Euro 2016’ya genel bakış

Campeão (Sampiyon)

İgal MEVORAH Spor
13 Temmuz 2016 Çarşamba

Sevinçleri ile hüsranları ile bir büyük turnuvayı daha geride bıraktık. Ülke olarak hayal kırıklığı ile kapatmış olsak da bu turnuva büyük sürprizleri beraberinde getirdi. İşte EURO 2016’ya genel bir bakış…

 Şüphesiz turnuvanın en büyük sürprizi, favoriler arasında gösterilmeyen Portekiz’in ipi göğüslemesi oldu.

Futbol otoritelerince de söylendiği gibi, turnuvayı bir kelime ile özetlemek gerekirse bunun için en iyi kelime “Defans” olacaktır. Zira maçların çoğu bir veya iki gol atılarak tamamlandı ve takımların defansif oyunları dikkat çekti. Ülke olarak ise büyük bir hüsran ve hayal kırıklığı ile kapadık turnuvayı. Fakat ne yazık ki görünen köy kılavuz istemedi…

Genel hatlarıyla, akılda kalanlarıyla, bütün renkleriyle genel bir bakışla Euro 2016’yı bir de böyle inceleyelim:

Yeşil - Kırmızı Devrim

Turnuva başında hiç kimse, Portekiz’in şampiyon olabileceğini rahatça söyleyemezdi. Ne var ki, sadece bir galibiyetle finale kadar gelen Portekiz defansıyla öne çıktı ve ilk defa büyük bir turnuvadan kupayla döndü. Peki, Portekiz’in kupa yolculuğunda akılda kalanlar neydi?

1- Macaristan ile 3-3 biten gol düellosu. Eğer Portekiz üçüncü golü bulamasaydı gruptan bile çıkamayacaktı.

2- Grup aşamasında üç beraberlik ile üç puanla en iyi üçüncü olarak gruptan çıktılar. Yarı finaldeki Galler maçı hariç bütün maçlarını ya uzatmalarda ya da penaltılarda kazandı.

3- Defansif yönleri çok kuvvetliydi. Nitekim Pepe final maçının adamı seçildi.

4- Rui Patricio kendinden beklenenin fazlasını verdi ve final maçının en iyileriydi.

5- Defans yaparak kupaya uzanmaları, 2004’te kendi ülkelerinde kupaya uzanan Yunanistan’ı anımsattı.

Hayal Kırıklıkları

İspanya: Son şampiyon, kupanın en büyük adaylarından gözükmese de hiç kimse gruplardan sonraki aşamada eleneceğini düşünmemişti. İtalya’ya 2-0 kaybetmelerinden sonra İspanya turnuvanın en büyük hayal kırıklığı oldu.

Türkiye: 2008’de inanılmazları başarmıştık, hepimiz çok açtık coşmaya, sevinmeye. Fakat olmadı, hem saha içi hem saha dışı birçok tartışma yaşandı. Ülke olarak birlik olmayı bırakalım, saha içinde bir takım yerine on bir aynı formayı giyen futbolcu vardı. Son maçta toparlansak da, kendi ipimizi kendimiz kesemedik ve havlu attık.

Göze Çarpanlar - Sürprizler

Kuzey İrlanda: Kuzey İrlanda ön elemelerde iyi bir performans sergilemişti ancak, bu sefer rakipleri çok dişliydi. Bu sebepten gruptan çıkmaları olası gözükmüyordu. Fakat bir galibiyet alarak en iyi üçüncü olan Kuzey İrlanda herkesi şaşırttı. Büyük turnuvalardaki en büyük başarısına da erişmiş oldu.

Macaristan: Fazla söze gerek yok. Gruptan çıkmasına Arnavutluk’la beraber neredeyse imkansız denen iki takımdan biriydi Macaristan. Harika bir takım oyunu oynadılar, gruptan birinci çıktılar. Alkışı hak ettiler.

