38 yillik bir süreç son buldu

Erol Güney Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

12 Eylül Pazartesi günü erkenden uyanan İsrailliler televiyonlarını açtılar, çok fazla kan dökülmesine,  para harcanmasına neden olan 38 yıllık bir geçmişin sona erdiğine ve  birbirine zıt görüntülere  tanık oldular.
Sabah 06:00’dan  07:30’a kadar olan sürede erkana yansıyan Gazze’den çekilen son  tank ve birliklerin  sükuneti ve düzeni oldukça etkiliydi. Askerler ve subaylar ciddi ancak  üzgün değillerdi, zor ve tehlikeli  çok da hoşlanmadıkları bir işi başarmış olmanın verdiği huzuru  yansıtıyorlardı. Tören ve söylevler kısaydı. İsrail Bayrağı indirildi ve İsrail’i Gazze’den ayıran kapılar kapandı. Gazze bir gün Filistin’in bir bölümü, gelecekte de    insanlar barış içinde yaşayabileceği bir kent olacak.
Çünkü yaşanan tüm kanlı ve şiddet dolu döneme tezat olarak sakin ve  barış içinde gerçekleşen çekilme  ancak Filistinlilerin işbirliği sonucu sağlandı.
 Filistin yetkilileri, İsrail kuvvetlerinin geri çekilmesinin, Gazze’nin kurtuluşunun, terör saldırılarının baskısı  sonucunda  yapıldığını ispat etmek için, ateş altında olmasını isteyen aşırı militan grupları bastırdı. Filistinli yetkililerin bu tutumu, Gazze’nin durumu, İsrail ile ilişkileri, Batı Şeria’da yaşanan sorunlara rağmen, ilerki ilişkilerin uyumlu olacağının bir göstergesi.

Gazze’de her şey kaosa dönüştü
Çok geçmeden anarşinin bu bölgede neler yapabileceğine tanık olduk. Sabah saat 08:00 sularında ekranlara Gazze’ye giren Filistinlilerin görüntüleri yansıdı  ve bir anda herşey kaosa dönüştü. Yasaların  insanları nasıl dizginleyeceğini dünyaya kanıtlamak amacıyla aylarca, haftalarca hazırlanan Filistin polisi bir anda devre dışı kaldı. Bu insanları  kontrol etmek bir yana,  Filistin emniyet güçlerinin  bazı mensupları  binaları, özellikle de sinagogları yoketmek, yakmak, tahrip etmek için onlara yardım bile ettiler. Sinagoglardaki ibadet ile ilgili her türlü simgenin İsrailli birlikler tarafından kaldırılmasına rağmen, bu saldırı adeta yıllarca birikmiş nefretin dışa vurumuydu.
 Buna tanık olan çoğu İsrailli sinagogları kendilerinin yok etmesi gerektiği kararından son anda vazgeçilmesinin pişmanlığını duydu. Din adamları " Yahudiler ibadet yerlerini yok etmez.Bunu yaparsak başka uluslar için örnek olabilir" demelerini anlayışla karşılasalar dahi, son anda  kararın değişmesinin Likud’un içinde yaşanan politik görüş ayrılıklarından kaynaklandığını da söylemeden edemiyorlar. Liderlik yarışında dinci kesimin desteğini almak isteyen bazı bakanlar, bu karar değişikliğinde etkin oldu.
Aslında Filistinli yetkililer, bu konuda çok da sorumlu değiller çünkü;  Guş Katif’teki 20 sinagogu koruyacak  güce sahip olmadıklarını ve bu işi İsraillilerin yapması gerektiğini söylemişlerdi.
Bütün bu  nefret, talan, yok etme duyguları taşıyan  Filistinliler ile düzeni korumaya çalışan polis güçleri arasındaki  ikilem  Gazze’de birlikte yaşamayı mümkün kılacak mı? Tabii ki çok kolay olmayacak. Ama 38 senelik  nefretle  geçmiş  bir süreç sonucu yaşananlar sonrasında,  hemen olumlu bir sonuç almak mümkün değil. Yargılamak için henüz erken.
Son günlerde yapılan bir kamuoyu yoklaması iyimser bir tablo çiziyor. Filistin halkının %62’si şiddete son vermenin gerekliliğine inanırken, %35’i terör saldırının devamını savunuyor. Terörün devamını isteyen Hamas’ın da dahil olduğu bu azınlık, barış içinde bir yaşam sürmek isteyen Gazze halkının çoğunluğunun arzusunu göz ardı etmemeli.
Ancak önümüzdeki aylarda İsrail, Batı Şeria ve Gazze kaynaklı teröre karşı savaşmak zorunda kalabilir.
Bunu öngören İsrail Savunma Bakanlığı Gazze etrafında ikinci bir güvenlik duvarı oluşturmaya başladı. İleri teknoloji kullanılarak inşa edilen bu duvar, intihar saldırısı girişimcilerini ve her türlü terör saldırısını imkansız kılacak.  Söz konusu duvar, civardaki kibutz ve kasabaları olası roket saldırılarına karşı koruyamayacak. İsrail’in tek güvencesi, Filistinlerin verilecek olan sert yanıtların bilincinde olması.  Ayrıca İsrail- Gazze ilişkileri İsrail Savunma Bakanlığı’ndan  Başbakan Yardımcısı Şimon Peres’e geçti.  Barışçı bir kişiliği olan Peres bu ilişkileri geliştirmek için elinden geleni yapacak.

