Doğru yolda geç kalinmamiş bir adim

Amerika Başkanı Bush`un İsrail- Filistin çatışması ile ilgili beş sene önce yaptığı tarihi konuşma İsrail`in yanıbaşında barışçı bir Filistin devletinin varlığının kabulu doğrultusundaydı. Bush`un şimdi yaptığı aynı doğrultudaki konuşma İsrail`de ve Batı Şeria`da memnunlukla karşılandı.

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Amerika Başkanı Bush’un İsrail- Filistin çatışması ile ilgili beş sene önce yaptığı tarihi konuşma İsrail’in yanıbaşında barışçı bir Filistin devletinin varlığının kabulu doğrultusundaydı. Bush’un şimdi yaptığı aynı doğrultudaki konuşma İsrail’de ve Batı Şeria’da memnunlukla karşılandı. Bush’un önerdiği adımlar, Eylül ayında bölgede bir toplantının ayarlanması; ılımlı Filistinlilere daha çok yardımın sağlanması; Hamas politikalarının ve yöntemlerinin eskisinden çok daha şiddetle kınanması. Bu yaklaşım gerek Olmert ve Abbas’ı gerekse Ortadoğu’da barışçı çözümler arayışında olan ülkeleri memnun etti. Bunun yanı sıra İngiltere Başbakanı Blair’in,   önümüzdeki hafta Kudüs’e geleceğini açıkladı. Blair, İsrail ve  Batı’nın güvendiği ilk Filistin Başbakanı Salah Fayad ile işbirliği yaparak  Batı Şeria’da gelecekteki Filistin Devletinin önemli kurumlarının temelini atmaya çalışacak. Blair, eylemleri ile doğru yolda ilerlediğini  düşünüyor.
Ancak bazı yorumcular herşeyin çok geç olup olmadığını sorguluyorlar, çünkü gerek Irak’taki durum, gerekse döneminin sonlarında oluşundan dolayı Bush’un nüfuzu her geçen gün daha da  azalıyor. Özellikle Olmert hükümeti muhalifleri, yapılması düşünülen toplantı tarihinin Winograd Komitesi’nin  2. Lübnan Savaşı hakkında açıklayacağı  raporun tarihi olan Eylül’e kasten alınmış olduğu düşüncesindeler. Söz konusu raporun Olmert’in savaşı iyi yönlendirmediği konusunda sert tenkitler içerdiğini, bunun da İşçi Partisi’nin hükümeti terk etmeye mecbur edeceğini ve bir hükümet krizine neden olacağı düşünülüyor. Ancak önemli bir bölgesel toplantı hazırlığı Olmert’i tenkit edenlerin olumsuz yargılarını azaltacak.

Niçin “ bölgesel toplantı”?
Şüphelerin artmasının bir nedeni de, basında yer alan  “konferans” kelimesinin yerine niçin “bölgesel toplantı” ifadesinin  kullanıldığı. Bunun nedeni; Olmert’in,  kimsenin   fazla beklentiye girmemesi gerektiği düşüncesi. Nedeni gerçekten böyle olabilir ya da olmayabilir. Ancak her durumda İsrail ile yanyana barış içinde yaşayacak bir Filistin Devleti’nin varlığını kabul etmek için İsrail ve Arap ülkelerinin buluşmaya karar vermesi olumlu bir gelişme.  Bu da  İsrail’in yasal varlığının  yeniden kabul edilmesi sonucunu ortaya çıkarıyor.
Bush tarafından Mahmud Abbas’a verilecek 190 milyon Dolar yardım, Olmert’in önümüzdeki Cuma günü  250 El Fetih tutuklusunu serbest bırakma sözü, şiddeti kınayan, pişmanlık bildiren  El Aksa Tugayı teröristlerine dokunulmazlık sağlanması, atılan diğer adımlar oldu. Bu yaklaşımların tek amacı bir numara olmayı hedefleyen Hamas’ın karşısında yer alanları güçlendirmek.
Olmert, Abbas’ı uyararak:“Hamas ile işbirliğinin herhangi bir kolda yenilenmesi İsrail ile Filistin arasındaki siyasal sürecin bozulmasına neden olacak” dedi. Mahmud Abbas bunun asla olmayacağı konusunda söz verdi. Ayrıca İsrail, Bush’un Batı Şeria’daki yasadışı yerleşimlerin boşaltılması talebini karşılamayı düşünüyor. Tabii bunu söylemek yapmaktan çok daha kolay. Yine de hepsi olmasa bile İsrail bir kısmını terketmek zorunda kalacak. Bunu yaparken yerleşimcilerin sert tepkileri ile karşılaşabilirler.
Nihai sınırlar konusuna gelince Bush, 1967 sınırlarının bazı yerleşimleri tutmak kaydı ile kabul edilebileceği fikrini verdi. Filistinlilere, bu bölgeler karşılığında başka topraklar verilebilir.

