Bush: “2008`in sonuna kadar anlaşma sağlanacak”

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

ABD Başkanı Bush’un Ortadoğu ziyaretinin başlıca amacı İran’a karşı bir koalisyon oluşturmak. Ancak İsrail ve FÖY ziyaretinin nedeni farklı: İsrail-  Filistin barış konuşmalarında ilerleme kaydetmek, ayrıca Batı Şeria’ya uluslararası bir askeri birliğin gönderilmesini görüşmek.
Buna gerçekten acil ihtiyaç var. Çünkü Annapolis Konferansı’ndaki iyimser demeçlerden sonra  İsrail-  Filistin ilişkilerinde bir duraklama, hatta gerileme görüldü. Karşılıklı ithamlarda bulunan taraflar, bir türlü gerçek müzakerelere başlayamadılar.
2009 yılının Ocak ayında görev süresini tamamlayacak olan  Başkan Bush, Beyaz Saray’ı terk etmeden önce İsrail-  Filistin barışını sağlamak istiyor. Bu nedenle 2008 yılının iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Fırsatlar kaçırılmamalı
Başkan Bush ve Dışişleri Bakanı Condolezza Rice, tarihte olumlu bir iz bırakmak istiyorlar.  Ortadoğu’nun iki halkı arasında barışı sağlayabilirlerse veya barışa çok yaklaşırlarsa amaçlarına ulaşmış olacaklar.  Bu konuda çaba göstermeye hazır, dünyanın en güçlü ülkesinden fayda sağlanabilir.  Bu bir fırsattır, kaçırmamak gerekir.  Yeni seçilecek ABD başkanının İsrail-  Filistin barışına Bush’un gösterdiği ilgiyi sürdürüp sürdürmeyeceği belli değil.  Sürdürse dahi,  konuyu yeniden ele alacağı için büyük bir zaman kaybı olacak. Oysa Ortadoğu’da boşa geçen her süreç kişilerin yaşamına mal oluyor.
Ancak İsrail’de herkes böyle düşünmüyor. Tam tersine zamanın İsrail’in yararına işleyeceğini düşünen bir kesim, Batı Şeria’da Filistinlilere ait topraklarda kurulan küçük yerleşimlerin zaman içinde İsrail’in bir parçası sayılacağını umuyor.
Bush’un söz konusu ziyareti sırasında Olmert’ten,  yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin boşaltılmasını isteyeceği biliniyor. Olmert, çaresiz olumlu yanıt verecek. Ama sözünü tutacak mı? Şaron da bu konuda vaatte bulunmuş fakat yerine getirmemişti. Haaretz gazetesinin yayınladığı haritada  Batı Şeria’da yasa dışı 102 köy hatta kasaba görülüyor. Bu yerleşimleri boşaltmak, günümüz koşullarında çok zor olabilir.
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, buralarda ikamet edenlerle anlaşamaya varmak istediyse de, anlaşma mümkün olmadı.
Olmert’in, ABD Başkanına “koşullar uygun olduğunda yerleşimleri boşaltabileceğiz” yanıtını vereceği öngörülüyor. 

Batı Şeria’ya uluslararası güç
Son haftalarda Batı Şeria’da iki İsraillinin öldürülmesi, durumu daha da zora soktu.  Olayın sorumluları tutuklandı. Bu kez katiller  radikal örgütlere mensup kişiler değil  Mahmud Abbas’a bağlı güvenlik güçlerinin üyesiydiler. Bu da Abbas’ın güvenlik güçleri bünyesinde Hamas’a veya daha da radikal örgütlere bağlı kişiler olduğunu gösteriyor.
Bu şartlar altında Abbas’ın güçlerine güvenmek zor. İsrailliler şimdi olduğu gibi bölgede sadece İsrail güçlerinin güvenliği sağlayabileceğini düşünüyorlar. Zira halen Batı Şeria’da İsrail güvenlik güçleri geceleri serbestçe hareket ederek, aldıkları istihbarat doğrultusunda Hamas, İslami Cihad ve diğer radikal örgütlere bağlı kişileri tutukluyor, sorguya çekiyor ve yargıya sevk ediyor.
Bu nedenle İsrailli yetkililer, Filistinlilerle bir anlaşmaya vardıktan ve Batı Şeria’dan resmi olarak çekildikten sonra dahi belirli bir süre için bölgenin güvenliğini sürdürmeyi uygun buluyor. Doğal olarak hiçbir özerk Filistin hükümeti, İsrail güvenlik güçlerine bu hakkı tanımaz.
Öyle ise ne yapılmalı? İsrail’in  Batı Şeria’dan çekilmesinden sonra, Abbas gerçekten güvenli bir güce sahip oluncaya dek, tek çare uluslararası bir gücün güvenliği sağlaması. ABD’de bunu ciddi bir şekilde tetkik ediyor.
Olası bir uluslararası gücün komutanı herhalde NATO eski şefi General James Jones olacak. Uluslararası gücün içinde Ürdün, Mısır ve AB ülkelerinden askerler bulunacak. FÖY Başkanına bağlı birlikler güçleninceye değin uluslararası güç, geçici bir süre görev yapacak. Bunun uzun zaman alacağı düşünülüyor.
Böyle bir planın gerçekleşmesi için bazı zor engellerin aşılması gerekiyor.
Şunu belirtmemiz lazım: Bush’un  “bu yılın sonuna dek bir anlaşmayı imzalayacağız” sözü tamamıyla temelsiz görünmüyor.

