Kadinlar ne ister?

Seda Şirem Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Başlığı okuduğunuzda aklınıza Mel Gibson’ın eskiden oynadığı film gelse de, ben biraz daha farklı bir konudan bahsedeceğim.
Erkeklere göre kadınlar anlaşılması zor yaratıklar,durmadan isterler. Tabi bazen insan hak vermiyor değil. Kimimiz ondan kul köle olmasını ister, olunca da ondan uzaklaşırız. İlgi bekleriz, çok üstümüze düşünce de sıkılırız. Çok kıskanç olduklarında sinirlenir, hiç kıskanmadıklarında da, bizi sevmediklerini, düşünürüz. Kısıtlanmaktan hoşlanmayız , bize karışmadıklarında da ‘ne kadar ilgisiz’ diye düşünürüz. Kimimiz kovalamaktan hoşlanır, kimimiz kaçmaktan. Kendimize göre vur kaç taktikleri geliştiririz. Erkekleri ‘duygusuz’ diye suçlar, çok duygusal olduklarında d,  ‘bu ne biçim erkek’ deriz. Bir erkeğin de haliyle bir kadın da edindiği tecrübe ve taktik bir diğerin de üstünde işe yaramıyor. ‘Bu kadınlar ne ister’ sorusunun cevabını, bırakın erkeğin, bir kadının bile cevaplamasını zorlaştırıyor.
Bu durum aslında biraz da kadınların eskiye göre toplum içinde daha aktif rol oynamasından kaynaklanıyor. Eskiden kadınlar çoğunlukla çalışmazlardı, ekonomik özgürlükleri yoktu, eğitime günümüzdeki kadar önem verilmiyordu. Anne baba baskısı çok etkindi. Kadınlar rahatça gezebilmek, sosyalleşebilmek ve biraz daha özgür olabilmek için evliliği bir kaçış, çözüm olarak görüyorlardı. Dolayısıyla daha hayatı tam anlamıyla göremeden, gözleri açılmadan kocalarının himayesi altına giriyorlardı.  Ne şanslıyız ki, günümüzde artık bu böyle değil. Kadınlar daha eğitimli aileler daha serbest. Hepsinden önemlisi iş hayatına girdiler ve kendi ayaklarının üstünde durabiliyorlar. Artan özgüvenleri sayesinde kadınlar artık isteklerini ve arzularını rahatlıkla söyleyebiliyorlar. ‘Bu böyle olsun,  bundan hoşlanmam’ diyebiliyorlar, karşısındaki onu gerçekten mutlu edecekse birlikteliği devam ettirmek istiyorlar; çünkü artık onları istemedikleri bir işi yapmaları, ya da, bir ilişkiyi farklı nedenler için devam ettirmelerini gerektirecek durum yok. Kendi ekonomik özgürlükleriyle gelişen özgüvenleri sayesinde ‘hayır’ demeyi, diyebilmeyi öğrendiler. Tek başlarına da birey olabildiklerini gördüler. İşte bu yüzdendir ki artık erkekler için kadınları anlamak çok daha zor. Eskiden çok daha kolaydı çünkü zaten kadınlar ne istediklerini çok fazla belirtmezler, istenilene uyardı. Erkekler, ‘kadınlara da ne yapsak yaranılmıyor’ diye düşünseler de, aslında bu bizim için ne yapsalar yaranamıyorlar mı yoksa ne istediğimizi mi pek kestiremiyorlar, o da, soru işareti. Bu da biraz ‘Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten’ sözünü doğruluyor.