İzlanda: Önce Portekiz’e çelme taktılar, sonra İngiltere’yi saf dışı bıraktılar. Çeyrek finale kadar geldiler. Tartışmasız, turnuvanın en iyi takım oyununu oynadılar. Bütün dünyaya futbol başarısının nüfus ile ilgili olmayacağına dair ders verdiler. 350 binlik ülkeden harika bir takım çıkardılar…

Renato Sanches: Turnuvalarda genç çocuklar parlar her zaman. Şampiyon ülkenin 18 yaşındaki çocuğu fark yarattı. Turnuvanın en büyük çıkış yapan oyuncu ödülünü de hak etti.

Emre Mor: Turnuva öncesi isminden çok bahsettirdi. Dortmund’a transferiyle geldi gündeme. Takım olarak Ay- Yıldızlılar kötü performans sergilese de, Emre Mor çok konuşuldu. Turnuvanın en iyi gençlerinden biriydi. Yolu açık olsun.

Turnuvanın En Güzel İki Maçı

İtalya-Belçika ve Hırvatistan-İspanya maçları.

Bu durumda ayrı bir parantez açmaya yarar var:

İtalya turnuvanın en iyi defans ve en iyi kontratak takımıydı. Çok bir şey beklenmiyorken, harika top oynadılar. Fakat Almanya karşısındaki, penaltı beceriksizliği onları yaktı. İtalya ilerisi için çok umut verdi.

Taçsız Kral

Antoine Griezmann altı golle gol krallığına ulaştı. Fakat Fransa’nın kupayı alamamasıyla sevinci yarım kaldı. Fakat genel bir bakışla, Avrupa’nın en iyi forveti denmeye aday.

Turnuvanın Renkleri

HU!: Artık bu iki harfi duyunca aklımıza direkt Euro 2016 gelecek. İzlanda, futbol takımından bahsettirdiği kadar, halkını da ünlü yaptı. Yaptığı delice tezahüratlar herkesin diline dolandı ve İzlanda turnuvanın en çok konuşulan takımı oldu. 350 binlik ülkenin taraftarına selam olsun. HU!

Will Grigg’s On Fire: Turnuvanın en güzel bestesiydi belki de. David Guetta’nın şarkısından bile öne geçti. Kuzey İrlandalıların, bir Wigan taraftarının Kuzey İrlandalı Will Grigg için yazdığı besteyi kullanması turnuvanın en unutulmazlarındandı. Fakat işin komiği ise, Will Grigg’in 1 dakika bile süre almamasıydı. “Will Grigg’s On Fire, Your Defence Is Terrified.”

Bir Numara!

En iyi kaleciyi seçmek için birçok aday ve birçok rakip var aslında. Kaleciler belki de turnuvada en çok iş düşen adamlardı. Fakat final maçındaki performansı sebebiyle, turnuvanın bir numarası Rui Patricio denebilir.

Euro 2016 Favori 11

Kaleci: Rui Patricio (Portekiz)

Defans: Joshua Kimmich (Almanya) - Pepe (Portekiz) - Samuel Umtiti (Fransa) - Raphel Guerreiro (Portekiz)

Orta Saha: Sisokko (Fransa) - Toni Kroos (Almanya) - Joe Allen (Galler) - Dimitri Payet (Fransa)

Forvet: Ronaldo (Portekiz) – Griezmann (Fransa)

EURO 2016 Genel Özet

Elbet kocaman bir turnuvayı, bütün olup bitenleri buraya sığdırmak çok zor. Fakat genel bir bakışla şunlar söylenebilir:

Genel olarak maçlar az golle bitti. Bunun sebebi de favori olmayan takımların, ‘En iyi üçüncü’ olarak gruptan çıkmayı hedef almalarıydı. Başarılı da oldular. (Kuzey İrlanda, İzlanda). Fakat maçların (final dahil) defans ağırlıklı olması, beraberinde seyir zevkini de düşürdü. Genel olarak sıkıcı olarak nitelendirebileceğimiz bir turnuva oldu. Ancak, şunu gördük, Avrupa futbolu fiziğe dayalı sert ve defansif oyuncuları çok iyi yetiştiriyor. Nitekim Pepe final maçının adamı seçildi. Euro 2016 bize golden çok, defansif zekayı izletti ve tarih raflarındaki yerini aldı. Ne yazık ki biz bitti demeden bitti…  

Nicelerine…