Hamas bunalimina Olmert`in orta yolu

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İlk büyük siyasal bunalımı ile karşılaşan İsrail geçici Başbakanı Ehud Olmert, orta bir çıkış yolu buldu.  Savunma Bakanı Şaul Mofaz’ı dinleseydi, Hamas’ın beklenilmeyen zaferinden sonra, bu örgüte ve onu iktidara getirenlere karşı sert tedbirler alması gerekecekti.  Diğer taraftan  ABD, AB, Rusya ve BM’den oluşan Dörtlü’nün  yolundan gitseydi, herhangi bir karar almadan önce Hamas hükümetinin kurulmasını bekleyecekti.  Bu durumda da kurulan Hamas hükümeti, şöyle bir ikilemde kalacaktı: ya İsrail’i tanıyacak, terörden vazgeçecek, İsrail’in Filistinlilerle imzaladığı tüm anlaşmalara sadık kalacak, ya da kendisine karşı alınacak sert önlemlere razı olacaktı.
İsrailli bir çok yorumcuya göre bu yöntem  mantıklı ve politik açıdan en verimli bir yol olacaktı. Çünkü o zaman Hamas’a karşı  gerçekten birleşmiş bir cephe kurulacaktı.  Ancak bu yolun tek mahsuru; İsrail’in bir seçim kampanyası içinde olduğunun hesaba katılmaması.
Oysa bu önemli bir gerçek.

Netanyahu’nun propagandası
Seçime beş hafta kaldığı bu günlerde,  İsrailli sağ partiler Olmert’e ve Kadima Partisi’ne karşı  büyük bir saldırı başlattılar.  Özellikle Likud’un Başkanı ve eski Başbakan Binyamin Netanyahu’nun propagandası oldukça etkili görünüyordu.
Netanyahu: " Olmert güçsüz, Hamas’a karşı kafa tutamaz" diyordu. Netanyahu bu savını: " Olmert FÖY’e, Hamas’ın zaferinden sonra 50 milyon Dolar ödeme kararı aldı.  Oysa bu miktar şu veya bu yoldan Hamas gibi bir terör örgütünün eline ulaşacak" şeklinde destekliyordu.
Netanyahu’nun bu propagandasının  küçük bir etkisi oldu.  Olmert, bir Hamas hükümetinin kurulmasını beklemeden, Filistinlilere karşı yaptırım uygulama kararı aldı.  Bu yaptırımın sadece bir başlangıç olduğu ileri sürülüyor. Olayların gelişmesine göre, özellikle İran-Hamas işbirliği, İsrail için stratejik bir tehdit oluşturursa  yeni yaptırımlar gündeme gelebilir.
Ancak bu önlemlerin, Filistin halkının hayat seviyesinde olumsuz bir etkisi olacağı düşünülmüyor.  Dörtlü’nün koşullarına uymadığı takdirde Hamas hükümeti  yardım yapılmayacak. Yardımlar  UNRWA gibi örgütler tarafından yapılacak. Hükümetin planı bu.  Filistin devlet yönetimi ile Filistin halkını ayırmak mümkün mü? bu soru zihinleri kurcalıyor.
Eğer İran ve bazı batı ülkeleri Filistin’e maddi yardıma devam ederlerse,  ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice’ın ekonomik baskı planı etkili olmayabilir.  Rice, ABD ve AB çekildiği takdirde hiçbir ülkenin Filistin’in yıllık 1.9 milyar Dolar’lık ihtiyacını karşılayamayacağı görüşünde.  Haklı da olabilir. Rice’ın bölgeye yapacağı ziyaret, ABD’nin konuya verdiği önemin bir göstergesi.

İsrail’de ateşli tartışmalar
Bu günlerde İsrail’de ateşli tartışmalara neden olan konular var:  Batı, Hamas’a karşı işbirliğini sürdürecek mi? Dörtlü  Hamas’a  dayatılan üç koşul üzerinde ısrarcı olacak mı?  İran ve diğer bazı ülkeler, Filistin halkının maddi ihtiyaçlarına cevap verecek mi?  Edemezse, Hamas iktidarda kalmak ve Filistin halkının isteklerine kısmen de olsa yanıt vermek adına ideolojisinde değişiklik yapacak mı?

