Bu hafta ağımıza takılanlar

Türk Yahudilerinin anadili Türkçedir. Parlak bir basın mazisinden günümüze kalan tek gazete ise artık 11 sayfası Türkçe ve yalnızca 1 sayfası Judeo-Espanyol dilinde basılan haftalık Şalom’dur. İstanbul’da 98 yataklı Balat Musevi Hastanesi’nden başka yaşlılara, öğrencilere, hastalara, yetimlere ve muhtaçlara destek veren tüm geleneksel hayırsever kurumları da faaliyetlerine devam etmektedirler. Sosyal dernekler kütüphane, spor kolaylıkları ve kültürel etkinliklerle gençlere hitap etmektedir. Yusef Usta, Hisarönünde sevilen bir kimlikti. Tam 36 ay askerlik yapmış. Cuma namazı saatinde Hisarönü çok kalabalık olur, cemaat camiye sığmaz… Yusef Usta dükkanına gelen kartonları kesip özel olarak balyalayan, kartonları cuma namazını kılmaya gelenler için yere seren, namazdan sonra da toplayıp kaldıran bir insandı. Allah ondan razı olsun. Onu bizden saymayanlar utansın… NEDİM ATİLLA – http://www.egedesonsoz.com/

Diğer
21 Nisan 2016 Perşembe

 

  • TÜRK YAHUDİLERİNİN ANADİLİ TÜRKÇEDİR. PARLAK BİR BASIN MAZİSİNDEN GÜNÜMÜZE KALAN TEK GAZETE İSE ARTIK 11 SAYFASI TÜRKÇE VE YALNIZCA 1 SAYFASI JUDEO-ESPANYOL DİLİNDE BASILAN HAFTALIK ŞALOM’DUR

Bu yurdun evladıdır Yahudiler… Yenilikçi padişah III. Selim, 1799’da İstanbul Yahudi Cemaatine müracaatla, Yahudi gençlerin bahriyeli olarak görev yapmak üzere Osmanlı donanmasına katılmalarını istedi. Böylece Yahudiler ilk kez Osmanlı ordusunda yer aldılar. Yeniçeriliğin kaldırılmasıyla Yahudiler için yeni bir dönem başladı. Özellikle son yıllarda tamamen yozlaşmış olan yeniçeriler en ufak bir bahane ile Yahudi mahallerini yağma ederler, haksız menfaatler sağlarlardı. Buralarda çıkan birçok yangının müsebbibi yeniçerilerdi. Halk ister istemez onlarla iyi geçinir görünmeye, yakınlık ve arkadaşlık kurmaya mecburdu. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması Yahudiler için de bir kurtuluş oldu.

Abdülmecid 1847’de Kuleli’deki Askeri Tıbbiye’yi ziyaret ederken Yahudi gençlerin yemek sorunu yüzünden okula devam edemediklerini öğrenince derhal, bir haham gözetiminde bir kaşer mutfak açılmasını ve Musevi dinine mensup öğrencilerin cumartesi okula gelmemelerini emretti.

Şiddet ve üzüntü ile dolu işgal yıllarında ise Yahudiler Bursa, İzmir ve Ege’nin tüm il ve ilçelerinde olduğu gibi İstanbul’da da işgalcilerle işbirliği yapmayı reddettiler. İşgal edilen İstanbul’un Amerikan mandasına verilmesi söz konusu olduğu günlerde konuyu incelemek üzere gelen Amerikan heyetine diğer azınlıklar olumlu cevap verirken yalnızca Hahambaşı Haim Nahum, Emanuel Karaso, Aşkenoz cemaati başkanı Reissner ve hukuk profesörü Mişon Ventura’dan oluşan heyet kesin muhalefet ederek Türk hakimiyetini savundular.

Ve Büyük Atatürk… Irkçı totaliter buhranın ilk belirtilerini sezinlediği 1933’te Nazi Almanya’sının ünlü Yahudi profesörlerini Türkiye’ye sığınmaya ve bilim hayatlarına Türkiye’de devam etmeye davet etti. Davete icabet edip Türkiye’ye gelen 103 öğretim üyesi uzun yıllar üniversite ve bilim hayatına değerli katkılarda bulundular. II. Dünya savaşı sırasında Türk diplomatlar olağanüstü bir gayret göstererek görev gördükleri Nazi işgali altındaki ülkelerdeki Türk Yahudilerini (ve çok kez mevzuatı zorlayarak onların Türk uyruklu olmayan yakınlarını) Nazi mezaliminden ve “yok etme kamplarından” kurtarmayı başardılar.

