Seçim kampanyasinda partiler kizişti

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İsrail’in seçim kampanyası bu hafta başladı. Şimdiye değin sakin geçen seçim propagandalarının aniden canlanmasının nedeni; sadece seçim tarihinin yakınlaşması ve medyada seçim kampanyalarının başlamasından kaynaklanmıyor. Bunun nedeni de, İsrail vatandaşlarının, bu seçimlerin ülke tarihinde gerçekleşen en önemli seçim olduğunun bilincine varmaları. Çünkü, gelecek Knesset, İsrail’in  kalıcı sınırlarının tespitinde önemli bir rol oynayacak. Böyle olacağı da bu günlerde kesinlikle belli oldu.
Ehud Olmert, Ariel Şaron ile birlikte hazırladıkları planı şimdi açıkladı.  Olmert’in onaylamasıyla basına açıklamalarda bulunan Kadima Partisi’nin ileri gelenlerinden eski Güvenlik Şefi ve  Anti Terör uzmanı Avi Dihter, planın başlıca noktalarını gün ışığına çıkarttı.

Olmert’in yeni planı
Gelecek dört yıl içinde, İsrail yedi yerleşim birimini ilhak ederek Batı Şeria’yı boşaltacak.  Büyük yerleşim birimlerine bağlı olmayan Elon More gibi  diğer küçük yerleşim birimleri de boşaltılacak. Buralarda yaşayan 60ᇚ bin kişinin, yakınlarındaki büyük yerleşimlere taşınmaları sağlanacak.
İsrail söz konusu planın uygulanması için ABD, AB ve BM’nin desteğini istese de, bunu Gazze’de olduğu gibi tek yönlü olarak yapacak. Plana göre Ürdün Ovası İsrail’e ilhak edilecek. Ama bu konuda İsrail esnek davranıyor, çünkü onu ilgilendiren toprak değil sadece güvenlik.
Diğer önemli bir nokta ise: boşlatılacak olan yerleşim birimlerinin bu günkü şartlar devam ettiği sürece, Filistinlilere verilmeyip, güvenlik güçleri tarafından kontrol  edilecek olması.
Böylece, İsrail’in güvenliğine ilişkin planlarında bazı değişiklikler gündeme geldi. Geçmişte, yerleşim birimleri  güvenliğin ana unsuru sayılırken, şimdi güvenlik güçleri için bir yük olacak.

Plan eleştiriliyor
Plan bir çok kişi tarafından eleştiriliyor. Örneğin Kadima Partisi’nden Şimon Peres, planda söz edilen tek yönlü çekilme hakkında : " Bu plan bizi barışa yaklaştırmayacak. Hamas ile konuşmak mümkün değil, ancak Mahmut Abbas ile görüşebiliriz" diyor.
Diğerleri ise, plandaki tezada dikkat çekiyorlar: bir yandan demokratik ve Yahudi  çoğunluğa sahip bir İsrail Devleti’nden söz edilirken, diğer yandan 220 bin Filistinlinin yaşadığı Doğu Kudüs’ün ilhak edilmesi gündeme geliyor.   Kısacası "bu plan doğru yolda, ancak yeterince cesur değil" deniliyor.
Sağ kesimin eleştirileri daha da sert: " Plan, Gush Katif’teki yerleşimciler gibi binlerce kişiyi evsiz ve işsiz bırakacak. Ayrıca Hamas, İsrail’in büyük merkezlerine daha da yakınlaşarak, terör girişimlerini arttırabilecek. Bu plana engel olmak için, sağ partilere oy vermek gerekiyor" deniyor. 
 Salı sabahı başlayan partilerin medyadaki seçim  kampanyalarına  ilişkin filmler, Olmert’in bu planının açıklanmasından önce hazırlanmıştı. Bu plan önümüzdeki üç hafta içinde daha çok tartışılacak.
Tartışmaların odak noktasında Olmert’in planının  İsrail’i, bir çok ülke ve BM  tarafından kabul edilen Yol Haritası Planı’ndan uzaklaştırması yer alacak.   Oysa İsrail, Yol Haritası Planı’nı kabul etmekle, diplomatik açıdan puan kazanmıştı.  İsrailliler, Hamas’ın karşı olduğu Yol Haritası Planı’na, özellikle sadık kalınması gerektiğini ileri sürerek, Olmert’in geri çekilme planını bir şekilde, Yol Haritası Planı’na uyarlanmasını istiyorlar.

Partilerin seçim konuşmaları
Salı günü başlayan partilerin seçim kampanyası konuşmalarına bir göz atalım:
 İlk konuşmayı İşçi Partisi Lideri Amir Peretz yaptı. Peretz, asgari ücret alanların yoksulluktan kurtulamayacağını,  bazı enstitülerin araştırma sonuçlarıyla kanıtladı. Asgari ücretin yükseltilmesiyle 150 bin kişinin yoksulluktan kurtulabileceğini ileri süren İşçi Partisi lideri, bu yöntemle ekonominin zarar görmeyeceğini, tam tersine ekonomiye bir ivme kazandıracağını iddia etti.
İkna edici bir sunum yapan Peretz, üç dakikalık konuşmasında Hamas tehlikesine değinmedi. Oysa, kamuoyunu en çok ilgilendiren güvenlik sorununa da yer vermeliydi.
Kadima Partisi’ni temsilen bir konuşma yapan Ehud Olmert,  Yahudi çoğunluğa sahip demokratik bir ülke statüsünü korumak isteyen İsrail’in, bazı yerleşim birimlerini, boşaltmasının şart olduğunu söyledi.  Partisinin, kurucusu olan Şaron’un  ideolojisine sadık kaldığını, hatta Ben Gurion’un yolunu izlediğinin altını çizdi. Kadima’nın İsrail’e iyi bir gelecek vaat ettiğine değindi ve Amir Peretz’i eleştirdi.
 Ariel Şaron’un oğlu Omri Şaron’un, Likud Partisi’nin Merkez Komitesi’nde durumunu düzeltme yönündeki girişimleri, Kadima Partisi’ni olumsuz etkiledi. Ocak ayında 44 milletvekili çıkartabilecek gibi görünen Kadima Partisi, şimdi tahminlere göre 37 milletvekili çıkarabilir.
Likud Partisi Lideri Binyamin Netanyahu, Hamas’a karşı uygulanacak politikada Olmert’in zaafını ve acemiliğini şiddetle eleştirdi.  Parti sözcüsü  de konuşmasında, Olmert ile Netahyahu’nun askerlikteki görevlerini karşılaştırdı. Netanyahu en seçkin askeri birlikte subay iken, Olmert’in orduya bağlı bir dergide çalıştığına dikkat çekti.
Likud’un seçim kampanyasını özellikle Olmert’i karalamaya yönelik sürdüreceği belli oldu.  Öyle görünüyor ki;  Olmert ile Netanyahu arasında siyasi bir rekabetten çok, kişisel bir çekişme var.
Gün geçtikçe parti seçim konuşmaları, Olmert- Netanyahu  çatışmasına dönüşecek.  En az 20 milletvekili çıkartmayı hedefleyen Likud, en iyi çareyi Olmert ve Kadima’ya karşı saldırılarını şiddetlendirmekte buluyor.
Diğer partilerin konuşmaları ilginç olmakla birlikte, bir yenilik getirmiyor. Örneğin Şas, Şabat’ın önemini vurgularken, Şinuy ve Meretz Partileri, İsrail’in laik devlet yapısını koruması gerektiğini ileri sürüyorlar.