Varşova`da 20.000 tanik

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

E-postama, çeşitli yazılar gelir. Bunların kimi sevindirici, kimi düşündürücü, kimi ise can sıkıcıdır. Can sıkıcı olanları hemen bir tarafa dosyalar ve belleğimden silerim. ‘Sevindirici’ yazılar tabii ki şahsımı mutlu edenlerdir ki, bunlar genelde yazanın egosunu okşarlar. Dürüst olalım. Aralarında ‘düşündürücü’ olanlar ise kanımca en önemlileridir. Zira kimi zaman nasıl bir yol almanız konusunda sizi düşündürürler. Cemaat bireyleri için mi yazıyorum; yoksa, görevim bir azınlık gazetesinde Yahudi olmayan bireyleri de eğitmek midir?
 Gerçi bu soruların yanıtını vermek çok zor değil. Ancak, bir an için  neden  bu ikileme düştüğümü de paylaşmak istiyorum. Geçenlerde e-postama 19 yaşındaki bir genç kızın yazısı geldi. Bir bölümünü yayınlıyorum.

(...) Yıllardan beri kardeş gibi mutlu mutlu yaşıyoruz sizinle ve gerçekten çok akıllı, dürüst insanlarsınız. Ben antisiyonizm ile antisemitizm arasında ne gibi farklar olduğunu merak ediyorum. Bunun hakkında bana biraz bilgi verebilirseniz çok sevinirim. Bunun dışında salı günü (25 Nisan) Holokost bayramınızı kutluyormuşsunuz, tebrik ederim. Yahudi soykırımı asla olmamalıydı, nasıl böyle bir felakete sürüklenebilindi bilmiyorum. Ama umarım bu olay herkese bir ders olur ve şu öğrenilir: Hiç kimsenin canını insan vermedi insan alamaz!!! Sizin bundan sonra mutlu ve huzurlu yaşamanızı bütün kalbimle istiyorum. Tekrar tebrik ederim, gazeteniz ve sizler çok güzelsiniz.. İyi günler...

* * *
24 Nisan Pazartesi gecesi, tüm dünya sinagoglarında olduğu gibi, İstanbul’da da Holokost’ta (Soykırım) sırf Yahudi oldukları için yaşamlarını yitiren 6 milyon dindaşımızı andık. Bu yıl yanyana gelen birçok öğe Neve Şalom’daki töreni çok daha etkili kıldı. Cemaat büyüklerinin altı mumu gençlerle birlikte yakmaları, duaya katılanlar açısından da gurur vericiydi.
* * *
Aynı gün aralarında Yahudi olan ve olmayan 20.000 kişi geçmişe tanıklık etmek için Auschwitz Birkenau Kampları arasında ‘Yaşam Yürüyüşü’nü gerçekleştirmek amacı ile Polonya’da bulunmaktaydılar. Kurulan ses bağlantısı ile Hahambaşı Rav Haleva ve sinagogdaki yahidler, Varşova’da bulunan Türk ekibinden Rav Nafi Haleva ile aynı anda Kadiş duasını okudular.
Ve yaklaşık yine aynı dakikalarda Kudüs’te hükümet erkanının da hazır bulunduğu anma töreninde altı milyonun anısına altı mumu altı Holokost kurtulanı yaktı.
* * *
Tanıdığım ilk Holokost kurtulanı Ruth Fayon’du. Çocuk yaşlardaydım o zaman. Ses tonu, kararlılığı, genç yaşına rağmen boyatmadığı gri saçları ve eksik etmediği kırmızı rujuyla Ruth Fayon bende hep ‘güvenilir’ insan duygusu yaratmıştır. Biraz daha büyüyüp, kolunda sayılardan oluşan dövmeyi gördüğümde, ne hissettiğimi hiç hatırlamıyorum.
Altı milyonun nasıl imha edildiğini kavrayamadığım gibi Ruth’un o kaostan kurtulup sağlıklı, güzel bir aile kurabildiğine şaşırmıştım.
Holokost’tan hayatta kalmayı başaranlar, bugün artık belli bir yaşın üzerindeler. Konuyla ilgili ne kadar okursak okuyalım, hiçbir bilgi, canlı bir tanığı dinlemenin yerini tutmaz. Ruth Fayon, Holokost etkinlikleri kapsamında Ulus’ta tarihe bir kez daha tanıklık edecek. Diğer yandan bir gece önce Neve Şalom’un girişinde, adları yazılı 1.5 milyon çocuğun anısına konan mumları yakmaya elim varamamıştı...