Le Pen takiye mi yapıyor?

Antisemit geçmişi olanlar gerçekten de antisemitizmi terk edebilirler mi? Irkçı temeli olan bir felsefe bugün başkalarına ayırımcılık yaparken yarın tekrar özüne dönme potansiyeli içermez mi?

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı 0 yorum
13 Nisan 2017 Perşembe

Fransa’da antisemitizm uzun yıllardır, özellikle Ulusal Cephe Partisi eski Başkanı Jean Marie Le Pen ile birlikte hep gündemdeydi. Le Pen’in o ünlü, “Holokost tarihin bir detayıdır” sözü de Fransız antisemitizminin simge mottosu haline gelmişti.

Ancak baba Le Pen, istemeden de olsa görevi kızı Marine Le Pen’e devrettikten sonra, partinin antisemitizm bağlamında, retoriğinde büyük bir değişim yaşanır olmuştu iki seneden beri. Marine, partisinin özellikle antisemit duruşunun genel Fransız seçmenini olumsuz etkilediğini ve zaten iki turlu sistemin Fransa’da sigorta görevi görüp radikal partilerin başkanlarının bugüne kadar olduğu gibi devlet başkanlığına seçilmesinin pek mümkün olmadığını gayet iyi gördüğünden adeta bir devrime imza atacak ve “Ulusal Cephe Partisi bugün Fransız Yahudilerinin tek koruyucu partisidir” diyecekti yakın zamanda.

İslam’a ve ülkedeki Müslümanlara karşı ırkçı ve ayrımcı yaklaşımının politikasını antisemitizm ile mücadele üzerinden geliştirmeye çalışan partinin, böylelikle ana akım seçmendeki partiye karşı olan tepkisini azaltmayı ve ülkedeki yükselen İslam etkisinden rahatsız olan aynı kesimin oylarını da almayı hedefleyen bu yeni duruşunun ne kadar samimi olduğunu tartışıyor bugün, Fransız aydınları.

Diğer bir deyişle, bizim bildiğimiz terminolojik anlamda, Marine Le Pen, ‘takiye’ mi yapıyor yoksa? Yahudileri kullanarak Müslümanlara karşı yaptığı ayrıştırıcı ve giderek ırkçı politikalarını meşru hale mi getirmek istiyor, ortalama Fransız seçmeninin nezdinde? Yoksa gerçekten de babasının retoriğinin ana damarında ve partisinin kurucu öğeleri arasında bulunan Yahudi düşmanlığından vaz mı geçiyor?

Fransa’nın en büyük Yahudi kuruluşu CRIF ise bu konuda tam karar verebilmiş değil ama genel kanıları ülke siyasetinin içinde ‘kullanılmakta’ oldukları. Bir başka Yahudi kuruluşu ise, “Bugüne kadar Fransız statüko partileri antisemitizmin Fransa’ya ait olmadığına, dışardan ithal edildiğine inandıkları için bunun üzerine gitmediler, şimdi ise sadece Ulusal Cephe, Fransa’da yaşayan Müslümanların yaptığı antisemitizm ile mücadele edilmesi gerektiğini söylüyor” diyor.

Bu arada Fransa’daki bazı Yahudiler Ulusal Cephe’ye ait bir Yahudi kuruluşu kurarak partiyle birlikte antisemitizm ile mücadele edeceklerini iddia edecek kadar, yıllardır antisemitizm ile iç içe algılanan partiyi temize çıkaracak bir girişimde bulunuyor.

Oysaki Marine Le Pen, bir yandan babasının antisemit mirasını reddettiğini iddia ederken, diğer yandan seçim kampanyaları esnasında bildik, ‘uluslararası finans odakları’ veya ‘küresel sermaye’ gibi tipik, antisemitizmle birlikte anılabilecek sözlere bolca yer vermeye devam ediyor. Hem ırkçı ve antisemit tabanını ayakta tutmaya çalışıyor, hem de ülkedeki Müslüman varlığından rahatsız olmaya başlayan ana akım oyları kendisine çekmeye çalışıyor. “Antisemitizmle mücadelede Yahudilerin sığınağı bizim partidir” derken de kimi Müslüman topluluklarının antisemit olaylarını kullanarak hem Müslüman karşıtı politikalarını Fransızların nezdinde anlaşılır kılmaya çalışıyor hem de onların oylarına gözünü dikiyor.

Antisemit geçmişi olanlar gerçekten de antisemitizmi terk edebilirler mi? Irkçı temeli olan bir felsefe bugün başkalarına ayırımcılık yaparken yarın tekrar özüne dönme potansiyeli içermez mi?

Cevabı bilen varsa söylesin…

***

İyi bayramlar

Pesah Bayramı’nın en değerli ve kalıcı dersinin, bir hafta boyunca da olsa, kabarmış-mayalı-yiyeceklerden kaçındığımız gibi, nefsimizi ve egomuzu kabartan öfke, gurur, kibir gibi duygulardan kaçınarak, bunlardan beynimizi ve ruhumuzu arındırmak olduğuna inanırım.

Son tahlilde, kendimize ve sosyal ilişkilerimize geri dönülemez de zararlar verebilecek bu yıpratıcı ve giderek yok edici duygularla en azından Pesah haftası boyunca mücadele ederek kutsal bir terapi dönemi de geçirebileceğimize inanıyorum.

Pesah’ın temel simgesi olan kötülükten kurtuluş inancı ile özgürlük ve arayışı ise her daim yolumuzu aydınlatsın.

İyi bayramlar dileklerimle,

Hag Pesah Sameah.

 

1 Yorum