Türk Yahudilerinin anadili Türkçedir. Parlak bir basın mazisinden günümüze kalan tek gazete ise artık 11 sayfası Türkçe ve yalnızca 1 sayfası Judeo-Espanyol dilinde basılan haftalık Şalom’dur. İstanbul’da 98 yataklı Balat Musevi Hastanesi’nden başka yaşlılara, öğrencilere, hastalara, yetimlere ve muhtaçlara destek veren tüm geleneksel hayırsever kurumları da faaliyetlerine devam etmektedirler. Sosyal dernekler kütüphane, spor kolaylıkları ve kültürel etkinliklerle gençlere hitap etmektedir.

Yusef Usta, Hisarönünde sevilen bir kimlikti. Tam 36 ay askerlik yapmış. Cuma namazı saatinde Hisarönü çok kalabalık olur, cemaat camiye sığmaz… Yusef Usta dükkanına gelen kartonları kesip özel olarak balyalayan, kartonları cuma namazını kılmaya gelenler için yere seren, namazdan sonra da toplayıp kaldıran bir insandı.

Allah ondan razı olsun. Onu bizden saymayanlar utansın…

Nedim Atilla

http://www.egedesonsoz.com/yazar/yahudiler-bizim-ayrilmaz-parcamizdir-/9742

 

  • “BİZLER ÇARŞI’DA FARKLI DİNLERDE, FARKLI GÖRÜŞLERDE YILLARDIR HİZMET VEREN ESNAFLARIZ. BURADA AYRI GAYRI OLMAZ”

Hoba’nın vefat haberinin gelmesinin ardından komşusu Ercan Leka duyuru için Hisar Camii’ne müracaat etti.

Süreci Egedesonsöz’e anlata Leka, “Biz vefat haberinin ardından Hisar Camii’nden ‘Çarşımızın esnaflarından Yosef Hoba vefat etmiştir. Cenazesi saat 16.00'da Altındağ Musevi mezarlığında defnedilecektir’ anonsunun yapılmasını istedik. Sela bile istemedik! Sadece anons istedik. İlk önce Konak İlçe Müftülüğü ’nü aradık. Olumsuz yanıtın ardından İl müftülüğünü aradık. Oradan da olumsuz yanıt alınca son olarak Ankara’yı Diyanet İşleri Başkanlığı’nı aradık. İzin alamadık. Ve ölüm haberini kendi imkanlarımız ölçüsünde duyurmaya çalıştık. Ama çarşı esnafının çoğunun haberi olmadı” şeklinde konuştu.

Leka ve beraberindeki komşu esnafı, izninin alınamamasına tepki gösterirken, “Yosef Usta burada herkes tarafından bilinen tanınan biriydi. Herkese saygılı biriydi. Bu devlet için askerliğin yaptı, vergisini verdi. Burada 50 yıllık esnaflık yaptı. Burası her cuma günü namaz nedeniyle dolar. Müslüman olmamasına rağmen dükkanına gelen kartonları kesip özel olarak balyalardı. O kartonları cuma namazını kılmaya gelenler için yere serer, namazdan sonra toplar kaldırırdı. Herkes ‘Allah razı olsun’ derdi. O da herkese, ‘Allah kabul etsin’ derdi. Böyle bir esnaf için bu yapılanlar, bizim çok gücümüze gitti” dedi.

Hoba’nın yaklaşık 40 yıllık arkadaşı, Musevi Esnaf Moşe Habif ise, “Yosef’in cenazesini bizzat ben kaldırdım. Biz duyulması için elimizden geleni yaptık ama cenazeye çoğu sevenleri katılamadı. Bizler Çarşı’da farklı dinlerde, farklı görüşlerde yıllardır hizmet veren esnaflarız. Burada ayrı gayrı olmaz. Herkes bir topak ekmeğin peşindedir. Yosef de insanlarla iyi geçinen, sevilen, hoşgörülü birisiydi. Bu tarz şeyler yaşamak bizi çok üzdü” ifadelerini kullandı.

