Zirvenin farklı Renkleri

Süper Lig’de zirveyi farklı renklere bürüyen ve “asla” denilen takımlara bir göz atalım. Belki Bursaspor ve dört büyükler hariç şampiyonumuz olmasa da, şampiyonluğu son haftaya kadar kovalamış ve kendi rekorlarını kırmış birçok kulübümüz mevcut.

İgal MEVORAH Spor
4 Mayıs 2016 Çarşamba

Böyle bir başlık atmak için bundan daha iyi bir zaman olamayacağını düşünüyorum. Zira İngiltere Premier Ligi’nde Leicester City bütün devleri geride bırakarak, tarihindeki ilk şampiyonluğa ulaştı. Bu olay tartışmasız futbol tarihinin en büyük mucizelerinden biri olarak akıllarımıza kazınacak. Buradan da, tebrikler Leicester!

Bu bağlamda, Süper Lig’de de zirveyi farklı renklere bürüyen ve “asla” denilen takımlara bir göz atalım. Belki Bursaspor ve dört büyükler hariç şampiyonumuz olmasa da, şampiyonluğu son haftaya kadar kovalamış ve kendi rekorlarını kırmış birçok kulübümüz mevcut.

Üç senelik kırmızı  siyah aşkı!

Yıllardan 1969 ve 1970. Önce Galatasaray sonra da Fenerbahçe ipi göğüslüyor. Ancak bu yarışta hiç de hesapta olmayan bir takım var. Zamanında babalarımızdan çokça dinlediğimiz Eskişehirspor. Dillerden düşmeyen tezahüratıyla (Es es ki ki eski eski es!) Süper Lig’de fırtına gibi esen bir takım olan Eskişehir ne yazık ki bu zamanlarda küme düşme potasında yer alıyor. Eskişehirspor 68-69 ve 69-70 sezonlarında üst üste Birinci Lig’de ikinci olup taraftarlarına unutulmaz bir sezon yaşatmıştı.

“Rapaiç atıyor, dört oluyor!”

Spiker Melih Şendil’in demecini hiçbir Fenerbahçeli unutamaz sanırım. Yıllardan 2001 ve Fenerbahçe şaşılmayacak şekilde şampiyonluk için Galatasaray’la yarışıyor. Fakat bir misafir daha var orada. Gaziantepspor! Fenerbahçe’nin unutulmaz 3-0’dan geri dönüş yaptığı maça kadar Gaziantepspor’un şampiyonluk şansı devam etmişti. Bu peri masalına Rapaiç dakika 81’de kaleci Ömer Çatkıç’ın üstünden aşırttığı golle son vermişti…

Yiğidolar uygun adım!

Bursaspor’un şampiyonluğundan bir yıl önce, 2008-2009 sezonunda Beşiktaş ipi göğüslerken karşılarına hiç beklenmedik bir rakip çıkmıştı. Mehmet Yıldız’ı, Petkovic’i ve Bülent Uygun’uyla Sivasspor devlere kafa tutmuştu o sezon. Şampiyonluk şansını son maça kadar sürdüren Sivasspor, Beşiktaş’ın iki puan gerisinde ligi ikinci tamamladılar. Sonra da hızlı bir düşüşe geçen Sivasspor, zamanında zirveyi kendi renklerine boyamanın eşiğinden dönmüştü.

Hırs olur da İzmir olmaz mı?

Dedelerimizden ve babalarımızdan çok duyarız; “Şimdi İzmir takımları nerede?” diye. Şahsen ben yetişmesem de, tarihe dönüp baktığınız zaman, Göztepe’nin de Karşıyaka’nın da Altay’ın da zirve inatları olduğu görülür. Bilhassa 69 ve 70 yıllarında Göz göz Türkiye Kupası’nı iki kez üst üste müzesine götürmüştü. Gene 70 yılında “Büyük Altay” Galatasaray ve Beşiktaş’ı geride bırakarak üçüncü olmuş, bundan yedi yıl önce de, Türkiye Kupası’nı Anadolu’ya getiren ilk takım olmuştu. İzmirsiz futbol da şu aralar çok özleniyor doğrusu. Hiçbir gol sesi bu kadar güzel çalamaz çünkü…

Körfezden gelen rüzgâr

Tam olarak sene 2000’nin başları. Üç büyükler Kocaelispor ile ne zaman oynasa puan kaybetme riski çok yüksekti. Zira 2002 senesinde Kocaelispor Beşiktaş’ı Türkiye Kupası finalinde eleyip çok büyük bir başarıya imza atmıştı. Şimdilerde ise geçen hafta 3. Lig’e geri yükselen Kocaelispor küllerinden doğmaya çalışıyor.

Zirveye timsah yürüyüşü

Belki de, Süper Lig’deki tek devrim diyebileceğimiz tarihti 16 Mayıs 2010. Her Fenerbahçeli’nin canını yakmıştır elbette bu tarih. Zira Fenerbahçe son maça kadar lider geldiği sezonda, Kadıköy’de oynanan Trabzon maçında berabere kalmış, Beşiktaş’ı yenen Bursaspor ise tarihinde ilk defa şampiyon olmuştu. Fakat bu olay bizim için pek de alışık olduğumuz cinsten bir olay değildi. Dört büyüklerden sonra ilk defa Türkiye’den bir şampiyon çıkmış ve Bursaspor kendini tarihe altın harflerle yazdırmıştı.