Son çare olarak mizah

Mizah, elinde kumanda, senin için kutsal olan Menora’nın devlet kanalında dizilerde dekor olarak kullanıldığı, dualarının hatalı ve Tanrı’nın adının reyting uğruna boş yere söylenildiğini duyunca “Bari oyuncu kipa takaydı!” demendir.

Riva HAYİM Köşe Yazısı
1 Mart 2017 Çarşamba

Mizaha merakım çocukken, dedemin Efraim Kişon ve MAD dergisi koleksyonlarını karıştırmamla başladı. Uzun Şabat yemeklerinde arka odaya gider MAD dergilerinin karikatürlerini anlamaya çalışırdım. Bu merak öyle güçlü oldu ki, uzun yıllar elimden geldiğince yerli ve yabancı mizah dergilerini yakından takip ettim. Hatta kendimce mizah kitap koleksiyonum vardı, karikatürler çizerdim.

Hayalim bir gün mizah yazarı olmaktı, nitekim bu hayalimi Şalom’da çok sevdiğim karikatüristlerle aynı sayfalarda yazarak, arada da ucundan da olsa mizaha değinerek gerçekleştirebiliyorum.

Her mizahın sadece güldürmek için olmadığını daha çocukken anlamıştım.

Okulda zalim çocuk tiplemesi vardır mesela. Zayıf, şişman, gözlüklü, çirkin kim varsa okulda dalga geçer, çocukları ağlatır.

Bu çocuğun yaptığı da kimine göre mizahtır.

“Şşşşşt şişko baksana hehehe!”

Ben buna zalim mizah diyorum, pek gülebildiğim bir şey değil.

Kimi salt güldürmek için mizah yapar. 

Kimi mizahın arkasına saklanır, oradan “Şaka yapıyordum” diye karşısındakine saldırır. Amacı kişi veya toplumu küçük düşürmektir. Kendiyle de dalga geçemez.

Kimi mizah ise savunur. Savunma mizahını yapan çaresizdir, saldırılara karşı yapacak bir şeyi kalmamıştır, araç olarak mizahı kullanır. Yeri gelir, kendiyle çok güzel dalga geçer; egoyu megoyu çözmüştür artık.

Ben ötekileştirilen her toplumun mizahını seviyorum.

Sözlü tacizlere, nefrete karşı savunma haline geçtiklerinden, dünyalarına nefes aldıran şeydir mizah.

Mizah durumsallıktır.

Yapmazsın…

Akar gider, sen oradan geçersin.

Darbe girişimi öncesi, politikacılar birbirlerini Yahudilikle suçlar. Ülkede darbe girişi olur, bu sefer darbeciler Yahudilik’le suçlanır.

Sen de Yahudi olarak bu garip tartışmayı izlersin.

Bu hafta 4-5 Mart tarihleri Uluslararası Ladino Günü. UNESCO tarafından yok olmaya yüz tutan diller kategorisinde yer alan Ladino dili, dünyanın farklı köşelerinde yaşatılmaya çalışılacak.

Yazarımız Karel Valansi twitter’dan bu kültürel etkinliği duyuruyor ve Ladino’ya ithafen şöyle yazıyor:

“Bugün dünya anadil günü…”

Ve gelen cevap:

“Ülkenin altını oymayın!.



Buna çok gülüyorum. Böyle böyle ülkenin altını Sümerce konuşarak o-ya-maz-sınız diyor aslında. Olay bir anda mizaha döner.

Ya da TRT1 dizisinde repliklerle ince ince bir karakter üzerinden Yahudilik düşmanlığı körüklenir. Sen ise dekordaki Davud Yıldızlı şamdana bakıp, “Yalnız o Menora orada olmazzz!” diye elinde ekrana kumanda bakakalırsın.

 

Yani dizide otantik dursun diye yaktıkları Menora, Yahudilikte o kadar önemlidir ki Bet Amiktaş / Mabed dışında hiçbir yerde dua amaçlı yakılmaz. 

Mizah, elde kumanda, Menora’nın TRT 1’de dekor olarak kullanıldığı, dualarının hatalı ve Tanrı’nın adının reyting uğruna boş yere söylenildiğini duyunca “Bari oyuncu kipa takaydı” demendir.

Hatta başka bir arkadaşın espri yapar: “Belki Işıklar Bayramını kutluyorlardır, Hanuka mumu falan yakmaya karar vermişlerdir?” Arkadaşınla güler, karşılıklı bayram başlamış gibi bayramlaşırsın.

Benim için mizah maalesef bu.

Son çare olarak hepinizi gülmeye davet ediyorum.

Ken no risika, no rosika…

Gülmeyen, ışıldamaz.