Roş Aşana ile gelen iyimserlik ortami

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Roş Aşana Bayramı’nı huzurlu bir şekilde karşılıyor. Çünkü Likud Merkez Komitesi’nde rakibi Binyamin Netanyahu’ya karşı bir zafer kazandı, ayrıca tüm kamuoyu yoklamaları altı ay sonra yapılacak parti liderliği seçiminde, rakibini bir kez daha yeneceğini ortaya koyuyor. Yeniden parti liderliğine seçilmesinden sonra Şaron’un, genel seçimleri kazanması ve bir dönem daha başbakan olması sorun olmayacak.
Gelecek sonbahara dek beklenmeyen bir gelişme olmaz ise  Şaron bazı engelleri aşmak zorunda kalacak. Öncelikle Knesset’te sağlam bir koalisyon hükümetine sahip değil, çünkü Likud milletvekillerinin üçte biri sistematik olarak oylarını hükümete karşı kullanıyor ve anlaşılan bu tutumunu devam ettirecek. Bu durumda başbakan en yakın çalışma arkadaşı Ehud Olmert’i daimi olarak Maliye Bakanı görevine tayin edemiyor, zira Knesset’te bunu onaylayacak bir çoğunluğa sahip değil. Olmert, bu görevi geçici olarak yerine getiriyor ve yasalara göre bu dönem sona ermek üzere.
Bütçe oylamaları
İşin daha da kötüsü Knesset’te bütçeyi onaylatacak bir çoğunluk da bulunamıyor. Oysa yine yasalara göre, bütçe Mart ayı sonuna dek, onaylanmazsa, Knesset  feshedilecek ve genel seçime gidilecek. Şaron bu durumu çok iyi biliyor ve önlem olarak yeni bir partinin koalisyona girmesi için çalışıyor. İlk olarak Şas ve diğer iki küçük dinci partinin liderleriyle görüştü. Onlara yaranmak için bazı yollarda Şabat günlerinde devam eden altyapı çalışmalarını durdurdu.   Bundan ötürü başbakan eleştirilere hedef oldu.
Şas Partisi yetkilileri, genel seçim yılında muhalefette kalmayı tercih ederken, çok çocuklu dindar ailelere eskisi gibi yardım edilmesi durumunda bütçeyi onaylayabileceği  açıklamasında bulundu.
İşçi Partisi ise, ülkedeki yoksulluğa karşı bir önlem alınması koşuluyla koalisyonda kalabileceğini belirtti.
Netanyahu’nun hazırladığı Bütçe Tasarısı’nda yoksulların lehine önemli değişiklikler yapılacağı anlaşılıyor.  Şaron Hükümeti, 2006 Kasım ayında yapılacak genel seçimlere kadar ancak bu şekilde iktidarda kalabilir.
Şaron iktidarını garantileyecek
Gerçekten kalabilecek mi, yoksa İsrail’in bir çok hükümeti gibi dört yılı doldurmadan genel seçimlere mi gidilecek?
İsrail Başbakanı Şaron, yeni yıl arifesinde Yediot Aharonot  Gazetesine yaptığı bir açıklamada: "Önümüzdeki yıl Yol Haritası Planı doğrultusunda barışa doğru önemli bir adım atılacak. Hükümetimi genişleteme olanağını bulacağımı ve Kasım 2006 seçimlerine dek iktidarda kalacağımızı umuyorum" dedi.
Konuşmasından anlaşıldığı üzere Şaron, Filistinlerle bir barış anlaşmasına imzasını atabileceğine inanmıyor. Bu onur başka bir başkana kalacaksa dahi, barışın ana hatlarını kendisinin çizeceğine emin.  Barış, İsrail’e savunulabilir sınırlar kazandıracak, büyük yerleşim blokları korunabilecek ancak, Filistin halkının yoğun olduğu bölgelerde kurulan küçük yerleşimler tahliye dilecek. Böylece Filistinliler, kesintisiz sınırlara sahip bağımsız bir devlet kurabilecekler.
Başbakan gibi, ABD ve Avrupa ülkeleri de İsrail’in 1967 sınırlarına dönmek zorunda olmadığını biliyor. Bu konuda Şaron iyimser bir bakış sergiliyor. Avrupalılar İsrail’in 1967 sınırlarına dönmemesi karşılığında Filistinlilere topraktan ödün vermeleri gerektiğini ifade ediyorlar.

Yılın en önemli iki fotoğrafı
 Yüksek tirajlı bir İsrail Gazetesi 5675 yılının en önemli iki olayını, iki fotoğrafla özetledi.
Birinde İsrail buldozerleri Guş Katif’deki yerleşim birimlerini yıkıyor, diğeri ise Arafat’ın cenaze törenini yansıtıyor. Bu iki fotoğrafın ortak yönü İsrail ve Filistinlileri fantezilerden uzaklaştırıp, gerçeğe yaklaştırması.
Gazze’yi boşaltan İsrailliler "Büyük İsrail" rüyasından uyanmış görünüyorlar, onların bu günkü rüyası Filistinlilerden ayrılmak, güvenlik duvarı arkasına çekilmek.  Likud Partisi’nin Merkez Komitesi dahi, Şaron’a bir çoğunluk vererek, " Büyük İsrail" rüyasından vazgeçmiş oldu. İnşa edilmekte olan Güvenlik Duvarı bir çok kusurlarına rağmen,  İsrail’i gerçeğe yaklaştırıyor.  Çünkü bu duvarın dışında kalan onbinlerce Yahudi yerleşimci er geç imza edilecek bir İsrail- Filistin anlaşmasının kendilerini İsrail topraklarından ayıracağını biliyor. Bu yerleşim birimlerinde bulunan konutlar şimdiden değer kaybettiler.  Burada oturanların %35’i şimdiden taşınmaya hazır olduklarını açıkladılar. Planlı bir şekilde yapılırsa buranın boşaltılması Gazze’nin ki gibi zor olamayacak.
 Geçen yıl içinde İsrail’de oluşan realist  bir çoğunluk sayesinde Şaron, Gazze’den Çekilme Planı’nı gerçekleştirecek çoğunluğu buldu.  İsrailli bir yorumcuya göre Şaron ile bu çoğunluk arasında yazılı olmayan bir anlaşma yapıldı ve bu anlaşma Ortadoğu’da değişimin en önemli etkenlerinden biri oldu.
Filistinliler açısından gelişmeler neydi?  Arafat’ın ölümü ile FÖY’de büyük değişiklikler yaşandı ve yerine geçen  Abu Mazen de pragmatist bir devlet adamı.   Ama Şaron kadar desteğe sahip değil.  Hamas ve  İslami Cihad  İsrail’deki aşırı uçlardan çok daha fanatik, çok daha iyi silahlanmış.  Bu günlerde bunun kanıtını Gazze’de görüyoruz. FÖY’de umut verici değişiklikler gözlemleniyorsa da, bunlar geçici olabilir. Bu nedenle Abbas’a  destek olmak gerekiyor. Yakında gerçekleşecek Şaron- Abbas görüşmesi  bu açıdan büyük önem taşıyor. Ortak düşman Hamas’a karşı bir strateji bulunmalı ve uygulamaya konulmalı.