Ne ambülans, ne siren...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Hayatımda iki kez ambülansın ön tarafında refakatçi koltuğuna oturdum. Bir kez gece yarısını geçe, bir kez de sabah vakti. Tüm duyularınız körelmiş gibidir.  Çok farklı bir dünyadan izlersiniz camdan dışarısını; tek düşünceniz bir an evvel sağ salim hastane kapısına ulaşabilmektir.
Aradan yıllar geçti. Hala ne zaman bir ambülansın siren sesini duysam ürperirim.
***
Güneydoğu’da terörle mücadele eden güvenlik güçleri amansız saatler geçiriyor. Ortadoğu’da esen savaş rüzgarları dengeleri sarsıyor. Siirt’te, Lübnan’da, Hayfa’da  ambülanslar seferde. Hepsinin ardında bir anne dua ediyor, ambülans hastane kapısına sağ salim ulaşsın diye.
***
İnsan, sevdiklerini sahiplenir.
Gazeteci/ Yazar Nesim Benbanaste ile kısa süreli bir tanışıklığımız oldu. Buna rağmen her yardımcı olduğumda, birkaç gün sonra muhakkak bir teşekkür kartı alırdım.
Geçtiğimiz sayıda Benbanaste’nin vefatının ölüm yıldönümü haberini verdiğimizde, elimde Moşe Grosman’ın Benbanaste’nin anısına yaptığı konuşma metni de vardı. Ancak, yerimiz kısıtlı olduğundan Moşe Grosman’ın metnine yer veremedik. Haberi verirken de, Nesim Benbanaste’nin 500. Yıl kutlamalarının fikir babalarından biri olduğunu yazdık. Oysa ki, N. Benbanaste, Grosman’ın da vurguladığı üzere bu konunun ‘tek’ fikir babasıydı. Ne mutlu ‘doğru’nun savunucusu olan dostlara…
***
Ve bir günah çıkartma daha. Ama bu kez kabahatli değilim. Belki azıcık fevri davrandım o kadar. Az önce yazdığım üzere, insanlar sevdiklerini sahiplenirler.
Geçen hafta yazımda Beki L. Bahar’ın  kaleme aldığı “Çan, Ezan, Hazan”  şiiri ile ilgili olarak  Dolmabahçe Sarayı’nın 150. Yıl Kutlamalarına davetli olduğunu yazmış, şiirin bestelenmesi v.s. üzerine kaygılarımı dile getirmiştim.
Birkaç gün sonra Beki L. Bahar’dan bir açıklama geldi.  Alıntılarla aktarıyorum:
“(…) Üzgünüm. Keşke  bir telefon edip sizleri bilgilendirseydim. Konserden üç gün önce resmen ben telif hakkı verdim Kocatepe'ye. O gece de çok onurlandırıldım. Sn. Ali Kocatepe'yle o gece ilk olarak tanıştım. Gece bu besteyle açıldı,ismim anons edildi  Bir süre sonra Kocatepe masama geldi. Beni topluluğa tanıttı, elimi öptü, alkışlandım. Büyük bir kırmızı kadife kutu içinde ‘Sayın Beki L. Bahar'a  Dolmabahçe Sarayı 150. Yıl  Kutlama Gecesine Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. Milli Saraylar Daire Başkanlığı’ yazılı Yıldız Porselenden bir çini tabak hediye ettiler. Hediye edilen CD' nin iç kapağında şiir de yazıldı.”
Barışın dört bir yanımızda olması dileğiyle.