Foxman`in açiklamasi İsrail - Türkiye ilişkilerinde

Türkiye`nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan: `Tüm Yahudilerin Amerikan kongresinde oylanacak Ermeni Soykırımı tasarısına karşı tepki göstermelerini bekliyoruz` açıklamasında bulundu.

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan: “Tüm Yahudilerin Amerikan kongresinde  oylanacak Ermeni Soykırımı tasarısına karşı tepki göstermelerini bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
Jerusalem Post’a verdiği röportajda “Türkiye’nin   sadece İsrail Devleti ile değil dünyadaki Yahudilerle stratejik ilişkileri vardır” diyen Büyükelçi Tan  Türk halkının sadece İsrail’in değil ABD Yahudilerinin de Amerikan Kongresi’nde Ermeni Soykırımı yasasının geçmemesi  yolunda ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını beklediklerini açıkladı.
1990’larda iki kez Washington’da görevde bulunan Tan, önemli Yahudi organizasyonları ile  Washington’da ki İsrail hükümeti sözcüleri arasındaki ilişkilerinin bilincinde. Tan, İsrail Devlet Başkanı  Şimon Peres’in, Başbakan Erdoğan’a Amerikan Yahudi organizasyonlarının her zaman İsrail ile aynı çizgide politika gütmediğini açıkladığını hatırlattı. Büyükelçi Tan:“Ancak bu kez durum değişik. Çünkü sadece basit rutin bir konuda fikir ayrılığı değil. Sonuçlar Türkiye İsrail stratejik ilişkilerini etkileyebilir ve bu nedenle çok önem verilmesi gerekir. Bunun altını çizmek adına tatilimi yarıda bırakarak görevime geri döndüm. Başbakan Olmert, Dışişleri Bakanı Tsipi Livni ve Knesset Başkanı Dalia İtshik ile görüşme istedim. Onlara bu sorunun bizler için önemini anlatmak istiyorum. Ermenilerle olan savaşın Osmanlı İmparatorluğu’nun sorumlu olduğu bir soykırım olarak adlandırılmasını kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
Büyükelçi açıkça,  Türkiye - İsrail ilişkilerinin yasanın geçmesinin engellenememesine bağlı olmadığını, ancak iki ülke arasındaki stratejik bağların, ülkelerin  birbirlerine olumlu katkılarıyla gelişebileceğini söyledi. ABD Kongresi’ndeki Yahudi lobisinin etkisi her zaman İsrail-  Türkiye ilişkilerine olumlu katkıda bulundu. Eğer şimdi bu çok önemli konuda başarısızlığa uğrarsa, tüm strateji bundan zarar görecek. Bu nedenle Türkiye- İsrail ilişkileri çok hassas bir döneme girdi.
 İlişkiler her iki tarafın ordularınca başladı ve gelişti. Erbakan döneminde bile ilişkilerin gelişmesi yönünde hükümeti ikna eden Türk ordusu, AKP döneminde de devamını sağladı. Ancak ordunun politik gücü zayıflıyor gibi görünüyor. Ordu mensuplarının tümünün de iki ülke arasında gelişen iyi ilişkileri onayladıklarını varsayamayız. Bazıları ilişkilerin bozulması için ellerine geçen fırsatları değerlendirebilir.

