Müziğin nefes ustalarıyla sıradışı bir sohbet

Biri dünyanın en prestijli klarnet virtüözlerinden Giora Feidman, diğeri bu enstrümanın ülkemizdeki en iyi icracılarından Serkan Çağrı… Bu iki büyük usta, Edirne Büyük Sinagogunun büyüleyici atmosferinde verecekleri konser ile dinleyicileri neşeden hüzne çoşkulu bir duygu yolculuğuna çıkaracaklar. Bu özel konser öncesinde her iki sanatçıyla konuşma fırsatını bulduk.

Elda SASUN Sanat
11 Mayıs 2016 Çarşamba

İstanbul’un hâlâ eski mahalle ruhunu ve samimiyetini korumuş olan Beşiktaş’ta Türkiye’nin yetenekli klarnetçisi Serkan Çağrı’yla sohbet etmek üzere buluştuk.

 Neden klarnet? Bu aleti çalmak nasıl bir seçimdi?

 Doğduğumdan beri bu sese hep yakındım; klarnet ben anne karnına düştüğümden beri hep vardı. Klarnet baba mesleğim, seçmekten ziyade duyarak, dinleyerek tabii olarak gelişti ve benim de mesleğim oldu.

Sanırım Keşanlısınız…

 Aile boyu Balkanlar’dan geldik. Babam Edirneli, Keşanlı. Türkiye’de müzikten aldığım her şeyi klarnete üflüyorum. Duygular neyse enstrümanda çıkan duygular da aynı. Her insan, değişik bir nefes. Kendi yaşadığım renkleri klarnete dökebiliyorum.

 Klarnette ve onu çalanlarda diğer enstrüman ve müzisyenlere nazaran sanki biraz daha hüzün var.

 Hepsi var. Evet, klarnet çalanlarda bazen, biraz daha fazla hüzün oluyor. Fakat daha önce de söylediğim gibi çalgı sizin ruhunuz neyse onu yansıtır. Bizde “At sahibine göre kişner” derler, demek ki klarnet çalanların çoğunda bir hüzün hâkim, klarnet çalanlar aşırı duygulu olabilir; bu ruh halleriyle çalıyorlar ve müzikle bunu dışarı vuruyorlar.

İki çocuğunuz var; onlar da müziği sizin kadar seviyorlar mı?

 Biz beş kardeş, birlikte kalabalık bir aile olarak büyüdük, babamı ve klarnetini dinledik, sevdik. Çocuklarım da müziği sevip, sanatla uğraşsınlar isterim. Sanat, insanın ruh ve hayat arkadaşını bulabilmesi için en güzel payda.

Sizin için müzik dili nedir?

Paylaşmak… Müzik o kadar güzel bir dil ki, kardeşçe bir sürü şeyi anlatabiliyor. Keşke müziğin diliyle bütün dünya anlaşabilse, keşke müziğin diliyle dünya insanları birbirine kavuşsa… Sınır yok, farklılık yok.

Giora Feidman’la Edirne’de konseriniz var, birlikte neler çalacaksınız?

 Giora Feidman, çok sevdiğim ve saydığım bir sanatçı. Benim hayatımda da çok etkisi var. Giora klarnet çalmıyor, anlatıyor, konuşuyor yani hayatla yaşam arasındaki çizgide çok önemli şeyler söylüyor… Klarnet, Giora’nın dili, müzik onun dili. Giora, insanlarla klarnet arasındaki en büyük iletişimci ve klarnet onun müziğinde bambaşka bir şey oluyor.

Giora’nın benim için söylediği sözler tanıtımımda halen kullandığımız kelimeler. “Serkan benim ulaşmak istediğim yerden başlamış bir sanatçı.” Bir sanatçı bunu söylüyorsa artık ermiş ve çok yükseklere gelmiştir. Giora çok özel bir insan, bizlerin şansıysa onunla aynı dönemde yaşamak. Konserin taslağını biliyoruz. Biz Giora’yla prova yapmış gibiyiz. Programda iki set olacak, bir de müşterek setimiz var.

Bu konser için çok heyecanlıyım; mekân, siz sanatçılar, her şey çok özel.

 Ağabey, kardeş dertleşeceğiz, şakalaşacağız, Giora beni görünce diyalogumuz neşeli bir sohbete dönüşür. Bu konser hakikatte çok özel bir konser, çünkü doğduğum, büyüdüğüm topraklarda, çok sevdiğim, saydığım bir klarnet ustasıyla çalacağım. Giora’nın nefesi Edirne’de olacak ve bu konser yıllar sonra bile hatırlanıp anılacak. “Giora Feidman gibi bir efsane bu dünyada yaşadı ve Edirne’ye çalmaya gelmişti” diyecekler. Bu konseri izleyecek olanlar önemli bir olaya şahit olacaklar. Mesajımız var: “İnanç merkezinde, inandığımız klarnetlere üfleyeceğiz. Edirne, Trakya çeşitli insan ve kültürlerin mekânı olmuştur. Bir Edirneli nerelisin, hangi mekândansın diye sormaz. İnsanlar arasında farklılık gözetilmemiştir, onların genleri kimseye yabancı, buralı değil demez, gelen herkese sofralar, kapılar açıktır.”

E.S: Sefarad kültürünü taşıyan bir ibadethanede, sinagogda Klezmer ve Türk ezgilerini dinleyeceğiz, orada buluşmak üzere.

Serkan Çağrı kendini anlatıyor

Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Keşan’da doğdum. Çocukluğumda bütün oyuncaklarım enstrümanlardı, etrafımdaki insanlar her şeyi müziğin dilinden anlatıyorlardı. Böyle bir ortamda ben de klarnetin dilini keşfederek anlatmaya başladım. Klarnet kadar olan boyumla çevremdeki insanların dikkatini çekmeyi başarmıştım. Beni dinleyenlerin yetenekli olduğumu söylemeleri hoşuma gidiyordu. Hatta 13 yaşındayken katıldığım klarnet yarışmasında özel ödüle layık görülünce bu yolculuktaki cesaretim daha da arttı. Ancak bu durum klarnetçi olan babamın pek hoşuna gitmiyordu. Nedenini pek anlamazdım, bana sürekli “Bu işi yapma, eğer yapacaksan da iyisini yap” derdi. Konservatuara gitmemi sağlayan rahmetli babama ne kadar teşekkür etsem azdır. Konservatuar ile birlikte hayallerim bir bir gerçek olmaya başladı. Konservatuarda klarnet eğitmenliği,  albümler, dünyanın dört bir yanında konserler, akademik kariyer, dünyaca ünlü müzisyenler ile ortak projeler, dünyaca tanınmış klarnet üreticisi bir firma tarafından klarnete ismimin verilmesi ve markalaşması, klarnet için yazılmış Türkiye’nin ilk eğitim kitabını hazırlamam, TV programları ve sunuculuğu, Amerika’da bir doktora tezi konusu olmam, Uluslararası Klarnet Festivali hayalimin gerçeğe dönüşmesi vs.”