3 yıllık mazinde bir tarih yatar… Yaşa Başakşehir!

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
10 Mayıs 2017 Çarşamba

Başakşehir, İstanbul’un yeni ilçelerinden biri. 2008 yılında Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Esenler ilçelerinden çeşitli bölümler ayrılarak oluşturulan bir bölge aslında. 2016 itibariyle 370 bin kişi yaşıyor. Türkiye’nin en büyük uydukent projesi olan 65 bin konutluk Kayaşehir projesi, Atatürk Olimpiyat Stadı ve Fatih Terim Stadı bu ilçenin sınırları içerisinde bulunuyor.

Yani Galatasaray UEFA ve Süper Kupayı aldığında, Türkiye Dünya Kupası’nda üçüncü olduğunda, Semih EURO 2008’de Hırvatistan’a o son dakika golünü attığında henüz böyle bir yer İstanbul haritasında mevcut değildi…

Medipol Başakşehir Futbol Takımının kökü 1990’da dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in kurduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Spor’a dayanır. 2013-14 sezonunda Süper Lig biletini yakalayan kulüp, 1. ligde şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından belediyeyle bağlarını koparır ve ismini Başakşehir Futbol Takımı olarak değiştirir. Ayrıca Süper Lig’e terfi ettiği 2014-15 sezonundan itibaren maçlarını Türkiye’de pek az kulübe nasip olan yepyeni Başakşehir Fatih Terim Stadında oynamaya başlarlar.

Eski yazarlarımızdan Sami Morhayim’in haklarında ödüllü bir belgesel çektiği, üniversiteli gençlerden oluşan İBB Spor’un fenomen taraftar grubu Bozbaykuşlar, Medipol Başakşehir futbol kulübü oluşturulduktan sonra kulüpten desteklerini çektiler ve tabir yerindeyse ortadan kayboldular. Başakşehir’in şu an bilinen taraftar grubu 1453 Başakşehirliler Grubu. Onlar da en son Başakşehir yönetimini ve alınan kararları eleştiren Rıdvan Dilmen ve Mehmet Demirkol’a yönelik pankartlı göndermeler ile gündeme oturdular.    

Ziraat Türkiye Kupasında Fenerbahçe ile oynanan karşılaşmada tribünlerde açılan pankartta bir dörtlük hazırlayan taraftarlar, şu ifadelere yer vermişti:

"Şeytan bizi iyi bilir, / Bizde DEMİR KOLay erir, / mehteri kullanma şarlatan / tokmağı çok acı verir!"

Bu pankartın ardından Mehmet Demirkol, televizyon programında ve köşe yazısında "Tribünlerde açtırdığınız pankarttaki 3. sınıf tehdit edebiyatında ipuçları var bu hesaplaşma uyarısının. ‘DEMİR KOLay erir bizde’ vay vay vay. Sonra ne olacak? Beş kişi saldırıp sonra da özüre mi geleceksiniz?" ifadelerini kullanmıştı.

Rıdvan Dilmen de Rizespor-Medipol Başakşehir karşılaşması sonrası yaşanan olayların ardından, "Adaletin olmadığı yerde şampiyon olsan ne olur, olmasan ne olur" yorumunu yapmıştı.

Başakşehir’in Beşiktaş ile oynadığı karşılaşmada taraftarların bu kez açtığı pankart dikkat çekti. Rıdvan Dilmen’in hedef alındığı pankartta, demir kollu bir makinede kumar oynayan şeytan figürü yer aldı. 1453 Başakşehirliler taraftar grubu, bu fotoğrafı kendi sosyal medya hesaplarından da paylaşarak "Şeytanın artistliği besmeleyi duyana kadardır. Şeytan Rıdvan akıllı ol" ifadelerine yer verdi.

Yine de tüm bu gürültüye rağmen üç senelik geçmişe sahip bu kulübün bu sezonki tribün ortalaması transfermarkt sitesine göre 3242 kişiyi geçmiyor.

Netice olarak sıradan bir belediye kulübünden oldukça yüksek bütçeli bir kulüp yaratıldı. Üç senelik bu kulübe firmalar sponsor olmak için birbiriyle savaşıyor. Nüfuzlu iş adamları kulüp yönetiminde yer kapabilmek için birbiriyle yarışıyor. Kulüp, çok iyi futbolculara sahip, ligin tozunu atıyor. Bugün itibariyle lider Beşiktaş ile puan farkı ikiye düşmüş durumda… Ancak tüm bunlara rağmen seveni yok!

Geçen seneye kadar Başakşehir’in forveti olan Fransız oyuncu Jeremy Perbet, Fransız basınına verdiği demeçte şu ilginç ifadeleri kullanıyor:

Jeremy Perbet, kendisini en çok şaşırtan durumun taraftar olduğunu söylerken, 1000 kişi önünde oynadıkları için biraz da şaşkın olduğunu dile getirdi. Fransız oyuncu La Liga'daki gibi bir atmosfer beklemediğini söylerken, “Buraya geldiğimde taraftar hakkında çok fazla bilgi sahibi değildim. Bana proje anlatıldı, neler yapılmak istendiği anlatıldı. Büyük bir projenin içerisinde olduğumu düşündüm ve kabul ettim. Açıkçası geldiğimde 25 bin ya da 30 bin kişinin önünde oynamayı beklemiyordum ama 1000 kişi görmek de beni çok şaşırttı...”

Anlaşılan yapay ve biraz da trajikomik bir zorlamayla başarıya yaklaşmak mümkün… Fakat insanların sevgi ve saygısını elde edebilmek için mazisinde tarih yatan gerçek bir kulüp olmak gerekiyor.