Ölüm haberinin duyulması için esnaf seferber olurken, Hoba’nın haberi alamayan çoğu esnaf dostu Altındağ Musevi Mezarlığı'ndaki cenazesine katılamadı.

Onur Deniz

http://www.egedesonsoz.com/haber/basmaci-yusuf-gitti-geriye-o-ayip-kaldi/924777

 

  • AFFET BİZİ YUSUF AMCA..

Adı Yosef Hobe idi..

Musevi bir vatandaşımızdı..

İzmir Konak’ta 50 yıldır esnaftı..

Basmacı Yusuf diye tanınırdı..

Dükkanı Hisar Caminin yanındaydı..

Sevilir, sayılır, hürmet edilirdi..

Sabah erkenden dükkanını açardı..

“Selaymün Aleyküm” diyenlere, “Aleyküm selam” derdi..

78 yaşındaydı..

Bu ülke için 36 ay askerlik yapmıştı..

Devlete vergisini kuruşuna kadar ödemişti.

Kendisi müslüman olmamasına rağmen her cuma günü dükkanının önüne kartonlar koyardı..

Camiye sığmayan cemaat orada namaz kılsın diye..

Müslümanlar gelir, o kartonların üzerinde ibadetini yerine getirirdi..

Herkes “Allah razı olsun” derdi..

O da herkese, “Allah kabul etsin.”

İleri yaşına ragmen namazdan sonra kartonları tek tek toplar, bir sonraki cuma kullanılması için dükkanına geri taşırdı..

Önceki gün (14 Nisan 2016) vefat etti..

Yıllarını geçirdiği çevre esnafı çok üzüldü..

Ölüm haberi duyulsun, sevenleri son görevini yapsın diye Hisar Cami’den bir anons yapılmasını rica ettiler.

Minareden sadece şu metin okunacaktı.

“Çarşımızın esnaflarından Yosef Hoba vefat etmiştir. Cenazesi saat 16.00’da Altındağ Musevi mezarlığında defnedilecektir.”

Hepsi bu..

Cami imamı Konak İlçe Müftülüğü’ne sordu..

Hayır dediler..

İzmir İl Müftülüğü’ne başvuruldu.

Yine hayır dediler..

Son çare Diyanet İşleri Başkanlığı oldu..

Ankara’dan gelen haber de “Hayır”dı..

Yosef Hobe’nin naaşı Altındağ Musevi Mezarlığı’nda defnedilirken, sevenlerinin çoğu son görevini yerine getiremedi..

Çünkü din simsarlarına göre Yosef Hobe bir kafirdi..

Kafirin selası okunmazdı..

Aynı saatlerde İslam zirvesi İstanbul’da toplanmıştı..

Müslüman ülkelerin liderleri biraraya gelmişti..

İslamın bir hoşgörü, sevgi, saygı dini olduğu vurgulanıyordu..

Zirvenin sonunda dünyaya verilen mesaj şuydu..

“İslam ayrıştırıcı değil birleştiricidir bir dindir.”

Affet bizi Yusuf amca..

Affet..

Ama biz affetmeyeceğiz sana bir anonsu çok görenleri.

Asla affetmeyeceğiz..

Gönüllerde yaşa..

Sedat Kaya

https://zete.com/makaleler/affet-bizi-yusuf-amca/

 

  • TÜRKİYE’DE İSE İSRAİL EN ÇOK BİLİNDİĞİ ZANNEDİLEN AMA EN AZ BİLİNEN ÜLKELERDEN. HERKES İSRAİL “UZMANI”. OYSA İSRAİL TÜRKİYE İÇİN HÂLÂ KOCA BİR BİLİNMEYEN

