Ateşkes sonrasinda bölgede neler yaşanabilir?

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İsrail - Filistin ilişkilerinde aniden olumlu gelişmeler yaşandı. Gazze  bölgesinde ateşkes sağlandı ve şimdilik genelde şartlara uyuluyor. Ateşkesin Batı Şeria’da  da uygulanabilmesi için çabalar sürüyor. İsrail Başbakanı Olmert,  Ben Gurion’un mezarı önünde Filistinlilere hitaben yaptığı konuşmada;  barış için elini uzattığını ve Filistin Devletinin kurulması, yerleşim bölgelerinin tamamen boşaltılması konusunda gerekli yaklaşımları göstereceğini açıkladı. Bu konuda tek  şartın terörün engellenmesi ve Filistinli göçmenlerin geriye dönme hakkından feragat etmesi olduğunu söyledi.
Olmert, İsrail’de  cesur bir program uygulamadığı için   çok eleştiri aldı. Şimdi  iç ve dış baskılara rağmen daha rahat görünen Olmert’in tek sorunu; hükümet ortağı Lieberman’ın partisi İsrael Beitenu. Filistinliler  ile bir anlaşma yapmayı başarabilen Olmert sağ kanadın baskısını göğüslemeye hazır

Filistin kanadının tepkileri
Mahmud Abbas ve yandaşları ateşkesi ihtiyatla karşılıyorlar. Hamas ise,  Olmert’in planının sadece Filistinlilerin geri dönüş haklarından vazgeçmeleri için yapılmış bir tuzak olduğunu düşündüğünden plana hiç güvenmiyor.
Mahmut Abbas’ın yandaşları ise  artık sözler değil, eylemler görmek istiyorlar. Şimdiye kadar İsrailliler tarafından verilen bir çok sözün tutulmadığını söylüyorlar. Aynı zamanda İsrail ordusunun Olmert’in kararından mutlu olmadığını bildiklerini açıklıyorlar. Bu nedenle net bir tutum sergilemeden önce beklemek  ve görmeyi tercih ediyorlar.
Aslında tutumları birçok İsraillinin düşüncesi ile benzeşiyor. Onlar da sükunetin gelmesini, terörün, Kassam roketlerinin atılmasının sona ermesini istiyorlar. Bunun için taviz verilmesi gerektiğinin de bilincindeler ama Filistinlilerin  barışı sağlamak için değişik gruplar üzerinde yeterli kontrol kurabilecekleri konusunda şüphedeler.
İsrailli siyasi yorumcular,  Olmert’in stratejisinin tamamını onaylıyorlar.  Kamuoyu araştırmaları Olmert’in ülke içinde popülaritesini kaybettiğini ortaya koydu. Halk cesur bir lider arayışında olduğundan artık Olmert’in kaybedecek bir şeyi yok. Şimdi hiç kimse başbakanın son derece cesur bir planı olduğunu, Batı Şeria’nın boşaltılmasının güvenlik duvarının öteki yanına da uygulanmasını düşündüğünü  inkar edemez. Seçimlere böyle tek yanlı bir planla girmiş ve kazanmıştı.Ama şimdi Lübnan Savaşı’ndan sonra artık tek taraflı olamayacağı aşikar.Deneyimler hem Barak’ın Lübnan’da, hem Şaron’un Gazze’de tek taraflı çekilmesinin başarısızlıkla sonuçlandığını gösterdi. Şimdi boşaltma, her iki tarafın anlaşmasıyla gerçekleşmeli. Bunun karşılığında Olmert, Filistinlilere onların durumunu iyileştirecek maddi yardım sözünü verdi.

