‘Mavi adam’ Alaton

Bayram tatiline damgasını vuran en önemli olaylardan biri İshak Alaton’un kaybı oldu. Yaşam öyküsü yazılı ve görsel basında geniş yer aldı. Cesurdu, başarılıydı, sanatseverdi... Farklı bir ‘aura’sı vardı. Sadece gözleri değil, vücut diliyle de ‘mavi’ydi İshak Alaton.

Tilda LEVİ Köşe Yazısı 0 yorum
21 Eylül 2016 Çarşamba

İkinci uzuun bir bayram tatilini daha geride bıraktık. Pazartesi sabahı gazete sayfalarında ekonomistler bile, ‘Artık iş başına’ diye seslendi.

İstanbul halkından tatile gidenlerin büyük çoğunluğu Yunan Adaları ile Büyükada arasında bölündü. Yunanlılar uygun fiyat, düzgün hizmet ve temiz plajlarıyla gelen turisti memnun ettiler.

Büyükada esnafı vapur ve motorla gelen güruhu gördükçe sevindi. Zihniyet geleni memnun etmekten ziyade, ‘elimdeki malı nasıl daha pahalı satabilirim?’ doğrultusundaydı.

Gezmek, hava almak, farklı bir deneyim yaşamak herkesin hakkı. Ama başkalarının hakkını çiğnememek şartıyla. Ada’ya ilk kez akın akın gelen yerli turistler bizi boğdu. Neyse ki Ada’nın gerçek yerlisi ara sokakları kullanarak denize ulaşmanın bir yolunu buldu.

‘Kumsal Beach’ müdavimleri bayramın ikinci günü, yıllardır birlikte denize girdikleri yerde büyük bir masa oluşturup neşeli bir öğlen yemeği yediler. Akşamüstü de ‘Kumsal Beach’in Maden’in sonunda açtığı yeni mekânda güneşi batırdılar.

Farklı kültür ve inançtan olan bu grup o denli sıcak bir ortam geliştirdi ki, çevrelerini de aynı şekilde mutlu hissettirdiler. Aslında halklar arası barışı sürdürmek o kadar basit ki…

Ada’nın tam ters ucunda üyelerin gittiği bir kulüpte her zamanki yoğunluk azalmış, ‘aşağıdakilerle- yukarıdakiler’ yer değişikliği bile yapabilmişlerdi. Malumunuz, herkesin tapulu bir köşesi vardır. Her ekipten bir kişi, sabah ezanıyla kalkar, deniz kenarındaki bir köşede bulunan 10-12 adet şezlonga havluları serer. Buna yer tutma denir. Ve ‘aşağıdakiler’ grubuna girerler. ‘Yukarıdakiler’ ise havuzun ve biraz Club Med havasını yansıtan oturma/güneşlenme grubunun yer aldığı bölümdür. Her iki yerin müdavimleri farklıdır. Tek başına bir şezlongda kitap okuyan kişilerin sayısı kısıtlıdır. Her an, her haberi, herkesten önce öğrenmek bir yaşam tarzı halini aldı. Çoğunluk psikolojisiyle yaşamak ne denli yapıcı, ne denli zararlı, bazen karar veremiyorum.

***

Bayram tatiline damgasını vuran en önemli olaylardan biri İshak Alaton’un kaybı oldu. Yaşam öyküsü yazılı ve görsel basında geniş yer aldı. Cesurdu, başarılıydı, sanatseverdi... Farklı bir ‘aura’sı vardı. Sadece gözleri değil, vücut diliyle de ‘mavi’ydi İshak Alaton.

Çoğu kez kalabalık ortamlarda karşılaştık. Birkaç kez e-posta yoluyla yazıştık. Yanıtı kısa süre içinde ayrıntılı gelirdi. Ve hep karşısındakini çok önemli hissettirerek... O sayfaları arşivledim. Her açıdan ‘moral’ taşıyorlar.

Bu vesile ile Alaton Ailesi’ne başsağlığı dilerim.

 

 

 

1 Yorum