Evrene gönderdim

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
27 Aralık 2017 Çarşamba

Ay, gün, saat mevhumumu şaşırır, kaybeder oldum. Bu sene gerek sözel, gerekse görsel medyada yılbaşı ilanları, kutlamaları bir ay öncesinden başladı. Caddeleri ışıl ışıl görmek, gece saatlerinde vitrinlerden yansıyan yıldızlar eşliğinde yürümek gerçekten hoş. Tabii amaç alışveriş piyasasını canlandırmak… Ama görünen o ki işler durgun.

***

 Geçen gün e-postama, bir kargo teslimi ile ilgili bir ibare geldi. Şaşırdım. Ailede internet aracılığı ile alışveriş yapan tek kişi vardır. Teslimat sırasında evde yoksak, en yakın kargo şubesine gitmek birincil (!) görevimizdir. Adıma gelen paket kimdendi acaba?

İnsanın her yaştan arkadaşı olması büyük bir zenginliktir. Hiç tevazu göstermiyorum, bu açıdan çok şanslıyım.

***

Vladi Benbanaste ve Rubi Asa ‘FOCUS Group’ Fotoğraf Atölyesi’ni oluşturduklarında böylesine genç kitlenin katılımcı olacağını düşünmüşler miydi? Genç arkadaşım Tania Sisa’yı Focus üyesi olmadan da tanırdım. Tania fotoğrafçılık alanında hızla ilerlemeye başladı. Geçen sene aralık ayında eve bir kargo geldi. Açtığımda o kadar sevindim ki anlatamam. Tania, kendi çektiği fotoğraflardan bir masa takvimi oluşturmuştu. Beraberinde kısa bir mesaj iliştirmişti. Gerçi, Tania’nın kaleminin de çok güçlü olduğunu biliyorum.

İşte dün gelen kargo bildirisinden, bu yıl da Tania’dan bir sürpriz çıkar diye bekliyorum. Hani şimdilerde, ‘evrene gönderme’ durumları var. Ben de evrenden bir Tania takvimi istedim. Bakarsınız gelir.

***

Söz fotoğrafçılıktan açılmışken, çok zaman önce Şalom’da yaşadığım bir olayı anımsadım. Şalom tarihinde gazete için ilk profesyonel çekim yapan fotoğrafçı Ara Güler’dir.

Sene 1989, ofis Nişantaşı, Prof. Orhan Ersek’teki mekânına taşındı. Masam, giriş kapısının hemen bitişiğinde. Tam karşımdaki sehpada Avram Leyon’un daktilosu duruyor. Zil çaldı. Hemen kapının göz deliğinden baktım. (O zamanki güvenlik anlayışımız bu kadardı). Gelen Ara Güler’di. Kısa bir sohbet sonrası, ‘kızım Silvyo Bey’i çağır da iş görelim’ deyince elim ayağıma dolandı. (…) Güler, biraz da kızarak, ‘dünya alem resim çekmem için kuyrukta, adam ortada yok’.

Velhasıl Ara Güler daktilonun fotoğrafını çekti. Ardından Silvyo Ovadya ile telefonda görüştüler, konu tatlıya bağlandı.

Özetle, fotoğrafçılar genelde sonuca odaklı, saman alevi misali özgün kişilerdir.