Hayatımızdaki öğretmenler

Avram VENTURA Köşe Yazısı
26 Ekim 2016 Çarşamba

Birlikte olduğumuz, birçok değeri paylaştığımız kimi insanlar yanında öyleleri vardır ki, hayatımızın bir döneminde bize dokunup geçerler, oysa ömrümüz boyunca onları hiç unutamayız. Kimini eylemleriyle, kimini davranışlarıyla, kimini düşünceleriyle, kimini de duygusal yaklaşımlarıyla anımsarız. O aileden bir kişidir, bir öğretmendir, bir toplum öncüsüdür, bir işverendir, bir bilim insanıdır, bir sevgilidir, bir yazardır, belki de dar bir zamanda rastlantıyla karşılaşıp etkilendiğimiz sıradan bir insandır! Varsıl birinin deneyimleri yanında, yoksul bir insanın sözleri ya da davranışları da yolumuzu aydınlatabilir. Kısacası, hepimizin yaşamında düşüncelerini benimsediğimiz, duygudaşlık kurduğumuz, örnek aldığımız, böyle biri ya da birileri mutlaka vardır. Yoktur veya hiç olmadı diyenlere de, bunun eksikliğini duyumsamadıkları için acırım yalnızca.

Bu girişten sonra sözü şuraya getirmek istiyorum:

Kitap seçerken kimi zaman eski yapıtlarından tanıdığım, dostların önerdiği ya da olumlu eleştiriler almış yazarlar öncelik sıralamamın başında geliyorlar. Kimi zaman da beğeneceğimi umduğum, hiç bilmediğim yazarları da alıp okuyorum. Dr. Wayne Dyer de bunlardan biri oldu. Kitap raflarında göz gezdirirken, yaşam öyküsünü anlattığı Hayat Dersi kitabıyla işte öyle buluştum. Eve döndüğümde ilk işim bu yazarı araştırmak oldu. Ülkemizde adı çok öne çıkmamış olsa da, yayımlanmış kırk kitabı olan Dr. Wayne Dyer, kişisel gelişim dünyası içinde çok iyi tanınıyor. Ayrıca kitabın tanıtım yazısında, Dyer’in ABD’nin en başarılı ve ünlü “guru”su olduğu belirtiliyor.

Yazar kendi yaşam öyküsünü anlatırken, başından geçen olayların, karşılaştığı insanların, hayat boyu yaptığı seçimlerde ve bireysel gelişiminde ne denli etkili olduğunu anlatıyor. Kitabın bir yerinde de şöyle diyor:

“Şunu biliyorum ki hayatımızdaki öğretmenler, yaşamımızın her anında yer alıyorlar. Bu öğretenler, her zaman insan olarak çıkagelmiyorlar. Bazı zamanlar, bir rastlantıyla gerçekleşen olaylar ya da mektup kutusunda beklenmedik bir mektup veya televizyondaki bir söyleşi de oluyorlar. Bunca yıl boyunca, öğretmen aramamayı ama kendimi tüm olasılıklar için hazır tutmayı ve her zaman şükran duymayı öğrendim.”

Yazar, hayatının her döneminde kendisine yol gösteren, onu aydınlatan olay ve insanları anlatırken, alınacak dersleri de okuyucuyla paylaşıyor.

Her insan, kendi deneyimini yaşar. Bir yazarın öne sürdüğü görüşlere, vermek istediği iletilere ya da öğütlere katılmayabiliriz, ama kendimize göre bir pay çıkarabiliriz. Bir başkasını bilemem, ancak bu ve benzer kitaplar beni düşünmeye yönlendiriyor, kışkırtıyor. Onları okurken başımdan geçmiş olayları, tanımış olduğum beni etkileyen insanları, yeniden anımsamama etken oldu.

Biliyorum, sürekli kanayan bir yara gibi belleğimizde yer alan, bizi ömür boyu üzen olumsuz anılar da var diyeceksiniz. Sanıyorum onlar da, almamız gereken dersin birer parçası oluyorlar.

Dileyelim ki, Dyer’in deyişiyle hayatımızdaki öğretmenleri her zaman olumlu yönleriyle, şükran duyarak, sevgiyle analım!