7 Ağustos Yenikapı

7 Ağustos Yenikapı Mitingi hafızalardan hiç silinmeyecek, yeni Türkiye’yi en net, en renkli yönüyle anlatan, olağanüstü anlamlı bir resim olarak hatırlanacak.

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
10 Ağustos 2016 Çarşamba

7 Ağustos Yenikapı Mitingi hafızalardan hiç silinmeyecek, yeni Türkiye’yi en net, en renkli yönüyle anlatan, olağanüstü anlamlı bir resim olarak hatırlanacak.

Mükemmel bir organizasyon olduğunu alana girerken hissetmemek imkansızdı. Tek zorluk, miting alanı çevresinin inşaat halinde olmasından dolayı alana giriş yolunda binlerce insanla birlikte çok zor koşullarda, tepemizde 35 derece güneş ısısı eşliğinde adım adım ilerlememiz oldu. Ancak bu zorluğu da, birlikte yürüdüğümüz insanların renkliliğini, çeşitliliğini gözlemleyerek giderdiğimizi de söylemek lazım. Özellikle kimi genç kızların, ellerinden tuttukları çocuklarıyla yürüyen kadınların sıkışıklığa rağmen nasıl da büyük bir motivasyonla orada bulunduklarını gözlemlemek tecrübelerin en güzeliydi adeta.

Alana girdiğimizde yer, gök kırmızıydı. Bu dünya içinde en çok göze çarpan 15 Temmuz alçak darbesinde hayatını yitiren 246 şehidin isimlerinin yazılı olduğu devasa panoydu. İşte o zaman bu olağanüstü günün anlamını kavrayabiliyorduk sanki. Darbeye karşı çıkanlar sayesinde belki bugün milyonlar olarak bu alanda demokrasiyi, üstelik neredeyse Türkiye’nin tüm renkleriyle birlikte taçlandırıyorduk.

Önemli ilkler yaşanacaktı o gün Yenikapı’da. Örneğin, ana muhalefet partisi başkanı belki siyasi hayatında ilk kez kendisine hiç oy vermeyen devasa büyüklükteki bir kitleye konuşma yapıyordu. İlginçtir, CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi okunduğunda alanın bir bölümünden protesto gelince kürsüden yapılan sert tepkiden sonra Kılıçdaroğlu’nun konuşması kimi yerlerde cılız alkışlamaların dışında heyecansız bir dikkatlilikle dinlenmesine neden olacaktı. Kılıçdaroğlu’nun adeta bir ‘yumuşak güç’ edasıyla yaptığı konuşma demokrasi, hukukun üstünlüğü, laiklik, eğitimin önemi ve adalette tarafsızlık ile ilgili tipik bir Türk sosyal demokrat söylemliydi.

MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşması ise alanı bir hayli heyecanlandıracak nitelikte milliyetçi söylemlerle dolu olmakla birlikte kutuplaşmanın sona erdirilmesi dileklerini de içermekteydi.

Günün sürpriz konuşması ise, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dan gelirken, komutanın kısa konuşmasının miting katılımcılarının büyük heyecan ve tezahüratları eşliğinde yapıldığını da not edecektik.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, konuşmasında İslamiyet’i öne çıkarırken, Başbakan Binali Yıldırım halkı birleştirici ve bütünleştirici bir söylem tutturacak, “Demokrasiden taviz vermeden, özgürlükleri daha da geliştirerek, ekonomimizi daha da büyüterek, düşmanlarımızı azaltarak, dostlarımızı arttırarak ilerleyeceğiz.” sözleriyle demokrasi adına umut saçacaktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise her zamanki gibi kitleleri coşturan, olağanüstü rahatlıkta ve liderlik vasfının en tepe noktasında tarihi bir konuşma yapacaktı, günün sonunda.

İşte liderlerin yaptıkları konuşmalardan en göze çarpanlar:

MHP Başkanı Devlet Bahçeli: “Müştereklerimiz ayrılıklarımızdan daha fazla. Öyleyse hep birlikte hukukun üstünlüğünü muhafaza ederek yeni bir sayfa açalım.”

CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım.”

TBMM Bakanı İsmail Kahraman: “Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık.”

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar: “Zafer demokrasiye inananlarındır.”

Başbakan Binali Yıldırım: Bugün buradaki tarihi birlikteliğimizi gözümüz gibi koruyacağız.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: “Bu manzara, Türkiye’nin tüm renkleriyle bağımsızlığına ve geleceğine yönelik atılan bu adımlar var ya, işte bu çok önemli. Bu manzara Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşacağının ispatıdır.”

Miting alanında siyasilerin önderliğinde milyonların gösterdiği birlik içinde olma iradesinin devam etmesi için herkese çok iş düşüyor. Bu tablonun bozulmasını isteyenler her tarafta olabilir ama Türkiye’nin geleceği için sağduyunun galip gelmesi gerekiyor.

Tören bittiğinde ise aklımda en çok kalan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in okuduğu duadaki şu bölüm olacaktı:

“Kötülere ve kötülüğe rağmen bizi iyilikten ayırma ya Rabbi.”

İyilik bizimle olsun her daim.

Aydınlık günler de bizim olsun.