Milli Piyango…

Sami AJİ Köşe Yazısı
1 Ağustos 2018 Çarşamba

Son günlerde kamuoyu, Torba Yasası’ndaki bedelli askerlikle ilgileniyordu. Gerek basın, gerek televizyonlar, gerekse siyasiler, sürenin uzunluğu kısalığı, doğum tarihinin 31 Aralık mı 1 Ocak mı kabul edileceği, sistemin adil olup olmadığı vs. hususlarda görüşler belirtiyorlardı.

Ancak Torba Yasası’nda, aslında milyonlarca kişinin yaşam tarzını etkileyen, adeta hayatımızda daima konuşulan, Milli Piyango ile ilgili maddeler de vardı. Bundan böyle brüt hasılatın, yüzde 89’una kadar varan bölümünün ikramiye olarak dağıtılabileceği belirtiliyordu.

Buna paralel olarak, Milli Piyango İdaresi iki karar aldı: Sayısal Loto bundan böyle cumartesiye ilaveten çarşamba günleri de çekilecekti… Ama daha önemlisi Milli Piyango biletleri ile ilgili olanı idi.

Bundan böyle Milli Piyango biletleri makinalardan da (yani Loto gibi) basılıp verilebilecek. Hatta dilersiniz ilk dört veya son dört numarasına kadar siz söyleyip ona göre bilet de bastırabilirsiniz. Yani şansınızın ilk dört veya son dört numarası sizin ağzınızdan çıkabilir. (Ben denedim ve Büyükada’daki makineden uygulamanın başladığı ilk gün, başlıktaki siyah beyaz biletimi aldım. Son üç numara kapağın altındadır.)

“Eyvah!” diye söylendim. Artık tarihî bir miras diyebileceğimiz renkli, resimli biletler yerine elimize siyah beyaz, küçücük bar kodlu kâğıt mı verecekler diye üzülürken hemen yeni bir haber geldi. Hayır! Geleneksel biletlerin satışı da devam edecek. Yani dileyen yine Nimet Abla, Bahçekapı gişesi veya sokak köşelerimizi çeşitli şekillerde süsleyen seyyarlardan klasik biletleri kendi elleriyle seçebilecekler.

Bu düşüncelere kapılıp hayal kurarken, ‘Devlet eliyle’ piyango tertiplemek önce kimin aklına gelmiş diye bir sual aklıma geldi. Kısa bir araştırmaya girdim. Neticesi hoşuma gitti ve paylaşayım dedim.

İnceleyebildiğim kadarı ile piyango biletinin basıp halktan dolaylı vergi toplamak, Çin’de Han sülalesi zamanında MÖ 100’lü yıllarda başlamış. Gelirlerin büyük kısmı ne için harcandı dersiniz? Sıkı durun.

Büyük Çin Seddinin inşasında kullanılmış! Bu ‘talih oyununun’ adı da, hâlâ geçerliliğini korumakta olan ‘Keno’ imiş. Herhalde, toplanan gelirlerden çok memnun kalınmış ki, Çin imparatorları, her büyük proje için bu yola başvurmuşlar.

Benzer maksatla bilet bastırıp para toplayan bir kişi de ünlü Roma imparatoru Agustus’tur1.  Yeni yollar yapmak ve eskilerini tamir maksadıyla talih oyunlarını başlatmıştır. Yalnız ikramiyeler nakdi değil mali idi (Bir nevi eşya piyangosu da diyebiliriz. Köleler de ikramiyeye dâhildi).

Günümüze biraz yaklaşırsak, İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth 1567 yılında limanlarını ‘modernleştirmek’ ve donanmasına yeni gemiler katmak üzere, tanesi 10 shilling’den tam 400 bin bilet sattırmayı başarmış2. Büyük ikramiye -az değil- 5.000 Sterlin idi. Ayrıca çeşitli vazolar, gümüş takımları, ‘özenle dokunmuş keten kumaşlar’ dağıtılacaktı. Daha da orijinali,  inanmayacaksınız, bazı talihliler, cinayet, vatan hainliği gibi ağır olanlar hariç, adi suçlardan tutuklanmamak şansını da yakalıyorlardı! Piyango büyük başarı ile sonuçlandı. 

Daha ilkokulda iken tanıdığımız, ABD’li mucit ve devlet adamı Benjamin Franklin, kendi eyalet bütçesi açık verip asker bulma güçlüğüne düşünce aynı yolu denemiş. 1747 yılının şubat ayında düzenlediği çekilişle istediği meblağı toplamış. Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Peki, bizde ne zamandır piyango var? İlk piyangoya 19. asrın başlarında rastlıyoruz. Örneğin, Kandilli Kız Mekteb-i Sultanisinin inşası yararına çekilişler yapılmış. Sultan 2. Abdülhamit zamanında bu iş bir nizamnameye bağlanmış, hatta satış noktaları da tespit edilmiş.  Cumhuriyet döneminde önce ‘Tayyare Piyangosu’ adını almış (hedef çok açık: uçak endüstrisini ve uçmayı teşvik etmek istiyoruz deniyor ve bu ulvi gaye uğruna aslında kaybedenler de vatana hizmet ediyorlar mesajı veriliyor). 1939’da, bu müessese tamamen bir devlet tekeli haline geliyor ve Milli Piyango başlıyor.

Nihayet ravlarımız bu işe ne diyor? Yapılan yorumların çokluğu ve derinliği gerçekten çok şaşırtıcı. Sefarad hahamlarla Aşkenaz hahamlar arasında görüş farkları var. Ortodoks hahamlarla, muhafazakâr, reformist vs. hahamlar birbirinden farklı düşünüyorlar.  Kulunuzun çıkardığı netice şu, eğer piyangonun hasılatı kişisel bir zenginlik yaratmak için değil de ‘kaşer’ bir maksada yönelikse, bilet almak caizdir.

Özetin özeti:  Hayal kurarak, ümit etmek insanın adeta bir ihtiyacıdır3.

 

---

1 ilk Roma imparatorudur. 41 yıl süren saltanatı esnasında (MÖ 27-MS 14) Roma’ya altın devrini yaşattığı kabul edilir.

2 1.Elizabeth (1533-1603) birçok tarihçiler tarafından İngiltere’nin en büyük hükümdarı olarak tanımlanır. Aslında vergi salması gerekirdi hatta kararı bile alınmıştı. Fakat danışmanı ve yakın arkadaşı William Cecil, Kraliçeyi piyango yapmaya ikna etti. 

3 Resimde görülen biletime amorti çıktı.