Tarafları kim denetleyecek
Özellikle her iki taraf da Yol Haritası Planı’nın şartlarına uyarlarsa. Ancak bu kimin kontrolünde gelişecek? ABD’nin Tel Aviv büyükelçiliğindeki ataşe, uzman kişilerle İsraillilerin, Kudüs’te bulunan ABD Başkonsolosluğundan bir diplomat ise Filistinlilerin  faaliyetlerini kontrol edecek, Washington’a rapor verecekler. Washington’da  ise rapor  henüz belirlenmeyen  ancak  olaylara tarafsız bir gözle bakacak bir  siyasetçi tarafından tetkik edilecek.
Bu kişi zaman zaman bölgeye gelerek İsrail ve Filistinlilerle görüşecek, objektif olduğuna tarafları ikna etmeye çalışacak ancak bunda başarılı olamayacak.  Nasıl başarılı olabilir ki? Batı Şeria’da 270 bin Yahudi yerleşimci var. Bunların büyük bir kısmı İsrail sınırları içine dahil edilecek, güvenlik duvarının dışında kalan 80 bin yerleşimci ise Filistin bölgesinde kalacak. İsrail hükümeti Filistinlilerle anlaşabilir ve Knesset de bu anlaşmayı onaylarsa söz konusu 80 bin kişi evlerini boşaltmak zorunda kalacak.
Bush ile Rice’ın önümüzdeki günlerde Kudüs ve Ramallah’da yapacakları görüşmeler sonrasında durum belki de açıklığa kavuşacak.  Başkan Bush İsrail basınına verdiği demeçlerde : “Bu yılın sonuna dek, bir İsrail-  Filistin anlaşması imzalanacak. Uygulanması ise daha uzun bir zaman alacak” dedi.  ABD başkanın  gösterdiği iyimserlik, pek de yersiz değil.
Çünkü Ortadoğu’da durum her an değişebilir. Olumlu veya olumsuz gelişmeler yaşanıyor. Genellikle olumsuzluklar yaşansa da  engellerin aşılması imkansız değil.

Bush karşıtları etkileyebilir
İsrail, Bush’u sıcak ve onurlu bir şekilde ağırlamak için elinden geleni yapıyor. Başka yerlerde olduğu gibi Bush,  İsrail’de de eylemlerinden ötürü tenkit ediliyorsa da kimse onun İsrail’in dostu olduğunu inkar etmiyor. Hatta şimdiye kadar Beyaz Saray’a gelen en iyi dost olduğu düşünülüyor. Ama ben Clinton’un da bu konuda onunla yarışabileceğine inanıyorum.
Bush’un ziyareti çalışma kapsamında gerçekleşeceğinden çok fazla sosyal davetler olmayacak. Zaten iki buçuk gün sonra Ramallah’a gideceğinden davetlere fırsat kalmayacak. Bush, Ramallah’ta Filistinliler ile görüşecek ve Betlehem’deki katedrali ziyaret edecek.
Bush onuruna verilecek yemeğe bir çok kişi katılmak istediyse de, kısıtlı kontenjan nedeniyle Olmert bu sorunla karşı karşıya kaldı. Yemeğe sadece koalisyon partilerinin başkanları davet edilecek. Bush’un Filistinlilerle barış planına karşı olan   iki parti başkanı, belki Bush ile karşı karşıya geldiklerinde fikirlerini değiştirebilirler.
Bush, Şaron’un iki oğlu ve başka politikacılarla da görüşecek ancak İsrail’in Batı Şeria’dan çekilmesini istemeyenlerin protestolarıyla karşılaşacağı öngörülüyor. Polisin ciddi olayların çıkmasını engelleyebileceği düşünülüyor.

Olmert’in istifası için baskı
Winograd Komisyonu’nun son raporunu 30 Ocak’ta yayınlayacağını açıklaması Olmert’in istifa etmesi konusundaki baskıları iyice arttırdı. Ayrıca  Ehud Barak’ın da istifa ederek partisini koalisyondan çekmesi için baskı devam ediyor. Ama Olmert’in son günlerde gösterdiği diplomatik yaklaşımlar, Bush ile yakın dostluğu onun istifa etmesi için doğru zaman olmadığının göstergesi.