Son dönemlerde izlediğim bazı filmleri gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Hatta “Deja vu” filminin izledikten sonra beynim sulandı diyebilirim. Büyük bir çoğunluğun izlediğini var sayarak soruyorum… kız ölmüştü, adam geçmişe gitti kızı kurtardı, ancak sonra adam öldü. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yok. Ama aslında ölmedi!... Bir anlayan varsa açıklasın lütfen…
İşte bu gibi nedenlerden ötürü film okuması yapılınca, etkinlikten büyük bir keyif alıyorum. Hiç olmazsa soruyorum, anlıyorum.
Geçtiğimiz hafta Perşembe Sohbetleri kapsamında Sinema Sayfası Eleştirmenimiz Viktor Apalaçi’nin düzenlediği Rav İzak Peres’in de katıldığı film gecemizde La Petite Jerusalem (Küçük Kudüs) filminden bölümlerin izlenmesinin ardından film okuması yapıldı.
Filmde köktendinci Yahudi toplumunda kadının yazgısı sorgulanıyor. 35 yaşındaki yönetmen Karin Albou’nun öz yaşam öyküsünden uyarladığı film Paris’in kuzey banliyösünde Kuzey Afrikalı göçmenlerin yaşadığı bölgede geçiyor.
Bir yandan yorumları dinledik diğer yandan bizleri çocukluğumuza götüren frigolarımızı yedik –Sağ olasın Kemal Bey, çok kalori aldık ama değdi-…
