BENsiz

Solinda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İnkar etmeye gönlümüzün gücünün yetmediği tek olgu.
Yasak kelimesinin ancak gölgesinin görülebildiği tek eylem.
İstem dışı, önlenemeyen…
Tek bir kelime ile ifade edilemeyen…….
Nefret
Seks
Arzu
Tutku
Çarpık
Çapraşık
Dilenmek
Delirmek
Hepsi tek bir tarihte hedefe vurması ümidi ile.
14 Şubat’a düğümlenmiş.
Bana göre aşk böyle uzun bir liste. İnsanoğlu aşık olunca benliğini kaybetmeye, kendini ikinci plana atmaya, hayalindeki kusursuz misafiri hayatının odak merkezi haline getirmeye başlıyor. Sonra gerçekleri fark ediyor, hayal kırıklığına uğruyor; olgunlaşıyor durumu belki kabul ediyor veya belki de umut etmeye devam ediyor. Gerçek aşk, uğruna şiirler yazılan, besteler yapılan ve sanat harikaları yaratılan. Bir yanılsama ile hayata zenginlikler katan.
Şimdi söyleyin bana insanları şartlamak, yanılsamaları umursamadan tek bir güne harıl harıl koşturup sarılmak ne kadar doğru. Sanki o yakıcı büyük duyguları tek bir güne sığdırmak biraz haksızlık gibi geliyor bana.
Bütün şubat ayını etkisi altına alan sevgililer günü neden sadece alışverişe endekslenmiş durumda. Ya da sadece kalp, kırmızı, çikolata üçgenine. Yani paranın alabildiği içimizi bayan yıllardır aynı sevgi sömürüleri değil mi bunlar söyleyin bana?! Bütün bayanlar şimdi sevgililerini sınavdan geçirecek. En güzel hediye alınıyor mu ya da en güzel gece kurgulanıyor mu diye? Halbuki ne gerek var. Niye başka birisinin belirlediği bir tarihi sevgilerine ölçü olarak alıyorlar?
Zaten aşk azar, azar benliğinizi gözden çıkarmak demek. Bir yandan; tutku, arzu bir yandan; çapraşık iki sen, senin içinde çarpışan. Çocukluğumuzdan beri izlediğimiz filmlerin, okuduğunuz kitapların çoğunluğu hep o büyük aşktan bahsediyor. Bilemiyorum bana pek doğru gelmiyor. En azından empoze edilmesi artık sıkıcı geliyor. Bir de böyle bir gün dayatılınca burnuma e artık bu empoze’nin uç boyutu diye düşünmeye başlıyorum. Aynı duygu karşımdaki için de geçerli. Keşke kimsenin aklına gelmeyen bir günde sadece o hissederek, ihtiyaç duyduğu için ya da o yaşatmak istediği için benim herhangi bir günümü o yılın en güzel günü yapsa. Aşkını tepsi içinde bana sunsa. Ben de şartlanmasam 14 Şubat diye kendi içimde. İnla ki her şey çok güzel olmalı diye kendime o günü dar etmesem. Ama kolay değil elbet kabul ediyorum ve saygı duyuyorum. Etrafınızda dönen kocaman  reklam, basın ve alışveriş dünyasını görmezden gelmek, elinin tersi ile durun bir dakika diyebilmek. Her neyse yine de adet yerini bulsun bütün sevenlerin, sevilenlerin, sevmeye cesaret edenlerin, sevilmeyi göze alanların sevgililer günü kutlu ve mutlu olsun. Olabiliyorsa her gününüz sanki 14 Şubat günü gibi olsun. Fark edebilin, saygı duyun ve hoşgörü, içtenlikle kabul edin, sevin, sevilin.