Açıklamanın arkasındaki neden
ADL ve başındaki etkin kişi Abe Foxman’ın Ermeni Soykırımı hakkındaki fikirlerinin değişimi ilk ciddi alarm sinyalini verdi. Bunun özel bir nedeni vardı. Boston’un banliyösü olan Waterbrown’da  yaşayan büyük Ermeni Cemaati  1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmek istemeyen ADL’nin ırkçılık aleyhindeki programına desteğini çekti. Bu olay ADL’de tepkiye neden oldu ve bölgedeki ADL başkanı “Boston Globe” gazetesinde bir makale yazarak ADL başkanlığının konu hakkındaki tutumunu eleştirdi.  ADL Başkanı  Foxman tarafından işine son verilirken, ona karşıt olanlarca yeni bir hareketin başlamasına neden oldu. ADL üyeleri istifa ederken, Foxman’ın da istifa etmesi için çağrıda bulundular.
Organizasyonun bölünmesi ve başkanlığının düşmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalan Foxman hiçbir İsrail temsilcisinin  bulunmadığı birçok toplantı sonucunda açıklama yaparak Ermenilere yapılanın soykırım ile eş değerde olduğunu açıkladı.
Foxman’ın açıklaması, İsrail için tamamen sürpriz oldu.Türkiye ile olan ilişkilerden sorumlu diplomatlar tepkilerini soran gazetecilere bunun imkansız olduğunu, bir gazetecilik yanlışı  olduğunu düşündüklerini söylediler.
Foxman da, Ermeni Soykırımının Kongre tarafından kabul edilmesi konusunda olumsuz tavrını değiştirmeyeceğini açıkladı. Zira ADL Türkiye ile Ermeniler arasında bir diyalogun başlamasından yana.
İsrail, Ermeni Soykırım Yasası Kongreye gelene kadar müttefiki Türkiye’nin şiddetle reddettiği yasanın geçmemesi için tüm kuvvetlerini seferber edecek. Ancak ADL ve Foxman’ın son tutumu İsrail için durumu güçleştirecek. New York Times 1915’te Ermenilere uygulanan birçok  zulümden, bahsederken  aynı zamanda Türklere uygulanan  zalimliklerden hiç bahsetmedi. Bunun üzerine aralarında kongre mensubu  olan bir çok Yahudi, Holokost’tan sonra böyle konularda çok adil ve ilkeli davranmaları gerektiğini açıkladılar.
İsrailli bir yorumcu ise Amerika’nın komşusu Kanada ile uzun bir sınırı varken ilkelerden konuşmanın çok kolay olduğunu ama dört bir yanı düşmanca duygular besleyen ülkelerle kısacık sınırlarla çevrili olan İsrail’in Türkiye gibi bir  stratejik müttefike ihtiyacı olduğunu vurguladı.
İsrail, zulmü kabullenemez ancak o dönemde yaşananların ardındaki bir takım etkenleri de göz ardı edemez. Yaşananlar Holokost’ta Yahudilerin yaşadığından çok farklıdır.
Jerusalem Post ve  Haaretz’in dışında İsrail medyası konuya geniş yer vermedi. Ancak bu tutum   Soykırım Yasası kongreye gelirse veya geldiğinde değişebilir. Kongrenin  New Yorklu demokrat üyelerinden İsrail’de bulunan bir üyesi yasanın geçme ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Ancak zorlu bir çatışmayı önlemek için yasa tasarısı belirsiz bir zamana kadar da ertelenebilir. Kongrenin Yahudi üyesi bunun en iyi çözüm olduğunu da sözlerine ekledi.
Medya şimdilik konuya çok eğilmezken Türk Musevi Cemaati Başkanı  Silvyo Ovadya’nın açıklamaları ve Jak Kamhi’nin mektubu basında yer aldı.

İsrail’de bu hafta
İsrail Başbakanı Olmert  Salı günü  Abbas ile Kudüs’te görüşerek Kasım’da Washington’da gerçekleşmesi planlanan konferansa sunulacak ilkelerle ilgili deklarasyon maddelerinin geliştirilmesi için çalıştı. Abbas, Fayyad hükümetine bağlı güvenlik güçlerinin yanlışlıkla arabasıyla Cenin’e giren İsrailli askeri kurtarmasının üzerine söz konusu görüşme çok olumlu bir havada olacak. Yanlışlıkla İsrail karşıtı olan Cenin’e giren askerin arabası önce gençler tarafından kullanılamaz hale getirilirken, Filistinli bir polis tarafından kurtarıldı. Bunun üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Livni, Fayyad hükümetine teşekkür etti. Durumun olumlu yönde  değiştiğini de söyledi.
Dışişleri Bakanlığı Kasım’da ki konferansa katılmak üzere özel bir komite kurdu. Komite tarafından konuşulacak konular ve konferanstan sonra da tartışılması gerekenler listesi hazırlandı. Bu da Kasım konferansında her konuda anlaşmanın sağlanamayacağını bekledikleri anlamına geliyor. Konferanstan beklenen, mutabakata gelinen konuların kabulü ve tam bir anlaşma için çalışmaların devam etmesi konusunda söz birliğinin sağlanması.
Savunma Bakanı Barak, Knesset’teki Savunma komitesine Suriye ile aralarındaki gerilimin azaldığını açıkladı. Ancak Hizbullah şimdi 20.000  değişik tipte füzeye sahip. Bu miktar  geçen savaşta sahip olduklarından  daha fazla. Hamas ise Gazze’de Hizbullah’tan daha iyi olmak için çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta Şas Lideri Rav Ovadya Yosef’in  askerlerin dini vecibelerini yerine getirmedikleri için öldükleri açıklaması İsrail’de özellikle öldürülen askerlerin aileleri  tarafından tepki ile karşılandı.Sosyal Güvenlik Bakanı  Dichter kurşunların dindar yada dindar olmayanların arasında seçim yapmadığını belirtti. Bir askerin babası Einhorn, oğlunun dua etmek üzere hazırlanırken öldürüldüğünü ifade etti.
Kabine bakanlarından olan Şas sözcüsü Eli Yishai,  Rav Ovadya Yosef’i koruyarak onun her söylediğinin Tanrı sözü olduğunu açıkladı.