Barak`in kaygisinin nedenleri...

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Olmert hükümeti bu hafta İsrail tarihinin en büyük savunma bütçesini kabul etti.  Ancak  Savunma Bakanı Ehud Barak, bakanlara bunun yeterli olmadığını, daha büyük gayret beklediğini ifade etti.
Washington, bu konuda İsrail’e yardım edecek.  ABD, önümüzdeki hafta  İsrail’e on yıl içinde 30 milyar Dolar’lık  askeri yardımın anlaşmasını Kudüs’te imzalayacak.
İsrail savunmasının bu denli büyük bir bütçeye gereksinim duymasının iki nedeni var: Öncelikle İkinci Lübnan Savaşı’nın gözler önüne serdiğini Tsahal’in bazı eksikliklerini ve kusurları gidermesi lazım. Ayrıca hızlı bir şekilde silahlanan düşmanlarına karşı, İsrail  ordusu askeri üstünlüğünü korumak zorunda.
Hizbullah yeniden silahlanıyor, Hamas ise tüneller yolu ile Sinai’dan kaçak silah ediniyor. Bunlara rağmen yine de en büyük tehlike, ciddi ve seri bir şekilde Rus silahı satın alan Suriye.
Suriye, İsrail’in Hava Kuvvetlerine karşı üstünlük sağlamak için en modern uçaksavar sistemleri satın alıyor. Şimdiden iki yüz uçağa karşı direnebilecek batarya ve füze sistemleri var. Bunların bir kısmı, Rus Silahlı Kuvvetlerinde dahi olmayan  modern teçhizat.
Olmert yükselen gerilimi azaltmak için, ne gelecek yaz, ne de kış mevsiminde bir savaş beklediğini ifade etti.  Olmert haklı olabilir ancak askeri istihbarata bağlı bir uzman: Başer Esad Golan’ı almaya kararlı. Konuşma ve müzakere yoluna gidecek. Bir sonuç alamazsa başka yollara başvurabilir” dedi. İran tehdidini de unutmamak lazım.
Tüm tehlikeleri gözden geçirdiğimizde, Barak’ın yeni bir bütçe talebinde mübalağa etmediğini görüyoruz.
Barak, İsrail-  Filistin anlaşmasına inanmıyor, bu konuda yapılan çabaları önemsemiyor. Üstüne üstlük  mevcut engeller yetmezmiş gibi anlaşmaya yeni engeller çıkarıyor. Barak’ın bu tutumu Kudüs’te ve Washington’da tepkilere yol açtı.

Barak sağa kaydı
Barak, İşçi Partisi başkanlığına seçilmesinden önce ve sonra Filistin konusunda suskun kalmayı tercih etti. Geçtiğimiz Cuma günü Barak’ın Yediot Aharonot gazetesinde bir söyleşisi yayınlandı.  Bu yazı okurları oldukça şaşırttı. Öyle ki İşçi Partisi lideri ile söyleşiyi yapan muhabir yazısına şu cümle ile başladı: “ Burada okuyacaklarınız, İşçi Partisi’nin lideri tarafından söylendi. Buna inanmak zor. Bu sözler Likud Partisi Başkanı Netanyahu tarafından da söylenebilirdi.”
Barak’a göre, FÖY lideri Mahmud Abbas ile yapılan anlaşmalar fantezi olmaktan öteye geçemeyecek, bunlardan gerçekçi bir sonuç alınamaz.
Savunma Bakanı 3- 5 yıl daha Batı Şeria’dan çıkmamayı öneriyor. Çünkü bu süre zarfında İsrail kısa menzilli füzelere karşı bir savunma sistemi geliştirebilir. Zaten, bu konuda teknik ilerlemeler kaydedildi. Etkili bir savunma sistemi geliştirilmez ise Filistinlilere teslim edilen Batı Şeria’nın her noktasından İsrail kent ve kasabaları hedef alınabilir. Abbas, buna engel olamaz. Böylece Sderot gibi, İsrail yerleşimleri Filistin roketlerinin tehdidi altında yaşamak zorunda kalacak.
İsrail Başbakanı Olmert’e göre Batı Şeria’nın kontrolü ancak barış içinde yaşamak isteyen bir Filistin hükümetine devredilebilir.  Barak, bu kanıda değil. Çünkü yeni kurulacak devletin politikası zamanla değişebilir. Hamas, Gazze’de yaptığı gibi Batı Şeria’yı da ele geçirebilir. Bu ihtimale karşı İsrail’in etkili bir savunma sistemine sahip olması gerekiyor.  Bu şart belli bir mantığa dayansa da, bu yolla barışa varmak güç.
Bu nedenden hem İşçi Partisi’nde, hem de Washington’da Barak’ın sözleri tepki topladı.
Bu tepkilerin sonucunda Barak, yayınlanan yazıdaki bir çok bölümü tekzip etti. “ Ben de Mahmud Abbas ile Hamas arasında bir fark görüyorum. Ayrıca Abbas hükümetini sağlamlaştırmak istiyorum” dedi. Tüm bu açıklamaların ardından kısa menzilli füzelere karşı etkili bir savunma sisteminin uygulanması koşulundan da vazgeçmediğini dile getirmekten kaçınmadı.
Haaretz gazetesi Barak’ı eleştirdi ve  kendisinin sadece savunma bakanı olduğunu hatırlatarak, bu gibi konularda son sözün başbakana ait olduğunu vurguladı. 
Kasım ayında Washington’da gerçekleşecek konferansın ön çalışmalarını yürüten Condolezza Rice, Barak’a telefon ederek  tepkisini şöyle dile getirdi: “Salt güvenliğe dayanan bir politika olamaz.  Alabama’lı bir siyahi olarak öğrendiğim kadarıyla, durum böyle ise şiddette katılmamış olan insanlar, sonunda şiddettin bir parçası olabiliyorlar” dedi.
Barak, savunma bakanı olarak sadece güvenlik konusuna odaklanmıyor. Bunu yapsaydı, Likud Partisi’nin güvenlik uzmanının önerdiği gibi halka gaz maskesi dağıtırdı. Çünkü, bir savaş durumunda Suriye’nin gaz kullanması mümkün görülüyor. Oysa Barak: “ Gaz maskesi dağıtırsak, Suriye’yi yanlış yönlendiririz. Bir savaşa hazırlanıyormuşuz izlenimini yaratırız. Bunu yapmaktan kaçınmalıyız” dedi.
Sağa kaydığı izlenimini yaratan Barak,  niçin İsrail’in güvenliğini ön planda tutan demeçler veriyor? Bunun iki sebebi var: önümüzdeki yılın ilk aylarında Winograd Komisyonu’nun raporunu açıklamasının ardından Olmert istifa etmek zorunda kalacak. Akabinde 2008 başında yapılacak erken seçimlerde Likud Başkanı Netanyahu ve İşçi Partisi Başkanı Barak çekişecekler. Solun oylarını garantileyen Barak, merkezden oy çalmaya çalışacak. Bunlar da Barak’ın demecinin nedenini açıklıyor.

Son dakika
Yazımı kaleme aldığım sırada İsrail Başbakanı Olmert ile Savunma Bakanı Barak, Golan’da Suriye cephesini ziyaret ettiler. Suriye ve İsrail savunma amaçlı silahlandıklarını ileri sürmelerine rağmen bu durum, tarafların birbirlerinden kuşkulanmasına yol açıyor.