Başarıyı başarmanın yolu

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
27 Haziran 2018 Çarşamba

Bu hafta size hem kendiniz için hem de çevrenizdekiler için üstünde bol bol düşüneceğiniz, hatta herkes için rehber edineceğiniz bir kitaptan söz edeceğim: ‘Başarı Bilimi’. Ama önce yazarından söze başlamam lazım. Çünkü yazarının bugüne kadar yayınlanmış on kitabı var. Türkiye’nin 45 şehrinde başarı semineri verdi. Konferanslarına 100 binden fazla insan katıldı. Kitaplarının toplam baskı adedi 2 milyonu aştı. ‘Her Şey Seninle Başlar’ adlı kitabı, 1.100.000 baskıyla Türkiye rekoru kırdı. Mümin Sekban’dan söz ediyorum. Yazar, kişisel gelişim konusuna meraklı olanların çok iyi bildiği bir isim. Eğer aklınızdan başarının da bilimi mi olur, diye geçirdiyseniz, bu düşünceden hemen vazgeçin! Çünkü insan denen o karmaşık ama bir o kadar da tanıdık varlığın kendi içindeki cevherleri keşfetmesi için, biraz kendine inanması, biraz da kendini merak etmesi yatıyor. Bunlara da ancak bilimsel bir bakış açısı yol gösterebilir.

Yazar, bizim kendimize sormayı akıl ettiğimiz ya da edemediğimiz tüm soruları bizim için bize sorarak başarılı olmak için nasıl bir yolda yürümemiz gerektiğini anlatıyor. Bunu yaparken uzak, karmaşık, zor soruları değil, son derece sade, anlaşılır hatta eğlenceli sorular seçiyor, bazı yönergeler vererek bizi kendimize giden en doğru yolda yürütüyor. En önemli adımlardan biri de kitabı üç boyutlu olarak algılamak: 

“Bu kitabı üç boyutlu olarak okursanız, daha faydalı sonuçlar alırsınız”

Yazara göre hayatımızı bilimsel bir şekilde geliştirmek istiyorsak, yeni öğrendiğimiz bilgileri hemen gündelik hayatımızla ilişkilendirmeliyiz. Üzerinde etraflıca düşünerek teoriyle pratiği birbirine bağlamalıyız. Kitapta anlatılan tüm deney ve kavramları “üç boyutlu” olarak beynimizde çevirebilir ve kendi pratiğimize uygulayabiliriz.

Öğrendiklerimizle yaşadıklarımızı nasıl üç boyutlu olarak düşüneceğimizin de ipuçlarını veriyor yazar. Bunları uygulamaya kalktığınızda çok kısa sürede somut karşılıklarla yüz yüze geliyorsunuz. Sonucu hemen almasanız bile yaptığınız bu kişisel irdelemede kısa zamanda alacağınızı görüyorsunuz.

“Aklın gücüyle iradenin zayıflığını yönetmek mümkün mü?”

En büyük mücadelemiz kendimizle değil mi? İrademiz ne kadar güçlü? Onu kullanma becerimiz var mı ya da yeterince geliştirebiliyor muyuz? İrade tek başına bir şey ifade ediyor mu?

Bütün bu soruların tatlı öyküler, örnekler ve sonuçlarla karşılığını veriyor Mümin Sekban.

İradesinin yetersiz kalacağı noktada aklını kullanan insan, ölümcül bir tehlikeyi bile zarar görmeden atlatabilir, hatta gelecekteki kaderini öğrenerek, felaketi fırsata çevirebilir, diyor. Ona göre kişi, iradesini aklıyla yöneterek, zararını azaltıp faydasını arttırabilir. Bunu becerebilen insan, bu yaptıklarını kişiliğinin bir parçası haline getirdiğinde hayatında nasıl değişiklikler olabilir, artık siz düşünün!

Her şey, insanın kendisinde başlıyor. Yazar, yazdığı ilk kitapta bu cümleden yola çıkmayı boşuna tercih etmemiş, diye düşündüm kitabı okurken. Konu olan o her şey ne ise, insanın bunların üstünde tek tek düşünüp bulduklarını kendine eklemesi gerekiyor. Bu kitapta o her şey’den biri olan başarı üzerinde dururken bize kendimize doğru şahane bir yolculuk yaptırıyor.

Kitapta ara başlıklar var. Bu özellik, kitabı kolay okunur ve kolay takip edilir bir yazın eseri haline getirmiş. Okurken çok yerin altını çizecek hatta bununla yetinmeyip kendinize notlar çıkaracaksınız.

Başarı Allah vergisi midir, elde edilecek bir değer midir? Başarıda doğal yeteneğin rolü nedir, bir işin uzmanı olmak için kaç saate ihtiyacımız vardır gibi derin içerikli pek çok sorunun cevabını bizim için veriyor Mümin Sekban.

Başarı Bilimi türündeki kitaplar, pazar öğleden sonralarının kısır saatlerini rengârenk hale getiren, bu arada da bizi renklendiren kitaplar…

Yazarın diğer kitaplarını okumadıysanız, bu kitabı okuduktan sonra başa döneceksiniz ya da bir yerlerde konuşma yapacak mı diye onu dinlemenin peşine düşeceksiniz.