Bütün bunlar yeterli mi?
Tabii ki bütün bunlar yeterli değil.Ama uzun bir sürecin başlangıcındayız ve önemli olan ilk adımı atabilmek , sonra da  yolda karşılaşılacak tüm engellere rağmen, her iki tarafın görüşüp anlaşarak  devamını getirebilmesi. Ve son kararların verilme aşamasına ulaşabilmek çok önemli.
Ama karşılıklı görüşmeyi sürdürecek taraflar kimler olacak?
İsrailliler,   yeni kurulacak Filistin Birlik Hükümeti’nde bakanlıkların çoğuna sahip olacak Hamas  ile görüşmeyeceklerini söylüyorlar. Hamas da tanımayı reddettiği  İsrail ile görüşmek istemiyor.Bu son derece karmaşık durumu daha açık anlayabilmek için bazı gerçekleri dikkate almak gerekiyor.
Uzun bir süredir başbakanlık ofisinde  Trusowitz ve Tercuman ile Mahmud Abbas’a yakın  Saeb Erekat ve Ekrem Haniyeh arasında yakın  temaslar ve görüşmeler süregelmekte.Ekrem Haniyeh’in, Hamas Başbakanı İsmail Haniyeh ile herhangi bir akrabalık ilişkisi yok.Ekrem Haniyeh, İsrail hapishanesinde yatmakta ve halen çok etkili  bir El-Fetih lideri olan Marwan Bargouti ile yakın ilişkide. Bargouti aynı zamanda, Olmert’in  arkadaşı  ve Knesset’te Beilin’in sol partisinin üyesi Haim Oron ile de sık sık görüşüyor. Şin Bet’in başı olan Yuval Diskin ve Dışişleri Bakanı Tsipi Livni  bu gizli temasların  gerçekleşmesinde   yolunda  rol oynadılar.
Öte yandan    yeni kurulacak hükümette Hamas yandaşı olup Mahmud Abbas’a İsrail ile görüşmelerinde oldukça  özgürlük tanıyan  yada ılımlı üyelerin yer alması konusunda Kahire’de uzun görüşmeler yapılıyor. Ana fikir yeni kurulacak birlik hükümetinin İsrail’i  tanıması,terörü reddetmesi ve halihazırda İsrail ile Filistinliler arasında yapılmış anlaşmaları tanımasıdır.Böylece ABD, AB, Fransa ve İngiltere’den oluşan Dörtlü ve İsrail’in  talepleri karşılanacak.Hamas bunu tek başına yapmayacağı için, ideolojisine ters düşmemiş olacak. Belki son dakika engelleri çıkabilir. Ancak  İsrail ve Dörtlü bu formülü kabul etti ve uygulanması halinde yeni hükümete maddi yardımlar yapılacak. İsrail’in Filistin’e getirilen malların gümrük vergilerinden elde ettiği para sadece 300 milyon Dolar tutuyor.
Her ne kadar son anda engeller çıkabilse de ana hatlarıyla durum şöyle özetlenebilir:
Hamas’ın var olduğu ama egemen olmadığı ve Mahmut Abbas’a İsrail ile görüşmelerinde özgürlük tanıyan bir hükümet oluşmalı. Abbas, Gazze’ye gelecek Filistin kökenli  Ürdünlü askerlerden oluşan tugay ile askeri açıdan güçlendirilecek.

Sonuçta kim güçlenecek?
Hem Abbas,  hem de Hamas güçlenecek.Ama İsrail’in en yetkili askeri yorumcusu Zeev Shiff’e göre, Hamas’ın Abbas’a verdiği tavizler adeta sembolik nitelikte. Hamas, İsrail’in  şartlarına uymaksızın gücünü pekiştirdi. Bir kaç ay içinde durumun nasıl olabileceğini kimse kestiremiyor. Şimdilik her iki tarafın  da sakin olması gerekiyor. Abbas, İsrail ile görüşmeleri sürdürürken, Hamas da Filistin otoritesiyle görüşmelere devam edecek. Meşal, Kahire’de yaptığı konuşmada  altı ay içinde 67 sınırlarında  bir Filistin devleti kurulmazsa yeni bir “intifada” yı başlatacağını açıkladı. Bu açıklama bunun boş bir tehdit olmadığını düşünen yüksek rütbeli Tsahal ileri gelenlerini tedirgin etti.
Onlar İran’ın direktifleri ve yardımları ile10.000 kişilik,  Hizbullah tipi  yeraltından  faaliyetler de sürdürecek,  silah ve patlayıcı taşıyacak kuvvetli bir ordunun yaratılacağından korkuyorlar. Zaten şu anda 53 ton patlayıcı FÖY’e sokulmuş bir durumda. Bahsi edilen yeni intifada başladığında Tsahal, Lübnan benzeri bir harekat yapmak zorunda kalacak.Tabii ki Mısır’ın Sina’dan silah kaçakçılığını durdurmak için yapacağı gayretler çok önem taşıyor. İlerdeki aylarda düşünülmesi gereken en hayati sorun bu.
Bu arada  birçok çözümlenmesi gereken bir çok sorun var. Özellikle başlangıç olarak Gilad Şalit’e karşılık, yüzlerce Filistinli tutuklunun serbest bırakılması  önem taşıyor.Olmert’in  konuşması Şalit’in babasında büyük bir hayalkırıklığı yarattı.Şalit’in babası
“Hala ümitle harekete geçilmesini bekliyorum ama ortada sözlerden başka hiç bir şey yok” dedi. Hizbullah tarafından kaçırılan diğer askerlere gelince onlar için söz bile yok...