Normalleşmeden kasıt bölgesel meselelerde işbirliği, sürdürülebilir bir ilişki kurmak, toplumsal ilişkileri artırmak ve STKlar arasında kooperasyonu sağlamak gibi daha derin bir gündem ise daha yürünecek çok uzun bir yol var ve bu mevcut şartlar dahilinde mümkün de olmayabilir. Defalarca yazdığımdan dolayı iki ülke arasındaki ilişkilerin Filistin meselesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söylemeye ihtiyaç hissetmiyorum. Yalnız yukarıda saydığım doğrultuda ekstra hedeflerle gerçek manada normalleşme sağlanmadan yüzeysel normalleşmenin de sürdürülebilir olmadığını söylemek lazım. Yani toplumsal ilişkiler artırılmadan, bölgesel meselelerde ortak zeminler bulunmadan en temel diplomatik ilişkilerin bile sürdürülmesi oldukça zor. 2010 bunun en bariz örneklerinden. İki ülke eğer ilişkilerinde normalleşme sağlamak istiyorsa daha fazlayı hedefleyip çok daha azına kanaat getirmeyi öğrenmeli.

Filistin her şeyin merkezinde duruyor fakat Filistin dışında sorunlar da oldukça çok. 2010’dan beri iki ülke kamuoyu da ilişkilerin kopuk olmasına alıştı ve ilişkileri hayati bulmuyor. An itibarıyla her iki kamuoyunda normalleşme konusunda çok da motivasyon yok. Her iki taraf da kamuoyunu normalleşmenin ülkelerinin hayrına olduğu konusunda ikna etmesi gerekiyor. Hangi tarafın diğerine daha fazla ihtiyacı olduğu şeklindeki analizler iki tarafta da yapılıyor. İsrail tarafı Türkiye bize daha fazla muhtaç, Türkiye tarafı ise İsrail bize daha fazla muhtaç diyor. Meselenin bu kadar sığ analizlere boğulması iyiye işaret değil. Nihayetinde iki ülke defalarca görüşmüşlerse her ikisinin de stratejik bir takım beklentileri vardır ve bu beklentiler birbiriyle yarıştırılabilecek kadar rakamsal da değildir.

Her iki ülkede de birbiriyle alakalı analiz seviyesi yerlerde geziyor maalesef. İsrail, Türkiye’yi neredeyse 20 sene geriden takip ediyor. Türkiye uzmanlarının ciddi bir güncellenmeye ihtiyacı var. İsrail basını, Türkiye’yi Batı’da yaygın kalıpları kendi ön kabulleriyle bulayıp kamuoyuna sunuyor. Yeni yetişen nispeten genç Türkiye analistleri var ama onlar da Türkiye’ye ilişkin kalıpları aşamayan tartışmalardan fazlasıyla etkileniyor. Türkiye’de ise İsrail en çok bilindiği zannedilen ama en az bilinen ülkelerden. Herkes İsrail “uzmanı”. Oysa İsrail Türkiye için hâlâ koca bir bilinmeyen. Ezberlerin ötesinde İsrail çalışmasına şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Başta bu sorunu çözmeden normalleşme yüzeysellikten öteye geçemeyecek gibi görünüyor.

Ufuk Ulutaş

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/turkiye-ve-israil-normallesebilir-mi/haber-507503

 

  • “MUSEVİLİK, YAHUDİLİK DİNDİR, BEN TÜRKÜM. MUSEVİYİM VE TÜRKÜM YANİ. AMA TABİÎ BİRİ BANA SORDUĞUNDA ‘AAA İSMİN NEDEN VİVET’ FALAN, İŞTE O ZAMAN DEMEK ZORUNDA KALIYORSUN, AMA DEMEK ZORUNDA KALMASAM, BİR ŞEY AÇIKLAMAK ZORUNDA KALMASAM ‘‘İ AM TURKİSH YANİ’’

Yahudi kimliğinizden ötürü hiç dışlandığınızı düşündünüz mü, kurum ya da kişilerden baskı gördünüz mü? Bu konularda sizden önceki kuşaklardan daha şanslı mı, daha şanssız mı olduğunuzu düşünüyorsunuz? Yoksa zamanla değişen bir şey olmadığını mı düşünüyorsunuz?

