Seçim dedikodulari

Viktor KUZU Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
İsrail’de seçim ayına girildi. Şaron şu anda politikanın içinde yer almaya devam etseydi ve Hamas bu kadar büyük bir seçim zaferi kazanmasaydı belki yaklaşan seçimler bu denli karmaşık ve tahmin edilemez olmayacaktı. Ama bu tabi ki basit bir tahmin, ve bahsettiğimiz ülke de İsrail. Burada seçimler her zaman son derece heyecan içinde geçmiştir, Şaron ve Hamas olayları yaşanmamış olsaydı da eminim ortalığı karıştıracak yeni birşeyler çıkardı.
Anketlerde ufak tefek değişiklikler olsa da Kadima hala iyi gidiyor. Son baktığımda 44 olan tahmini sandalye sayısı, şu anda 39’a kadar düşmüş olsa da, İsrail siyasetinin yeni partisi hala Likud ve İşçi’nin oldukça önünde.
Hiç şüphe yok ki, tek adamını kaybetmiş bir tek adam partisi için seçim ayına bu kadar az  kayıpla girmek büyük başarı. Bu başarı da büyük ölçüde Ehud Olmert’e ait. Bugüne kadar beklemediği bir anda üzerine kalan görevi büyük bir başarıyla sürdürdü. Ancak şöyle bir gerçek var. Olmert’in bu güne kadar gösterdiği en büyük başarı, Şaron’un yokluğunda önüne gelen konularda "Şaron olsaydı nasıl davranırdı" sorusuna olabildiğince doğru cevaplar bulması oldu. Özetle Olmert’in seçim stratejisi, Şaron hala görevinin başındaymış hissini sandık başına gidilene kadar korumak. Ancak Olmert, Şaron değil ve bu strateji Kadima’ya İsrail’in yeni koalisyonunu kurma görevini kazandırsa da, gelecekte İsrail’i yönetme görevi Olmert’in olmaya devam edebilir mi, orası şüpheli.
Yine de buradan bakıldığında seçimler öncesi en rahat parti Kadima gibi gözüküyor. Uzun zamandır kendilerinden pek haber alamadığımız Şas Partisi, seçimler yaklaştıkça sesini yükseltmeye başladı. Son parlamento döneminde 11 sandalye ile hükümet dışında kalan İsrail sağının uç partisi Şas, bir dönem daha muhalefet sıralarında oturmak istemiyor. Aslında haksız da sayılmazlar. Anketler Şas’ın yeni mecliste 10 milletvekili ile temsil edileceğini gösteriyor. Şas’ın seçim performansının her zaman için anketlerden iyi olduğunu bilen İsrailli uzmanlar bu sayının artma ihtimalinin bu seçimlerde de yüksek olduğunu düşünüyor. Öte yandan içindeki ılımlıların Kadima’ya kaymasıyla Likud Şas’a yaklaşırken, Şas da hiç olmadığı kadar ılımlı bir seçim kampanyasıyla kararsız Likud seçmenlerinden olabildiğince oy almak istiyor. Yapısal nedenlerle Likud’un olası bir Kadima hükümetinde yer almayacağı ve Şas’ın bu kez iktidarda olma isteklerinin büyüklüğü düşünüldüğünde İsrailli sağcı seçmen için Şas hiç de kötü bir alternatif olarak gözükmüyor. Tabi bununla birlikte şeçimlere üç hafta kala Şas’ın gerçek anlamda değişmeye ne kadar hazır olduğunu kanıtlaması. Şas lideri Eli Yishai geçtiğimiz günlerde "eşcinsellik bir hastalıktır ve umarım tedavisi bulunur" şeklinde bir açıklama yaptı.  Yishai’nin daha altı ay önce "eşcinseller hayvanlardan bile iğrençtir" dediği düşünülürse değişim iddiaları bir ölçüde gerçek olabilir.
Ama yine de tüm bu hareketlilik Likud ve İşçi Partisi’nde yaşananın yanında hafif kalır. Geçmiş dönemlerin en güçlü iki partisi, eski görkemli günlerinden çok uzak. Netanyahu da, Peretz  de partilerini başarılı bir yere taşımayı başarmış değil. Durum böyle olunca iki partinin kulislerinde de liderlerin seçimin ardından istifa etmelerini bekleyen çok isim var.
Likud’da Netanyahu’nun gidişi için gün sayan isim Silvan Şalom. Gerçi kendisi pek renk vermiyor ama karısı geçenlerde "umarım Netanyahu seçimlerin ardından ülkeyi terk eder" şeklinde bir açıklama yapınca, Şalom çiftinin yatak odasında neler konuşulduğu az çok belli oluyor.
İşçi Partisi’ndeki hareketlilik ise daha aleni. Senaryoya göre İşçi Partisi, anketlere parallel olarak seçimlerden kötü bir sonuç alırsa bu Peretz döneminin sonu olacak. Bunun nedeni seçim faturasının Peretz’e kesilmiş olması da değil üstelik. Olası koalisyon pazarlıklarında Peretz’in Kadima ile masaya oturmayacağı çok aşikar. Oysa Barak çok rahat bir şekilde Kadima ile koalisyona gider. Çünkü Olmert ile Barak arasında daha Barak’ın genel kurmay başkanlığı günlerine dayanan büyük bir yakınlık olduğu biliniyor. Bugünlerde parti içinde ismi daha da fazla yankılanmaya başlayan Barak senaryoya göre seçimlerin ardından parti liderliğini Peretz’den alacak ve Kadima ile koalisyon kuracak.
Bu koalisyon senaryosuna, değişim iddiasındaki Şas’ı da eklersek, ilginç bir ulusal birlik hükümetinin oluşma ihtimalinin hiç de küçük olmadığını söyleyebiliriz.