İsrail`de siyasi taktikler

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Geçtiğimiz haftalarda İsrail-Filistin ilişkilerinin bozulduğuna tanık olduk. Filistinlilerin terör eylemlerini arttırması üzerine, İsrail sert tepki vermekte gecikmedi. Bu salı günü ilişkilerde yeni bir hava esmeye başladı. İsrail, ABD ve Avrupa’ya verdiği sözü tutarak Batı Şeria ve Gazze’den 37.000 Filistinli’ye iş bulmak veya ticaret yapmak amacıyla İsrail’e giriş izni verdi.
 Gazze ile Batı Şeria arasında Filistinlilere hareket serbestisi sağlayacak bir yol açılması konusunda İsrail ile ABD arasındaki görüşmeler bütün zorluklara rağmen devam ediyor.Kurulacak Filistin devletinin iki bölümü arasında bağlantıyı sağlayacak güvenilir bir yol bulununcaya dek İsrail- Filistin ilişkilerinin  gergin olacağı ileri sürülüyor.
Özellikle Nablus’ta sürmekte olan bu gerginlik İsrail seçim kampanyasını büyük ölçüde etkiledi.Güvenlikle ilgili konuların ilk plana geçmesi, kampanyasını ekonomik ve sosyal temeller üzerine kuran İşçi Partisini zayıflattı.Yapılan kamuoyu yoklamaları bu partinin Şimon Peres başkanlığında 27ᆰ olarak öngörülen  milletvekili sayısının Peres’in Kadima partisine geçmesi ile sadece 21 olacağını ortaya koydu. Son kamuoyu yoklamalarına göre Kadima 44ᇁ milletvekili çıkarabilecek. Kadima Likud, Şinuy ve İşçi Partisinin yanı sıra küçük partilerin de oyunu çaldı.Böyle bir başarıyı ne Şaron ne de danışmanları tahmin edebilmişti.
Likud ise bugünkü durumda tam bir hezimete uğramış görünüyor, çünkü bugünkü Knesset’te 40 milletvekiline sahipken seçimlerde ancak 11 milletvekili çıkarabilecek.Ancak yeni liderini seçeceği gelecek Pazartesini takiben parti tırmanışa geçebilir.Her ne kadar Netanyahu başta görünse de Şaron ile arası iyi olan şimdiki Dışişleri Bakanı Silvan Şalom bir sürpriz yapabilir.Şalom’un liderliğe seçilmesi durumunda Likud ile Kadima arasında bir yakınlaşma olabilir.Netanyahu kazanırsa mücadele devam edecek.

Netanyahu’nun hamlesi
Şaron, Netanyahu’nun Likud liderliğine seçilmesi durumunda kendisini tuzağa düşürmek için çalışmalar yapacağından kuşku duyuyor.Bu nasıl bir tuzak olabilir? Yasalara göre 61 milletvekili 29 Aralığa kadar bir isim üzerinde anlaşabilirlerse Devlet Başkanı Katsav’dan Şaron hükümetinin yerine yeni hükümeti kurma görevini kendilerine vermesi talebinde bulunabilirler.O zaman kurulacak yeni hükümet güvenoyu alarak genel seçimlerin yapılacağı 7 Kasım  tarihine dek iktidarda kalabilir.Bu 10 ay içinde Şaron çiftliğine geri döner,Kadima Partisi dağılır,Netanyahu’nun liderliğinde Likud canlanabilir,İsrail’in bütün siyasi yelpazesi değişebilir.Bu senaryonun çok da gerçekleşebilirliği yok, çünkü 61 milletvekilini bir isim etrafında toplamak, birbirine zıt partiler arasında bir anlaşma ortamı sağlamak olanaksız görünüyor.Böyle bir taktiğe İşçi Partisi şiddetle karşı çıkacak ve onun katılımı gerçekleşmeden böyle bir plan yürümez.
Öyle ise Knesset’te ve basında neden sürekli bundan bahsediliyor? Çünkü Kadima Partisinin tırmanışı birçok milletvekilinin siyasi kariyerine son verecek.Bunu önlemek için her türlü yola başvuruluyor.Bu nedenle Şaron, danışmanlarına dikkatli ve uyanık olmalarını öneriyor.

Mofaz’ın sürprizi
Bu Pazar günü Likud Partisinin binlerce üyesi  Likud liderliğine aday olan Savunma Bakanı Şaul Mofaz’dan bir mektup aldılar. "Bir parti aile evi gibidir kolay terk edilmez" ifadesini kullanan Mofaz, üyeleri Likud’a sadık kalmaya çağırıyordu.Üyeler henüz mektuplarını aldıklarında radyoda Savunma Bakanı Mofaz’ın partisini terk ederek Kadima Partisine girdiği haberi veriliyordu. Bu iki günde Mofaz’ın kararını değiştiren ne oldu? Mofaz hafta sonu kamuoyu yoklamalarında Likud liderliği yarışında şansı olmadığını idrak ederek Şaron’un danışmanlarına Kadima’ya katılma isteğini iletti. Daha önce Mofaz’a teklifte bulunan Şaron itiraz etmesine rağmen  Mofaz Likud’u terk ederse seçmenlere güven verecek hiçbir general kalmayacağı  düşüncesinde olan danışmanları onu ikna etti.Böylece Mofaz seçimlere dek Savunma Bakanı olarak görevini sürdürecek.Fikrinin değişmesini sorgulayan yorumculara cevap olarak Mofaz, Kadima’nın daha fazla sola kaymasını önlemek amacıyla partiye girdiğini açıkladı.Oysa burada ideoloji değil koltuk sevdası ön planda oldu.Politikacıya fazla güven duymayan İsrail seçmeni bu tür manevralar sonucu siyasetçilere daha az saygı duyuyor.Bu da demokrasi adına olumlu bir gelişme sayılmaz.
İran’ın nükleer tesislerindeki
gelişmeler
Genelkurmay Başkanı Dan Halutz Knesset’in Güvenlik Komisyonunda yaptığı konuşmasında " İran Mart ayının sonuna dek nükleer çalışmalarını durdurmazsa geç kalınmış olacak çünkü artık İran nükleer silahlara sahip olacaktır" dedi. Ariel Şaron ise daha önce yaptığı bir konuşmada nükleer silahlara sahip bir İran’ı kabul edemeyeceklerini vurguladı.Bu demeçlerin sonucunda kendince bir yorum yapan Sunday Times gazetesi geçtiğimiz Pazar günü "İsrail Mart’ın sonuna dek İran’a karşı hem hava hem de kara güçlerinin yer aldığı bir operasyon başlatacak" şeklinde bir haber yaptı.Her ne kadar Sunday Times Gazetesi’nin haberi mantıklı olsa da pek gerçekçi değildi.Çünkü İran 30 yıl önceki İran değil. İsrail bütün nükleer tesisleri yok edemez.Böyle bir operasyon için ABD’nin işbirliği gereklidir.Oysa ABD bu 3 aylık süreye pek inanmıyor.Ayrıca Irak’ta sorunlar yaşarken İran’a karşı askeri bir operasyon düşünmüyor.Amerika bu kez yalnız hareket etmemeye çalışacak.