İsrail Devlet Başkani`na iftira

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Onbaşı Gilad Şalit’in kaçırılmasından bu yana geçen iki haftanın sonunda, Şalit’in serbest bırakılma şansı artık her zamankinden  uzak  görünüyor.
Uzlaşması beklenen her iki lider de biri Kudüs’te, ötekisi Şam’da yaptıkları basın toplantısında birbirlerine  zıt açıklamalarda bulundular.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert,  tutuklu değiş tokuşunun   yanlış olacağını bir kez daha vurguladı. Öte yandan Hamas lideri olarak konumunu sağlamlaştırma çabasında olan  Meşal, tutukluların değiş tokuşu gerçekleşmedikçe asla bir anlaşma sağlanamayacağını açıkladı.
Görünüyor ki Mısır ve Türkiye gibi arabulucuların iyi niyetli yaklaşımları bile, henüz bir anlaşma zemini sağlayamadı.

Şimdi ne olacak?
İsrail Gazze üzerindeki baskısına  hava akınlarıyla, sınırlı yer harekatlarıyla ve Gazze etrafına    sadece insani yardım durumlarında açılabilecek engeller koyarak devam edecek. Filistinliler ise Şderot, Aşkelon ve Batı Negev’deki başka hedeflere Kassam roketleri yollamaya devam edecekler.
Diplomatlara gelince, onlar da ellerinden gelen bütün çabayı her iki tarafın da taviz verebileceği bir formül yaratmak için harcayacaklar. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Şam’da Meşal ile görüşüyor.Japon Başbakanı Koizumi bu salı Ramallah’tan önce İsrail’i ziyaret ediyor.AB’den sonra Filistinlilere en büyük bağışı yapan ikinci ülke olan Japonya, her ne kadar İsrail’e Filistin Yönetiminin Hamas yetkilileriyle görüşmeyeceğine dair söz verdiyse de  iki taraf arasında arabuluculuk yapabileceğine inanıyor.
Yorumculara göre Kouzumi, bu yolda çaba gösteren diğerleri gibi oldukça  düş kırıklığına uğrayacak. Bu yolda çalışmalar ve görüşmelerde bulunan Mübarek bile artık Meşal’e karşı rahatsızlığını saklayamıyor.
Tabii ki diplomasi konusunda asla ümitsizliğe kapılmamalı. Tutukluların serbest bırakılması ile ilgili tüm anlaşmalar uzun ve zorlu bir süreçten sonra sağlanabildi. Bu sefer de aynısı olabilir.Ama bu kez özellikle daha zor görünüyor.
Çünkü  her iki taraf için görüşmeleri zorlaştıran birçok etken vardır.
İsrail’in elinde sekiz binden fazla Filistinli tutuklu bulunuyor.Bu mahkumların aileleri Gilad Şalit’in sayesinde  onların evlerine kavuşabilecekleri ümidini taşıyorlar.Bunu başaramayan her Filistin lideri  halk tarafından reddedilebilir.
Yapılan kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki Gazze’de karşılaşılan büyük zorluklara rağmen Filistinliler tutukluların serbest bırakılmasını istiyor, bu konuda direniş gösteriyorlar.Gilad Şalit’in ellerinde büyük bir koz olduğunu ve bunu kaçırmamak gerektiğini savunuyorlar.
Bu nedenle Halid Meşal, tüm Filistinli liderlerin yapması gerektiği gibi   radikal tutum takındı.