Yani dışlanmak değil de hep şu konu olmuştur. Bir işe girersin, ‘aaa niye adın Vivet, aaa sen Yahudi misin’ soruları olur. Ama bugüne kadar ben pek kötü niyetle karşılaşmadım. Ama bu belki benim girdiğim ortamlardan da kaynaklanıyor. Hep özel okulda okudum. Sınıfta 40 kişi vardı. 10 tanesi Museviydi. Orda azınlık olmuyorsun sonuçta. O nedenle azınlık olduğumu hissetmedim. Çalıştığım yerler daha bir entelektüel yerlerdi belki. Tanıdık vesilesiyle girdiğim işler oldu. Onun için pek öyle bir şeyle karşılaşmadım ama şu an iktidar partisiyle beraber böyle şeylerin arttığını bir şekilde görüyorum. Mesela internetteki gazete haberlerinin altına yapılan yorumlardan da bu dışlanmayı biraz hissedebiliyorum. İktidardaki partiyle arttığını görüyorum antisemitizmin. Gazetelerde haberlerin altındaki yorumlarda İsrail’e laf edeceğine ‘Yahudiler de şöyle Yahudiler de böyle’ denebiliyor.

Bence bizden önceki kuşaklardan daha şanssız olduğumuzu düşünüyorum. Eskiden hoşgörü daha fazlaymış. İnsanlar birbirleriyle daha yakın, iyi niyetli, çıkarcı olmayan bir ortam varmış. Karşılıklı sevgi-saygı azalıyor. Zamanla bir şeyler bozuluyor gibi geliyor bana. Onun için biz daha şanssızız gibime geliyor. Zamanla değişen bir şey var bence. İnsanlar artık daha önyargılı. Tabiî ki de İsrail’in dünya politikası da Yahudilere olan bakışı etkiliyor.

(…) Sizce günümüz Yahudi kimliği neye/nelere dayanmaktadır? (Örneğin dilin, dinin, kültürün önemi nedir?) Sizce bu kimlik modernleşme sürecinde değişmiş midir? Değiştiğini düşünüyorsanız bu değişimi nasıl yorumluyorsunuz? Sizin Yahudi kimliğiniz neye, nelere dayanmaktadır?

Biz Yahudiler böyle çok iç içe büyüyen bir toplumuz. Onun için hep aynı kültürde büyüyoruz. Tabiî dinin getirdiği kültürler bunlar. Onun için günümüzde Yahudi kimliği kesinlikle dinin getirdiği kültüre ve yaşayış biçimine dayanıyor diye düşünüyorum. Modernleşme sürecinde kesinlikle değişti tabiî bu kimlik. Mesela eskiden karışık evlilikler pek olmazdı, buna hoş da bakılmazdı. Ama şimdi gayet normal karşılanabiliyor. Normal karşılamayan çevreler de var ama en azından benim çevremde daha bir normalleşti. Bir arkadaşım Müslüman biriyle evlendiğinde ‘nasıl olur’ demem ama kesinlikle hani insanların kendi dininden ve kendi kültüründen biriyle beraberliklerinden bir evlilik yaşandığında mutlu olmasının oranının çok daha yüksek olduğuna inanıyorum. İlla kendi dininden değil, kendi yaşam tarzından diyelim.

Ve tabiî aynı dinden insanların yaşam tarzının da daha yakın olduğunu düşünüyorum. Mantıksal bir çerçeveden bakınca, bir Yahudiyle evlenince daha mutlu olabileceğimi bir şekilde görüyorum. Aileler uyuşuyor, yapmak istediğin şeyler çok uyuşuyor, muhabbetin daha yakın oluyor, yani demek istediğim daha yakın oluyorsun.

Benim Yahudi kimliğim yetiştiriliş tarzıma dayanıyor diye düşünüyorum. Küçükken ailece, sülalece kutladığımız bayram yemeklerinde Yahudi kimliğim öne çıkmıştır. Bayram öncesi gittiğim sinagogda karşılaştığım arkadaşlarımla edindiğim çevre, Büyükada’da büyürken hep Yahudi arkadaşlarım oldu, o şekilde Yahudi kimliğim ortaya çıktı. Hep küçüklükten gelen şeyler, küçüklükten, çevreden, aile yemeklerinden… Benim Yahudi kimliğim daha çok kültüre dayanıyor.

Mesela annemle babamın aralarında Fransızca konuşması bile, o da bir kültür mesela, Yahudi bir arkadaşımın annesiyle babası da aralarında Fransızca konuşuyor, onun küçük bir muhabbetini yapabilmek bile, onların Fransızca konuşması hakkında dalga geçmek bile bu bir kültür aslında. Ortak bir şey yani Yahudi kimliğine dair. Ve bir şekilde o, senin kimliğin oluyor. Ben Fransızca da Ladino da bilmiyorum.

