Değişimin kaçınılmazlığı

Alber NASİ Köşe Yazısı
3 Ağustos 2016 Çarşamba

Türkiye’de kabus gibi iki hafta geride kalırken, dünya nefesini tutmuş bir şekilde olan biteni izliyor. Türkiye, dünyanın en işlek havaalanlarından İstanbul Atatürk Havalimanında gerçekleştirilen terör saldırısının henüz etkileri dinmeden hemen ardından gelen başarısız darbe girişimi ile sarsıldı. Tankların insanları ezdiği, askeri uçakların meclisi bombaladığı o korkunç geceden sadece iki hafta geçti. Olağanüstü hal ilan edilen Türkiye yeni baştan ayağa kalkmaya çalışırken, birçok uluslararası kurum bu zor günlerde desteğini esirgedi.

Darbe girişiminin hemen ardından Standard & Poors’un (S&P) paldır küldür Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi hiç de etik olmadı. Ekonomik büyüme problemi yaşanan dünyada ekonomisini zor da olsa genişletmeyi başaran birkaç ülkeden biri olan Türkiye’nin kredi notunu düşürmek aslında fırsatçılıktan başka bir şey değil. Nedeni de şu: Kredi notunun düşmesi Türkiye’ye kredi verilmesini engellemeyecek sadece Türkiye daha yüksek faiz oranlarıyla borçlanacak. Şu anda Avrupa ve ABD aldıkları borç için sıfıra yakın faiz ödüyor. Borcuna her zaman sadık olan Türkiye ise Avrupa’nın birçok çerçöp şirketinden çok daha yüksek faiz ödemek zorunda bırakılıyor.

Misal, şu an tüm İtalyan bankaları batma sınırında. Kaldı ki İtalya’da geri ödenmeyen borçlar yüzde 19’a dayanmış durumda. İtalyan bankalarının borçlanma maliyeti ise gülünç derecede düşük. Zaten çıkardıkları bonoların faizi yükselse de Avrupa Merkez Bankası gerçekte pek değeri olmayan bonoları parasal genişleme kapsamında satın alacak ve bu bankalar kurtarılacak. Bunu zaten herkes biliyor ve bu yüzden kimse panik yapmıyor. Bu konu şu an gündeme getirilmiş yeni bir şey de değil. Ne zaman ki Euro / Dolar paritesi 1.14’e dayanacak, bu konu sanki kimse bilmiyormuş gibi, taze haber gibi, gündeme getirilecek ve bomba gibi patlatılacak.

Öte yandan, Türkiye’de yaşanan anlamsız darbe girişiminin bir benzerini veya benzerlerini yakın gelecekte Güney Amerika’da mesela politik istikrarsızlığın tavan yaptığı Brezilya’da -bir diğer büyümekte olan ekonomide- görmemiz şaşırtıcı olmaz. Anladığımız anlamda bir darbe olmasa bile, siyasi istikrarsızlığı daha da körükleyecek değişik senaryoları orda da görmek mümkün olabilir. S&P’nin orada da hiç beklemeden, hemen ertesi gün kredi notunu indirdiğini görünce ise, Türkiye örneğinden sonra, bu sefer şaşırmayacağız. Bütün bunlar fırsatçıların çirkin oyunları.

***

Medeniyetin bilinen başlangıcından beri Anadolu toprakları, siyasi, kültürel ve ticari bir merkez olmuştur. Amerika kıtasının keşfedilmesi ve ABD’nin varlığı bile bu toprakların önemini azaltamadı. Dünya üzerindeki en önemli değişimler tarih boyunca hep bu topraklar üzerinden başladı ve buradan yayıldı.

Şu an dünyanın içinde olduğu durum ciddi bir değişimin kaçınılmazlığını gösteriyor. Anadolu toprakları üzerinde kurulu Türkiye ise, istese de istemese de küresel bir değişime ön ayak olmak zorunda kalacak. Bizleri bekleyen günleri ve değişimleri şu ana kadar bilinen siyasi / kültürel / ekonomik kuramlarla açıklamak oldukça zor olacak, eksik kalacak. Maddi kazanım veya kayıplardan ziyade bir bilinç sıçraması yaşamamız olası.

 

 

***********************