Şaron’un BM’ye " zafer" ziyareti
İsrail Başbakanı Şaron bir hafta sürecek ABD ziyareti için Salı günü yola çıktı.  BM toplantılarına katılacak ve Bush, Putin, Blair, Erdoğan, Kral Abdullah  gibi birçok devlet adamı ile görüşecek. Şaron, Endonezya, Pakistan devlet başkanları ve Katar Emiri ile rastlantısal görüşmeler de yapabilir.
 İsrail Başbakanı  Perşembe akşamı BM’de İbranice yapacağı konuşmada; Gazze’den çekilmenin neden ve sonuçlarını açıklayacak. İsrail’in büyük bir adım attığını belirttikten sonra, şimdi sıranın Filistinlilere geldiğinin, teröre son verilmesi ve  alt yapısının çökertilmesi gereğinin altını çizecek.  İsrail televizyon ve radyolarında 20:00 ana haber bültenlerinde naklen yayınlanacak olan Şaron’un bu konuşması birkaç gün sonra yeni bir başkan seçmek üzere toplanacak Likud Merkez Komitesi toplantısında kendisine büyük artı kazandıracak.
Bilindiği  gibi Netanyahu ve Likud’un sağ kesimi, başkan seçiminin Kasım ayında, Şaron ise, partinin tüzüğüne göre genel seçimlerden 6 ay önce yapılmasını istiyor. Son kamuoyu yoklamaları, Merkez Komitesi’nin Şaron’nun görüşünü paylaşabileceğini gösteriyor, ayrıca BM’deki konuşması başbakana desteği arttırabilir.
Şaron seçim tarihi yarışında kazansa da, Likud bünyesindeki güçleri aşması kolay olmayacak. Zira seçimler nisan ayında yapılırsa, Şaron’un Likud’un başında kalması için, 150 bin parti üyesinden %50’sinden fazlasının desteğine ihtiyacı var.  Bu da imkansız gibi görünüyor. Çünkü Likud üyelerinin çoğunluğu parti ideolojisine sadık kalarak, Batı Şeria’daki  yerleşim merkezlerinin hiç birinden çekilmeye razı değil.
Oysa Şaron, kentlere dönüşen yerleşimler dışında kalan kasabalardan çekilmeye taraftar.  Bu nedenle başbakan, Likud’dan çekilerek kuracağı yeni bir parti ile seçimlere gidebilir. Kazanır da.
Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Şaron’un kuracağı parti 27 milletvekili çıkarabilir ve sağlam bir koalisyon kurabilir. Ancak Şaron’un ciddi bir maddi desteğe ihtiyacı olacak, bu desteği de önümüzdeki hafta sonunda New York’ta bir araya geleceği dostlarından talep edecek.