Musevilik, Yahudilik dindir, ben Türküm. Museviyim ve Türküm yani. Ama tabiî biri bana sorduğunda ‘aaa ismin neden Vivet’ falan, işte o zaman demek zorunda kalıyorsun, ama demek zorunda kalmasam, bir şey açıklamak zorunda kalmasam ‘‘i am turkish yani’’.

Süheyla Yıldız

http://www.avlaremoz.com/2016/04/17/vivet-anlatiyor-ismin-yabanci-bir-isim-degilse-yahudi-oldugunu-belirtmemen-senin-icin-bir-arti-olabiliyor/

 

  • İYİ HABER ŞU Kİ BİR GRUP YAHUDİ KADIN BU YASAĞA KARŞI ÖRGÜTLENMİŞ, İSİMLERİ DE “DUVARIN KADINLARI”

Allahaşkına, bu semavi dinlerin “kadınlarla” alıp veremediği nedir?

Geçen hafta İsrail’deydim.

5 gün girip çıkmadığım yer kalmadı, elbette Ağlama Duvarı’na da gittim.

Gördüklerim karşısında yine şaştım kaldım!

Mescid-i Aksa’nın tam dibindeki duvar ortadan bir bariyerle ikiye ayrılmış. Bir tarafta kadınlar, bir tarafta erkekler dua ediyor.

Yani orada da kadın ve erkek ayrı.

Yetmemiş, kadınların sesli dua etmesi yasak !

Erkekler ilahilerle, bağıra çağıra yakarırken, kadınlar içlerinden ve hiç ses çıkarmadan dua etmek zorundalar.

Çünkü kadın sesi “haram”.

Nasıl bir düşünce sistemi, anlamak mümkün değil, hele 2016 yılında.

İyi haber şu ki bir grup Yahudi kadın bu yasağa karşı örgütlenmiş, isimleri de “Duvarın Kadınları”.

Duvarın Kadınları grubunun Direktörü Lesley Sachs, “Bu, İsrail’de cinsiyet eşitliği ve din özgürlüğü mücadelesinin bir parçası” diyor.

Kadınlar, duvarda şallarını giyip, tıpkı erkekler gibi Bat Mitsva törenine katılmak ve ailesiyle birlikte yüksek sesle Tevrat okumak için mücadele ediyor.

Kendilerini “laik-Yahudi kadınlar” olarak tanımlayan grup her seferinde tutuklanıyor.

Polis “Yüksek Mahkeme’nin 2003’te aldığı kararı uyguluyoruz; Batı Duvarı’da 10 veya daha fazla sayıda kadın dua şalı giyip yüksek sesle Tevrat okuyamaz.” diyor.

Görüyorsunuz işte, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi her coğrafyada zor.

Ama asla vazgeçmeyiz!

Özlem Gürses

http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/ozlem-gurses/dunya-muslumanlari-neden-sevmiyor-1187887/

 

Netten Okumalar

 

  • KEMERALTI'NIN BEİT HİLLEL SİNAGOGU

http://www.egemeclisi.com/haber/41430/kemeraltinin-beit-hillel-sinagogu.html

 

  • “ANTİ-SİYONİZM IRKÇILIKTIR” KARARI SİYONİZM’İN BAŞARISIDIR - MUSTAFA K. ERDEMOL

http://www.birgun.net/haber-detay/anti-siyonizm-irkciliktir-karari-siyonizm-in-basarisidir-109198.html

 

  • BU YAZI ANTİSEMİT MİDİR? NEDEN?

https://twitter.com/MusyuAvramachi/status/721458536660799488

 

  • İSRAİL, ERDOĞAN’LA GURUR DUYUYOR – BURAK COP

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/burak-cop/israil-erdoganla-gurur-duyuyor-152371

 

  • HAYRİ ÇAVUŞ’UN NOT DEFTERİ: ”İPTAL ETTİK AMA KUTLADIK, MİGROS İHRAÇ EDİLMEDİ”

http://www.avlaremoz.com/2016/04/18/hayri-cavusun-not-defteri-iptal-ettik-ama-kutladik-migros-ihrac-edilmedi/

