Hayatım boyunca dilenciye para vermedim. Çocuklarım küçükken, “Anne ne kadar acımasızsın” diye sitem ederlerdi. Onlara, çalışmadan para kazanmanın doğru olmadığını dolayısıyla iyilik etmediğimi, bazı örnekler vererek anlatmaya çalıştım.
Öte yandan sokakta akordeon çalan, eli yüzü düzgün göçmenlerin uzattığı kağıt bardağa her zaman bir şeyler bıraktım. Bu davranışı dilencilik olarak nitelendirmiyorum. Çorap veya mendil satanları da bir kenara itmiyorum. Her biri yaşamını idame ettirmek için bir çaba sarf ediyor.
↔↔↔
Teşvikiye’deki bir AVM’nin çıkış kapısıyla, yakınındaki okulun kesiştiği noktada kaç zamandır, açık mavi bir battaniyeye sarınmış, saçı sakalı birbirine karışmış yaşı belirsiz bir adam, kaldırımda oturuyor. Yanı başında bir dizi kağıt mendil. Neden sonra adamın hikâyesini öğrendim. Güngörmüş, varlıklı bir aileye mensup bu zat zaman içinde maddi gücünü, ardından zihinsel dengesini yitirmiş. Geceleri ne yapar bilmiyorum ama gündüzleri vaktini mendil satarak geçirir. Asla sadaka kabul etmez. Mendillerin fiyatı bir lira. Beş lira verip bir paket aldığınızda hemen parayı iade eder. O denli gururludur. Cebimde bozuk para bulundurmayı adet edindim. Önünden her geçtiğimde, üç lira uzatıp üç mendil alırım.
↔↔↔
Sahiplenmek çok farklı bir içgüdü. Söz konusu adamı biraz uzaktan islediğimde, kurumlarımızın ne denli özverili çalıştığını bir kez daha anladım. Keşke o da sokaklardan kurtulacak bir birime rastlasaydı. Maalesef hayat herkese eşit davranmıyor.
↔↔↔
22 Aralık Pazar gecesi Hanukiya’nın ilk mumunu yakacağız. En sevdiğim bayramlardan biridir. Neşedir, ışıktır, umuttur. Şu veya bu nedenle yeni yıl için kimseye hediye almam. Ama Hanuka başkadır. Küçüklere her zaman oyuncak, zira giysiler onlar için hediye kapsamına girmez. Anne ve babalarına ise artık gönlümden ne koparsa…
↔↔↔
Sevinirken sevindirmek bir o kadar önemli. Hele bayram zamanlarında. Bilinen (zira bilinmeyenler de var) 312 aileden 700 küsur ihtiyaçlıya her tür desteği veren Matan Baseter, bu yıl ek olarak insanların bayrama yeni ayakkabılarla girmesini sağlıyor.
Biz, en azından yakın çevrem, çocuklarımızı cam fanuslar içinde büyüttük. Hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yaptık. Çok da kötü yaptık. Doğal olarak bilmeleri gereken kavramlara uzak kaldılar. ‘Tsedaka’nın sadaka olmadığını, bir taziye kartının nasıl / nereden yapılacağını, toplumumuzda yardıma gereksinimi olanların varlığını bilmediler. Çünkü biz bu tür olayları hep onlar için hallettik.
↔↔↔
Her şey için bir ‘ilk’ vardır. Hanuka’ya sayılı günler kaldı. Yetişkinler, bir ayakkabı hediye etmek için destek hattı 0530 413 69 20’yi rahatlıkla arayabilir. Hediye bir ayakkabının ederi düşündüğünüzden makul.
Ama önemli olan çocuklarımıza, gençlerimize bulunduğumuz durumu anlatıp 0530 413 69 20’yi kendi başlarına aramaları…
Hag Hanuka Sameah.