Olayli geçen bir hafta sonrasinda...

Pınar DERKAZEZ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Olumlu ve olumsuz özelleştirme haberlerinin ağır bastığı bir haftadan sonra, belirsizliklerle dolu bir haftanın içindeyiz. Başak Sigorta ve Emeklilik’in Fransız Groupama International’e 268 milyon dolara satılması ile sevindik.  Galataport ve Tüpraş ihalelerine ilişkin haberler de özelleştirmelerdeki geleceğe yönelik performans belirsizliklerini artırdı. 
                                                             * * *
Başak Sigorta ve Başak Emeklilik satışı sigorta sektöründe farklı hareketlenmeleri de getireceğe benziyor.  Groupama, 1990’lardan itibaren Güneş Sigorta’nın %30’una sahip ikinci büyük ortağı.  Satınalma ile birlikte ortaklığını devam ettirmeyebilir.  Güneş Sigorta’nın çoğunluk hisselerinin sahibi olan Vakıfbank ile anlaşabilirse Başak ve Güneş şirketleri birleşebilir.  Yeni şirket, Türkiye sigorta sektörünün ilk 3 şirketinden biri olur.  Öte yandan, Başak Sigorta’nın güçlü acente ağı, tarım sigortaları sektöründeki büyüme beklentileri ve Başak Sigorta’nın bu konudaki deneyimi, pazar payı ve Groupama’nın Türkiye deneyimi ve tarım sigortaları bilgisi yola tek başına devam etmesi için ayrı bir çekicilik sağlıyor.  Groupama’nın ortaklıktan ayrılmasından sonra Güneş Sigorta da farklı bir yabancı ile ortaklığa gidebilir.  Bu hareketlilikten en fazla yararlanacak kesimin tüketici olacağı kesin:  iyi hizmet, fiyat rekabeti ve kapılardan eksik olmayacak sigorta satıcıları....
                                                            * * *
Başından sonuna dedikodu ve sansasyonlar ile geçen Galataport ihalesinin iptaline karar verildi.  Kemal Unakıtan yeni ihale sürecinin başladığını ilan etti.  İhaleyi kazanmış olan Sami Ofer’in şirketinin de dahil olduğu Global Yatırım önderliğindeki konsorsiyumun ihaleye tekrar katılıp katılmayacağı henüz belli değil.  Ofer’in Ertuğrul Özkök ile yapmış olduğu bir röportajda, bu ihale için yaklaşık 3 milyon dolarlık masraf yaptıklarını ve ihalenin iptali durumunda bir daha katılmalarının düşük bir olasılık olduğunu belirtmesini hatırlayalım... 
Üçüncü olayımız olan Tüpraş’ın satışında ihalenin iptali yönünde Danıştay kararı çıktı.  Koç ve Shell ortaklığına 4.1 milyar dolara satılmış olan Tüpraş için alınan bu karar ilginç bir şekilde Koç Holding’in ödemeyi yapması ve yönetimi teslim almasından sonra gerçekleşti.  Genellikle Tüpraş’ın geri alınamayacağı ve Bakanlar Kurulu’nun kamu yararına katkısı olmayacağı sebebi ile kararı uygulamayacağı görüşü hakim.  İhalenin iptali halinde, Koç Holding karşı bir dava açarak, özelleştirme idaresini büyük yükümlülük altına sokabilir.  Tüpraş ihalesi için yapmış olduğu hazırlıklar ve masraflar bir yana, 4.1 milyar doların faizi ve Telsim gibi kaçırılmış olan alternatif yatırım fırsatları da var. 
Devletin kendi organları arasındaki koordinasyonsuzluklar ve yapılan ihalelerdeki hatalar kötü puanları artırıyor.  Araç Muayene İstasyonları, Erdemir ve Türk Telekom ihalelerinin iptali yönündeki davalar halen devam ediyor. Önümüzdeki sene içinde gerçekleşmesi planlanan Türk Hava Yolları, Petkim ve Milli Piyango gibi büyük şirketlerin özelleştirmeleri öncesinde yaşananlar, ihalelere katılacak olan şirketlerin sayısını azaltmakla birlikte fiyatı yükseltebilecek zengin şirketlerin de katılmalarını etkileyebilir. 
                                                            * * *
Ve borsalar...
IMKBᆲ endeksinin yaklaşık %14 kazandırdığı Ocak ayından sonra Tüpraş ve Galataport vakaları ile borsa iki günde %2.5’luk düşüş yaşadı.
Düşüşün daha yüksek olmasını Koç Holding, Tüpraş ve Aygaz hisselerinin işlem sıralarının kapatılması önledi.  Önümüzdeki haftalarda Tüpraş konusunda resmi açıklamaların yapılması borsayı biraz rahatlatabilir, fakat Tüpraş kararının sonuçlanmasının iki ay sürmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz haftanın Şalom-Ekonomi sayfasında yayınlanan ekonomik beklentiler ve diğer ekonomistlerin beklentileri 2006’nın özellikle ilk yarısının büyüme ile geçeceği yönündeler.  Ancak, Tüpraş, İran nükleer meselesi ve karikatür krizlerinin hangi yöne gidecekleri belirlenirken bir müddet kısa vadeli, riskli yatırımlardan kaçınmak ve birkaç iyi haberin çıkmasını beklemek doğru strateji gibi gözüküyor.