bölümünün Holokost hakkında bilinçlenmesine veya en azından bir ön bilgi sahibi olmasına katkıda bulundu.
Röportaja tepki gösteren, ne gereği vardı diyenler de oldu. Çeşitli gerekçeleri olabilir, saygı gösteriyorum...
* * *
Etkinliğin düzenlendiği günlerde, Bryan Mark Riggin oldukça ses getiren "Hitlerin Yahudi Askerleri" adlı incelemesine dayanarak, Lary Price tarafından NBC televizyonu için gerçekleştirilen belgeseli izledim.
Hitlerin iktidara geldiği 1933 yılında Almanyada yaşayan, "mischlinge" diye adlandırılan, Alman-Yahudi karışık evliliklerin iki ve üçüncü kuşak çocuklarının sayısı 120 bindi. Bunlardan 150 kadarı Nazi ordusunda hizmet etti.
Amos Elonun sabırla da olsa mutlaka okunması gereken "Çöküşe Tırmanış" adlı tarihi incelemesinde Martin Buberin 1939 gibi ileri bir tarihte bile heyecanla bir Alman-Yahudi "sembiyozu"ndan bahsettiğini öğreniyoruz. Hem iyi bir Alman, hem de Yahudi olunmasını ne engelleyebilirdi ki...
Hitlerin Yahudi askerleri Nazi ordusunda görev görmekten iftihar ediyorlardı, ailelerinin de; "işte oğlumuz gamalı haçlı üniforması ile ordumuza hizmet ediyor" diye onur duyacaklardı... Babaları, dedeleri de birer Alman olarak 1. Dünya Savaşında vatanları için çarpışmamış mıydılar?..
Hatta "İdeal Alman Askeri" olarak ari ırkın tüm afişlerde yer alan simgesi Onbaşı Werner de, Goldberg soyadını taşıyan yarı Yahudi bir aileden gelmekteydi. İnanılması güç ama gerçek...
Tabi 1940 yılında Hitlerin tüm Yahudi askerleri ordudan uzaklaştırıldı. Hitler onların Alman olmadıklarına karar verdi. Pek azı "nihai çözüm"den sağ olarak kurtuldu, pek çoğu aileleri ile birlikte yaşamlarını yitirdi.
Örnek asker Werner Goldberg savaşın bitiminde Berline geri döndü, yetimler için bir yardım derneği kurdu, milletvekili seçildi ve özgürlüklerin kazanılmasından yana mücadele verdi. Holokostta yaşamlarını yitirenlerin ailelerine tazminat ödenmesi için çalıştı. Hala hayatta.
Holokost filmleri haftası ile ilgili bir yazı yazarken Holokostun anlamına fazla bir katkıda bulunmamakla birlikte bilinen ancak fazla sözü edilmeyen bir olguyu derinlemesine inceleyen bir film hakkında öğrendiklerimi aktarmak istedim.
Yahudi kimliğini yitirmeden Türk vatandaşı olmak... İşte bir "mischlinge" olmamanın yolu yordamı...