Olmert ödün vermiyor
Olmert ise, sert politikasını sürdürmeye devam ediyor. Bunun nedenleri; kaçırma olayının tekrarlanmasını ve  Hamas’ın bir başarı sağlamasını engellemek. Olmert, Abbas ile görüşmeye hazırlanıyor ve bu vesile ile birkaç yüz Filistinli tutukluyu özür bırakmayı planlıyordu. Ne yazık ki Hamas ve olan bağlı iki örgüt daha önce davranarak ve Kerem Şalom’da bir İsrail askerini kaçırdılar. Şimdi İsrail Başbakanı, Filistinli tutukluları serbest bırakırsa bu ancak Hamas’ın işine gelir.  Olmert, doğal olarak buna karşı çıkıyor.  Ayrıca, kaçırılan askerin koşulsuz özür bırakılmasını veya bir uzlaşma sonucunda Kassam roket saldırına son verilmesini istiyor.
Geçtiğimiz pazartesi günü, General Giora Eiland  Tsahal’in  Kerem Şalom’daki başarısızlığı hakkında hazırladığı raporu açıkladı.  Bu raporda Tsahal’in  yüksek rütbelilerden en basit askerine dek, bir çok hatalar yaptıkları sonucu vardı. Ancak bu başarısızlıktan kimseyi sorumlu göstermedi. Zira 10 ay önce Gazze’den çekilen İsrail güçleri bu süre zarfında 115 Filistinlinin sınırdan sızmasına  ve bombalı saldırılara engel oldu. Bu gerçeği de göz ardı etmemek gerek. İsrail güçleri böyle bir saldırı konusunda  uyarılmış ancak hiçbir önlem alınmamıştı. Bir önlem alınsaydı, Hamas’ın  operasyonu başarılı olamaz, Şalit kaçırılmazdı. Yorumcular, sorumlulara karşı önlem almanın bu kez doğru olmayacağını, ama bu başarısızlıktan gereken derslerin alınacağını ileri sürüyorlar.
Tsahal’in Kerem Şalom’daki başarısızlığının bir başka sonucu da Kadima Partisi bünyesinde Olmert’in  tek taraflı çekilme planına karşı muhalefetin giderek artması.  Bilindiği gibi bu plan doğrultusunda İsrail, Batı Şeria’nın kırk kadar yerleşim biriminden çekilecek 70 bin kadar yerleşimci İsrail sınırları içindeki yerleşim bloklarına taşınacaklardı. İmar ve İskan bakanı ve Kadima’nın ileri gelenlerinden Meir Şitrit: " bu günkü durumda Kadima’da Olmert’in planını destekleyen bir çoğunluk yok. Tek yönlü çekilmeye inanmıyorum, ve bu konuda partide yalnız değilim" dedi.

Moşe Katsav’ın sıkıntısı
İsrail medyası bu hafta yeni ve herkesi üzen bir konuya yer verdi.  Devlet Başkanı ile ilgili olan bu konu daha uzun süre gündemde kalacağa benziyor.
Devlet Başkanı  bundan bir hafta önce   Başsavcı Menahem  Mazuz ile görüşerek: "Geçen yıl dek  resmi konutumda çalışan bir memur  iş bulmamı ve para vermemi istiyor. Aksi takdirde çalıştığı sürede kendisine cinsel tacizde bulunduğumu söyleyeceği şeklinde  şantaj yapıyor" dedi. İsrail yasalarına göre,  iki tarafın rızasıyla yapılsa dahi özellikle iş veren ile memuru arasında cinsel  birliktelik büyük bir suç.
Moşe Katsav, tüm suçlamaları yalanlayarak, "kendisiyle sadece iş ilişkimiz vardı" diyor.
Bunun üzerine Mazuz, Katsav’a tehdit edildiğini doğrulayacak belge veya kasetler varsa kendisine vermesini, polisle irtibata geçerek soruşturma başlatacağını açıkladı.  Ancak Katsav, bu güne kadar Mazuz’a herhangi bir belge veya kaset vermedi. Başına bir dert açabileceği endişesiyle belgeleri Mazuz’dan önce incelenmek üzere eski adalet bakanına vermeyi tercih etti. Mazuz, bu hafta sonuna değin belgeler eline ulaşmazsa, polise resmi bir soruşturma başlatması için talimat vereceğini söyledi.
Salı günü işi daha da karıştıracak bir gelişme oldu.  Maariv Gazetesi manşette, bundan onbeş yıl önce Katsav’ın bakan olarak hükümet üyesi olduğunda yanında çalışan bir memura cinsel tacizde bulunduğunu açıklayan  habere yer verdi. Habere göre bu kişi gereğinde mahkemede ifade verecek.
Devlet Başkanlığı bürosu, "nasıl oluyor da bu denli tek yönlü suçlamayı  basıyor" diyerek haberi protesto etti.
Şimdi yorumcular ve karikatüristler 2007’nin Temmuz ayında devlet başkanı olarak görev süresi tamamlanacak olan Katsav’ın, o tarihe dek görevde  kalıp kalamayacağını konu ediyorlar.  Bir karikatürist Katsav’ın terleyerek Clinton’a hayatını okuduğunu çizerken, bir diğeri Dünya Kupası’nda hakemlerin yaptığı gibi Katsav’a kırmızı kart gösteriyor.  Altı yıldan beri iyi bir devlet başkanı sayılan Katsav, şimdi asılsız suçlamalara maruz kalıyor.  Af hakkı karşılığında, devlet başkanının rüşvet aldığı ve bazı bankalarda hesabı bulunduğu söylemleri varsa da bunların bir kanıtı yok.