İsrail`e üç yilda dört Nobel Ödülü

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Salı sabahı tüm İsrail basını baş sayfalarında  büyük manşetlerle Kudüs Üniversitesi Profesörü Robert  İsrael Aumann’ın Nobel Ödülü’nü aldığı haberini verdi. Gazetelerdeki haberlere göre geçtiğimiz son üç yıl içinde Prof. Aumann Nobel Ödülünü kazanan dördüncü İsrailli oldu. Bu da İsrail’in bilim alanında büyük bir güç olduğunu gösteriyor.

Aumann’ın özellikleri
Yorumcuların  üstünde durdukları  nokta; Prof Aumann’ın Nobel Ödülü kazanan  diğer İsraillilere pek benzemediği. Profesör Aumann Ortodoks bir Yahudi olup, Ortodoks geleneklerine uygun giyiniyor. Kipası her zaman başında ve sakallı. 5 çocuğu,18 torunu, iki torun çocuğu var.  Yeşiva mezunu ve Talmud ile ilgili çalışmaları olan Prof Aumann, Matematik doktorasını Boston’un ünlü üniversitesi Mit’ten  aldı.
Dindar ve Siyonist  bir kişi olan Profesör Aumann, Gazze’nin boşaltılmasına karşıydı.
Üniversite Profesörlerinin kurduğu "Güçlü bir İsrail" adlı sağcı bir kuruluşun da üyesi. Oğlu Şlomo’nun1982 Lübnan Savaşı’nda ölmesi, profesörün dünya görüşlerini etkiledi.
Nobel ödüllü profesörün davranış şekli ,  üstünde çalıştığı insanların başka insanların eylemlerinden etkilendiğini açıkladığı "Oyun Teorisi"nden de etkilenmiş. Bu kuram bir tenis maçı, iş yaşamı gibi alanlarda kullanıldığı gibi devletlerarası ilişkilerde de kullanılabilir. Bu teorinin kurucularından biri olan Aumann, İsrail-Filistin çatışmasının yakın gelecekte çözülemeyeceği inancını taşıyor. Basına verdiği bir demecinde "Bu çatışma 80 yılı aşkın devam ediyor. Bir 80 yıl daha devam edebilir" dedi. Bir iş arkadaşı onun hakkında şöyle yazdı: "Aumann’ın politik görüşleri benimkinden fersah fersah uzak olmasına rağmen, bir çok kez onunla değişik konularda  tartışmalara girdim ama asla kavga etmedim. O her zaman başkasının fikirlerine saygılı ve dinlemeye hazır bir insan. Ulusun farklı    kesimleri arasında uzlaşmayı sağlayan bir anlayış köprüsü."
Bu nedenle Aumann "dünyanın en başarılı disiplinler arası merkezi" olarak adlandırılan merkezin başını  çeken kişi.  Kudüs Üniversitesi’nde ekonomi, bilgisayar bilimi, hukuk, psikoloji, biyoloji, matematik, felsefe ve sosyal bilimler alanında araştırma yapanlar, her gün  birbirleri ile bilgi alışverişinde bulunurlar.
İşin en garip kısmı şu ki Ekonomi dalında Nobel Ödülü kazanmış olan Aumann gazetecilerin " İsrail’in ekonomisi hakkında görüşleriniz nedir?"sorusunu "Size bir cevap veremem çünkü ekonomi hakkında çok iyi bilgim yok, ama meslektaşlarımdan duyduğum kadarıyla Netanyahu ekonomi bakanı olarak iyi işler başarmış" şeklinde yanıtladı. Ekonomi hakkında bilgisi olmayan bir profesör, nasıl oluyor da bu alanda Nobel Ödülü’ne layık görülüyor? Çünkü üstünde çalışmış olduğu ‘Oyun Teorisi’ belirgin olarak ekonomide rekabetin ne olduğunu, nasıl gerçekleştiğini, nasıl matematiksel bir formül ile ifade edildiğini açıklıyor. Aslında Aumann teorisi uzun bir süreçte birbirleri ile birçok kez ilişkide bulunan rakiplerin, sonuçta bir dengeye geleceğini çatışma süregelse de, barışçıl  bir işbirliği içine gireceklerini savunuyor. Bu teorisi İsrail-Filistin çatışması için de uygulanabilir.

Şaron- Abbas görüşmesi Kasım’da
Şaron – Mahmud Abbas  görüşmesinin  bir türlü gerçekleşememesi Prof. Robert  Aumann’ın karamsarlığını doğruluyor. ABD’nin tüm ısrarlarına rağmen haziran ayından beri yapılması beklenen görüşme yeniden ertelendi. Görüşmenin kasım ayında yapılması bekleniyor.
21 Haziran’daki görüşme olumlu bir sonuç vermediği için, bu kez her iki taraf görüşme öncesi çok ciddi hazırlıklar yapmak zorunda. Acil sorunlar kurulacak ortak komisyonlarda tartışılacak, bir ilerleme kaydedilmesi durumunda liderler görüşecek.  Son günlerde  Weissglass ile Erakat arasındaki görüşmelerden Filistinlilerin, çeşitli konularda  somut sonuçlar istediği ortaya çıktı.
İsrail bu karmaşık sorunları tartışmaya hazır olduğunu belirtmesine rağmen, sorunların hiç biri kısa bir Şaron- Mahmud Abbas  görüşmesinde çözümlenemez.  Komisyonlar, sorunlara bir çözüm bulamasa da, iki tarafın savunduğu görüşler arasında bir uzlaşma ortamı oluşabilir.
Bu uzlaşmanın sağlanması zorunlu, zira her iki tarafın ortak düşmanı Hamas. Hamas’ı zayıflatmanın ve Abbas’ı güçlendirmenin tek yolu; FÖY liderinin isteklerine olanaklar ölçüsünde olumlu yanıt vermek.  İsrail, gelecek FÖY seçimlerinde Hamas’ın katılmasına engel olmak istiyor. Buna karşı çıkan ABD, tek çıkar yolun örgütü zayıflatmak olduğunu iddia ediyor.
İsrail Hamas’ı zayıflatmak için elinden geleni yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Batı Şeria’da 400 kadar Hamas militanını, bu hafta başında da  Şin- Bet  aynı örgüte  bağlı üç terör grubunu ortaya çıkartarak yüzü aşkın kişiyi tutukladı.  Bu terör gurupları Hamas’ın ateşkes kararını hiçe sayarak, İsrail’e karşı bir saldırı hazırlığı içindeydi.