FÖY’de kamuoyu yoklaması
Hamas’ın zaferinden sonra  Filistinliler arasında yapılan  kamuoyu yoklamaları:  Filistin halkının  %66’sı Hamas’ın  El-Fetih’in yolunda devam etmesi gerektiği, % 52’si  Hamas’ın Oslo Anlaşması’na sadık kalmasını, % 42’si ise  bunu yapmak zorunda olmadığı, % 12’si Hamas’ı siyasal programlarından ötürü seçtiği, %43’ü  El Fetih’in rüşvetçiliğinden bıktığını, bu nedenle Hamas’a oy verdiği gerçeğini ortaya çıkardı. Diğerleri ise  daha iyi bir hayat umut ettikleri veya dindar oldukları için Hamas’ı seçtiklerini belirttiler.
Bu yoklamanın en önemli sonucu; Filistinlilerin % 58’inin  yan yana barış içinde yaşayan iki devlet prensibine inanmaları. %22, iki uluslu bir devleti çözüm olarak görürken, %10  İsrail’in varlığını kabul etmiyor.
Bu rakamlar Filistin halkının  Hamas ideolojisinden oldukça uzak olduğu gözler önüne seriyor. Diğer bir ilginç sonuç ise;  Mahmud Abbas’ın halen en popüler Filistin lideri olduğu.  Hamas’ın Başbakan olarak seçtiği İsmail Haniyeh’i destekleyenlerin oranı %11.
Mahmud Abbas’ın Filistin parlamentosunun açılışında  yaptığı olumlu konuşmaya, İsrail’in  bir yanıt vermesi gerekirdi.

Dışişleri Bakanı Livni’nin
açıklaması

İsrail’in Dışişleri Bakanı Tsippi Livni, Mahmut Abbas’ın konuşmasını değerlendirerek şu açıklamayı yaptı: "  Abbas, Hamas’ın oluşturacağı hükümete paralel olarak, kendisine bağlı bir yönetim kurmak istiyor.  Bu yönetim,  İsrail ile barış görüşmelerine devam edecek. Biz bunu kabul edemeyiz."
Livni, neden kabul etmeyeceklerini açıklamadı. İsraillilere göre Abbas, iyi niyetli fakat güçsüz bir devlet adamı. Bu doğru olsa da, İsrailli bir çok yorumcu Mahmud Abbas’ın zaafının kısmen de, İsrail’den kaynaklandığı görüşünde. Zira İsrail, Filistinli lideri  halkının gözünde güçlendirmek için hiçbir girişimde bulunmadı. Örneğin; Gazze’den geri çekilme Abbas’ın temaslarının başarısı olarak gösterilebilirdi. Oysa bu başarı  Filistin halkının gözünde,  terör örgütlerinin başarısı olarak nitelendirildi.  Terör örgütleri İsrail’e verdikleri kayıplardan ötürü, İsrail hükümetinin çekilme kararı aldığını ileri sürdü.  Böylece İsrail Mahmud Abbas’ı değil, terör örgütlerini güçlendirmiş oldu.

Olmert, halkını sakinleştirdi
Ehud Olmert, basına yaptığı bir açıklamada: "Hamas’ın iktidara gelmesiyle barış şansı azaldı, ama yok olmadı.  Barışa varmak için elimizden geleni yapacağız."dedi.  Olmert  uzun zamandan beri hatta Şaron’dan da önce, tek yönlü çekilme fikrini desteklemişti. Halen de desteklemeye devam ediyor. Ama İsrail halkının  yeni bir çekilmeyi ancak bir anlaşma çerçevesinde yapılması koşuluyla kabul edeceğinin de  bilincinde.
Olmert konuşmasında: " İsrail güçlüdür, Hamas İran’ın desteğiyle dahi İsrail’i yok edemez"  sözleriyle    halkının endişelerini de dindirmeye çalıştı.
Bu günlerde  Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek İsraillilerin  gönlüne su serpiyor. Mübarek kendisini Kahire’de ziyaret eden İsrailli bakanlara : " Telaş etmeyin, rahat olun, bırakın Hamas terlesin. Ya daha ılımlı olacak, ya bölünecek, ya da kendi mezarını kazacak. Biz de bir zamanlar sizi denize atmak istedik; oysa bakın neredesiniz! …"