 

  • İSRAİL ORDUSU NASIL DEMOKRASİ HAVARİSİ OLDU? – URİ SAVİR

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/originals/2016/04/israel-idf-eizenkot-defender-democracy-war-crimes-turkey.html

 

  • MARMARA İLETİŞİM ÖĞRENCİLERİNİN KAREL VALANSİ İLE GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ RÖPORTAJ /MART 2016

https://enesesenkaya.wordpress.com/2016/03/11/karel-franco-valansi/

 

  • YOSEF HOBA GİDERKEN İNSANLIK DA ÖLDÜ - FİKRİ ATILBAZ

http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=yosef-hoba-giderken-insanlik-da-oldu&id=21916

 

  • TÜRKİYE'NİN İLK PAPARAZZİSİ

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/haber/guncel/turkiyenin-ilk-paparazisi-25843

 

  • TÜRKİYE-İSRAİL TAMAM... PEKİ FİLİSTİN NORMALLEŞİR Mİ?

http://www.karar.com/gundem-haberleri/turkiye-israil-tama-88343#

 

Netten Seyredin

 

  • ŞALOM VE HURRİYET DAİLY NEWS YAZARI SELİN NASİ İLE TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİNİ KONUŞTUK

http://medyascope.tv/2016/04/15/salom-ve-hurriyet-daily-news-yazari-selin-nasi-ile-turkiye-israil-iliskilerini-konustuk/

 

Haftanın İncileri

 

  • MEHMET ŞEVKET EYGİ: TÜRKİYE’DE BİR MİLYONDAN FAZLA KRİPTO YAHUDİ VAR, BUNLARIN BİR KISMI KRİPTO KÜRT!

http://t24.com.tr/haber/mehmet-sevket-eygi-turkiyede-bir-milyondan-fazla-kripto-yahudi-var-bunlarin-bir-kismi-kripto-kurt,336115

 

  • AKİT YAZARI: İSRAİL MERKEZLİ, İNGİLİZ ANAHTARLI, MOSKOF MARKALI, ABD SERMAYELİ AHTAPOTLAR MHP’YE MUSALLAT OLDU!

http://t24.com.tr/haber/akit-yazari-israil-merkezli-ingiliz-anahtarli-moskof-markali-abd-sermayeli-ahtapotlar-mhpye-musallat-oldu,336260

 

Bir Yeni/Bir Arşiv

 

  • RÜYADA “YAHUDİ GÖRMEK” NE DEMEK? – SERDAR KORUCU

http://www.avlaremoz.com/2016/04/15/ruyada-yahudi-gormek-ne-demek-serdar-korucu/

 

  • RÜYADA YAHUDİ GÖRMEK - ESTREYA SEVAL VALİ

https://www.salom.com.tr/haber-72061-ruyada_yahudi_gormek.html

 

Takılan Tweet’ler


 

rivokkk ‏@Rivokhay  16 Nis

Sonra niye mizah :)

 

 

 

mois ‏@Moisgabay  14 Nis

Şalom'da neden İbranice sayfa yok diye eleştiri var. Şalom Türk Musevi Cemaatinin aynasıdır. Cemaatte böyle bir talep var da haberimiz mi yok?

 

Serdar ‏@serdarkorucu  16 Nis

@karelvalansi @avlaremoz Benim bir de merak ettiğim yurdum insanının rüyasındakinin Yahudi olduğunu nasıl anladığı...

 

Hasan Kılıç ‏@_nuveyba  11 Nis

"kadıköy'de bir sefarad yahudisi amcayla karşılıklı oturup yemek yedik, muhabbet ettik" diye anlatacağımız bir anımız da oldu bugün ;)))

 

ishak ibrahimzadeh ‏@ishak5723  14 Nis

Eğer uçağa biniyorsanız sayfaları telefon veya bilgisayarınıza kaydedin halen @TurkishAirlines da bulunamıyoruz.

 

 

 

Murad Çobanoğlu ‏@muradcobanoglu  18 Nis

Selanikli Raşel Jozef Naar adında bir Yehudi'nin kendi çabasıyla 1910'da kurduğu Ortaköy Yetimhanesi (El Orfelinato)