Peres ile gelen iyimserlik
Şimon Peres  İsrail’in devlet başkanı olmayı çok arzu etmişti. Uzun siyasi yaşamı süresince sadece devlet başkanlığı görevinde  bulunmayan Peres, çok başarılı olabilir. Ülkenin de özellikle bu zor günlerde İsrail’in güzel yüzünü dünyaya tanıtacak saygın bir devlet başkanına ihtiyacı var.
İsrail kamuoyu ve Peres bu durumdan oldukça memnun görünüyor.  Basında yer alan yazılarda, daha önceki devlet başkanlığıyla ilgili kötü imaj göz önüne alındığında Peres’in doğru zamanda, doğru yerde, doğru  kişi olduğu vurgulanıyor. Yeni devlet başkanı, geçtiğimiz Pazar günü Knesset’te yaptığı duygusal konuşmasında yeni görevinde eski fikirlerine sadık kalacağını söyledi.
Peres, 1967 Savaşı’ndan sonra  Batı Şaria’da  Yahudi yerleşimlerinin kurulmasına taraftar  ve yardımcı olmuştu. Ancak zamanla, barışa ulaşmak için yerleşimlerin boşaltılmasının zorunlu olduğunu anladı.  Peres, bunu birkaç kere dile getirdi.
Genel olarak bir devlet başkanı ülkede ikilik yaratan bir sorun üzerinde taraf tutmamalı. Ancak Peres, “ İsraillilerin çoğunluğu yerleşimlerin boşaltılmasına taraftar” diyerek bu zorluğu aşmaya çalıştı.  Oysa sağcılar, bu açıklamayı kabul etmeyerek Peres’i açıkça eleştirdiler. Böylece, Peres’e verilen tam destek uzun ömürlü olmadı.
 Yine de ülkede %65’lik bir çoğunluk, Peres’in seçilmesinden memnun. Peres onlara İsrail’in büyük liderlere sahip olduğu bir dönemi, Ben Gurion dönemini anımsatıyor.  O döneme de özlem duyan çok.
Peres’in sürekli projeler üretmesi bazı kesimlerde endişe yaratıyor. “ Kendisi tek başına bir dışişleri bakanlığıdır” deniliyor. Peres’in  yapmak istedikleri   Başbakan Olmert, Dışişleri Bakanı Livni ve ekonomi ile ilgili bakan arasında anlaşmazlık  yaratabilir.  Bu denli yaşlı, aynı zaman da bu denli faal  bir devlet başkanı herhalde başka ülkelerde de pek görülmedi.
Peres’in seçilmesi için ellerlinden geleni yapan Olmert ve Livn,i yeni devlet başkanı ile sıkı bir işbirliği içine girip deneyimlerinden faydalanabilirler.  Yedi yıllık bir görev süresi için seçilen Peres’in diğer gelecek hükümetlerle  arasının nasıl olacağını şimdiden kestirmek mümkün değil.
Devlet Başkanı’nın Knesset’teki konuşmasında barış konusunda iyimserlik sezinlendi.  İleri görüş olmadıkça iyimserliklerin de gerçekleşmesi mümkün olmaz.  Peres, İsrail’in güvenliği ile ilgili endüstriler kurduğunda yaptıkları bir fantezi gibi görünüyordu. Kendisi  ileriyi görebilen bir teknokrat olarak nitelendirilebilir.
Bu haftadan itibaren Peres, şair sıfatını da kazandı.  Radyoda bir şiirini okuduktan sonra yakında şiirlerini toplayacağı bir albüm çıkartacağını söyledi. “ Ben gençliğimde şiir yazan bir çoban olmak istiyordum” diyen Peres, şiir yazan bir devlet başkanı oldu.
Sağ da, sol da memnun…
Şimon Peres devlet başkanı olarak ilk görevinde bir partinin değil,  tüm halkın başkanı olmaya çalışacağını kanıtladı. Geçtiğimiz pazartesi günü revizyonistlerin lideri Jabotinsky’nin ölüm yıldönümünde Herzl Tepesi’nde bulunan mezarını devletin en yüksek temsilcisi olarak ziyaret etti. Jabotinsky, Peres’in idolü olan Ben Gurion’un en büyük siyasi rakibiydi ve revizyonistlerle İşçi Partisi arasında derin bir düşmanlık vardı.  Peres, Jabotinsky’nin mezarı başında  yaptığı konuşmada: “ Ben Gurion ile Jabotinsky arasındaki görüş ayrılıkları zannedildiği kadar büyük değildi.  Ayrıca, Arlozorof’un katledilmesinden sonra revizyonistlere karşı haksızlık yapılmıştı” dedi.  Peres,  konuşmaları ile hem sağ, hem de sol kesimi memnun etti.  Devlet Başkanı olarak kolay olamasa da sağ ile sol arasındaki gerilimi olanaklar ölçüsünde gidermeye çalışıyor.

Peres ve Türkiye
Peres, Ben Gurion gibi  Türkiye-  İsrail ilişkilerini önemsiyor.  Özellikle ekonomik sorunların giderilmesinde önemli rol oynayabilir. Örneğin;  Salı gün Jerusalem Post Gazetesi’nde yayınlanan bir makaleye göre  Gazze ve İsrailli işadamları sorunlarının çözümlenmesi  için Türkiye’ye müracaat ettiler.   İki tarafın da Türkiye’ye güven duyduğunu belirterek,  İsrail’den Gazze’ye geçişlerin Türkiye’nin kontrolüne verilmesini istediler.  Habere göre konu Ankara’da incelemeye alındı.